PAKRAT ESTUKYAN
Savaş sona erdi ama barış halen uzakta
Azerbaycan’ın 19 Eylül’de Karabağ’a yönelik gerçekleştirdiği saldırıdan sonra, bir hafta içinde 100 bin Ermeni, evlerini bırakarak sadece birkaç parça eşya ile Ermenistan’a sığındı. Sığınmacıların bir kısmının Ermenistan’da gidecek adresleri vardı. Ancak önemli bir bölümü evsiz, barksız ve geleceksiz bir durumda buldular kendilerini. Agos’tan Pakrat Estukyan ve Berge Arabian bir hafta boyunca Ermenistan’ı baştan başa gezdiler, sığınmacılarla, sivil toplum örgütleriyle görüştüler. Estukyan’ın izlenimleri ve Arabian’ın fotoğraflarını bir yazı dizisi olarak yayınladık. Yazı dizimizin bu üçüncü ve son bölümünde Ermenistan gezisinin son gününden röportajlar ve izlenimler var.
Anavatanı bir kez daha kaybetmek
Azerbaycan’ın 19 Eylül’de Karabağ’a yönelik gerçekleştirdiği saldırıdan sonra, bir hafta içinde 100 bin Ermeni, evlerini bırakarak sadece birkaç parça eşya ile Ermenistan’a sığındı. Sığınmacıların bir kısmının Ermenistan’da gidecek adresleri vardı. Ancak önemli bir bölümü evsiz, barksız ve geleceksiz bir durumda buldular kendilerini. Agos’tan Pakrat Estukyan ve Berge Arabian bir hafta boyunca Ermenistan’ı baştan başa gezdiler, sığınmacılarla, sivil toplum örgütleriyle görüştüler. Estukyan’ın izlenimleri ve Arabian’ın fotoğraflarını bir yazı dizisi olarak yayınlıyoruz. Bu hafta Ermenistan gezisindeki ikinci günden röportajlar ve izlenimler var.
Karabağlı Ermenilerde umut ve umutsuzluk
Azerbaycan’ın 19 Eylül’de Karabağ’a yönelik gerçekleştirdiği saldırıdan sonra, Karabağ yönetiminin şartları kabul etmesiyle 20 Eylül’de ateşkese varılmış, Karabağlı Ermeniler ateşkesin ardından Ermenistan’a sığınmışlardı. Azerbaycan’ın Karabağ’a uyguladığı ve 9 ay süren ablukanın ardından gelen savaş sonrasında bir hafta içinde 100 bin Ermeni, evlerini bırakarak sadece birkaç parça eşya ile Ermenistan’a sığındı. Sığınmacıların bir kısmının Ermenistan’da gidecek adresleri vardı. Ancak önemli bir bölümü evsiz, barksız ve geleceksiz bir durumda buldular kendilerini. Agos’tan Pakrat Estukyan ve Berge Arabian bir hafta boyunca Ermenistan’ı baştan başa gezdiler, sığınmacılarla, sivil toplum örgütleriyle görüştüler. Estukyan’ın izlenimleri ve Arabian’ın fotoğraflarını bir yazı dizisi olarak yayınlayacağız. Bu hafta Ermenistan gezisindeki ilk günden röportajlar ve izlenimler var.
Manuel Çıtak’ın ardından bir anı
Kendisinin tüm itirazlarına rağmen Ara Güler’in bir fotoğraf sanatçısı olduğunu düşünürüm. Onu sanatçı yapanınsa sanat yapma gayreti değil, Allah vergisi sezgileri olduğu inancındayım. Ara Güler çektiği karelerle pek çok gencin fotoğraf sanatına yönelmesinde ilham kaynağı olmuştur.
Deniz Gezmiş ve dönemi siyasi fotoroman oldu: Aşk Olsun Çocuk
“Deniz Gezmiş’in Yaşamı ve Mücadelesi” adlı çalışma, fotoroman başlığıyla ve formatıyla okuyucuyla buluştu. Ali Cabbar’ın uzun uğraşılarla gazete arşivlerinden derlediği tarih yolculuğu, bol görsel malzemeyle okura sunuluyor. Çalışmanın başlangıç noktası, Deniz Gezmiş’in de doğum tarihi olan 1947 yılı.
"İkinci Dünya Savaşı atmosferini yaşıyoruz"
Rusya'nın Ukrayna topraklarındaki işgal harekatı 6. gününe girerken başkent Kiev'dan patlama sesleri gelmeye devam ediyor. Yeni yayınlanan uydu fotoğrafları, 64 kilometre uzunluğunda dev bir Rus konvoyunun Kiev'e doğru ilerlediğini gösteriyor. Tüm bu atmosfer içinde Kiev Ermeni Toplumu Başkanı Norik Gevorgyan Agos'un sorularını yanıtladı
Ölerek ölümü yenmeye dair
1996 yılında Agos’un Diriliş Yortusu’nda yayınlanmasına anlam atfedenlerin bakışı ise tümüyle farklıydı. Cumhuriyet tarihi boyunca hakları gasp edilen Türkiye Ermenileri ilk kez kamusal alanda seslerini yükseltecekleri, uğradıkları haksızlıklara itiraz edecekleri bir basın organına kavuşuyorlardı
"Diril çifti sırtını devlete dayayanlarca kaçırıldı"
HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik kendilerinden 11 Ocak'tan beri haber alınamayan Keldani Diril çifti ile ilgili on-line basın toplantısı düzenledi. Çiftten Şimuni Diril'in cesedi kaybolduktan 70 gün sonra evinin yakınlarında bulunmuştu. Ancak Hürmüz Diril'den hala haber yok.
Ermenistanlı göçmenlere dair gerçekçi bir tanıklık
Genelde belgesel filmlerin en önemli açmazlarından biri, onların sinematografik anlatımdan kopuk olarak adeta bir sözlü tarih anlatımına dönüşme riskidir. Rena Lusin Bitmez, bu riski ustaca bertaraf etmeyi başararak özenli bir sinema diliyle meramını anlatmayı başarmış.