YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Darbeye ya da darbe girişimine nasıl gelindiği de açıkça konuşulmalı, bilanço çıkarılmalıdır. AKP dört yıldır bu işten ısrarla kaçındığı gibi suçu genellikle başkalarının üzerine atmakta.

Yolu ve sözü çok da dolandırmaya gerek yok. Her zaman söylüyoruz. Bu kaostan seçim ile çıkılır. Yok, toplumumuzdaki kimi etkili isimler vakıf seçimlerinde oy verecek olan Ermeni halkına güvenmediği için bu seçimler yapılmıyorsa, bu çıkmaz sokaklarda çok dolanırız.

Dava gerçekten de son zamanlarda tanık olduklarımıza benzer bir şekilde akla mantığa sığmayan bir dava. Zaten kamuoyunda alenileşmiş bir gelişmeyi haber yaptıkları için farklı siyasi çizgilerden gazeteciler yine bir torbaya doldurulup hapse atılıyor.

TBMM’de temsil edilen, 6 milyon oy almış bir parti hakkında böyle hükümler vermek bir gazetecinin görevi olmasa gerek. Üstelik, bahsedilen türden şiddet eylemlerini HDP’liler de kınarken ve bu açıklamalara bilerek yer verilmezken..

“Neden şimdi?” sorusunun hayli basit bir yanıtı var ve yanıtın basit olması gerçek olmadığı anlamına gelmez.

Burada üzerinde dikkatle durmamız gereken iki mesele ortaya çıkıyor. İlki, yazının başından beri tarif etmeye çalıştığım, oluşturulan bu nefret ikliminin bu mesajlarda payı olup olmadığı. Herhalde olmadığını söyleyemeyiz. İkincisi ve daha önemlisi de, bu mesajların birbiriyle bağlantılı olup olmadığı.

Sadece Batı’nın finans çevreleriyle arayı iyi tutarak ya da liberal/global ekonominin gereklerini yerine getirerek yeni bir çıkış yolu bulunabilir mi? Biraz zor. Bunların ötesinde, yoksulların, ezilen kesimlerin ihtiyaçlarına da yanıt verecek bir politika geliştirmek gerekiyor.

Bizim memleket her şeyi semboller üzerinden anlamayı ve açıklamayı çok sever. Bunlara takılırız daha çok. Yoksa, Cumhuriyet Bayramı olsun, 23 Nisan olsun, 19 Mayıs olsun, bunların toplumsal, siyasal, demokratik açıdan şimdi neye işaret ettiğini, neye denk geldiğini tartışmayız. Daha doğrusu onu da yine, Atatürk, Vahdettin gibi semboller, şahıslar üzerinden tartışırız.

“Bu da nereden çıktı?” diye baktığınız bir haber ya da yorum, bir süre sonra bir bakarsınız, en yetkili ağızlarda bir başka versiyonuyla yer bulur olmuş. İkili bir mekanizma işler burada.

Krizi fırsata çevirmek konusunda her zaman hüner gösteren AKP, şimdi de baro ve meslek odalarının seçim sistemlerini bir oldubittiyle değiştirmek istiyor.