Kadınız, isyandayız!

Mitolojiden ve hayal gücünden beslenen bu roman okuyucuyu hemen içine çekiyor ve sürükleyici anlatımı ile de bir solukta okunuyor.

BÜRKEM CEVHER

Kadınların her daim yok sayıldığı, yok sayılmaya çalışıldığı ve kadınlar “Varız!” demeye kalktıkça öldürüldüğü bu topraklarda sesimizi biraz daha yükseltmek, hem kendimiz hem de kızlarımız için boynumuzun borcu. Özlem Ertan, ilk romanı ‘Âşık Kadınlar Denizhanesi’ ile kadın oldukları ve aşık oldukları için ölen, öldüren ve öldürülen kadınların ruhları için bir cennet yaratırken, diğer yandan da yaşayan, yaşamaya çalışan ve isyan eden kadınlara bir umut vadettiği romanında okurları fantastik bir dünyanın içine götürerek sesini yükseltiyor. 

Tanrı Boros’un gazabı

Aşkını sevdiği adama söyleyemeyen roman kahramanı sonunda Tanrı Boros’un gazabına uğrayarak bir martıya dönüştürülür. Bir taraftan martı olarak hayatını sürdürmeye çalışırken, diğer taraftan da İstanbul Boğazı’nın aynı zamanda Âşık Kadınlar Denizhanesi olduğunu ve İstanbul’da ölmüş cümle kadının ruhuna ev sahipliği yaptığını öğrenir. Ne yazık ki Tanrı Boros, Âşık Kadınlar Denizhanesi’ni diktatörlükle yönetmekte ve kadınları buraya hapsetmektedir. Bir zamanlar adil bir tanrıçanın yönetiminde olan Âşık Kadınlar Denizhanesi’ni bir darbe ile ele geçiren Tanrı Boros kadınların ölülerine dahi zulmetmektedir.

Kitapta sürekli ‘Martı’ olarak adlandırılan kahramanımız akşamları sevdiği adamın penceresine giderek onun kendisini fark etmesini sağlar. Sevdiği adam Martı’yı avuçlarına alıp okşadıkça mutluluk duyar. Martı akşamları bir yandan ‘Rüyalar Tanrısı’ ile İstanbul’a dair mitolojik öyküleri ziyaret ederken diğer yandan da aşık olduğu adamı ve onun sevgilisini öldürdüğü için Kız Kulesine hapsedilmiş Füsun’un, Boros’a başkaldırdığı için küle dönüştürülen Lilith’in, sevdiği adamla evlendiği için öldürülen Cemile’nin ve diğer kadınların hikayelerini öğrenir.

Yahudilikte önemli bir yeri olan Lilith, Adem’in ilk karısıdır. Adem ile birlikte yaratılan Lilith, Adem’e itaat etmeyi reddetmiş, bu yüzden de cennetten kovulmuştur. Romandaki Lilith ise bir deniz kızı olup efsanedeki Lilith gibi cesurdur ve başına buyruktur. Boros’a itaat etmek istemez. Boros da onu cezalandırarak öldürür Ancak Lilith hayalet olarak varlığını devam ettirecek ve Âşık Kadınlar Denizhanesindeki kadınları Boros’a başkaldırmaya ikna edecektir.

Özlem Ertan ilk başta bir öykü olarak tasarladığı ‘Âşık Kadınlar Denizhanesi’nde diktatörlük eleştirisi yapmakta ve ancak adil ve özgür bir dünyada herkesin mutlu olacağını savunmaktadır. “Ben böyle hürriyetin içine tükürürüm be”, “Ben tak diye söyleyeceğim, onlar şak diye yapacaklar” gibi ifadelerle hem güncel siyasete göndermeler yapan Ertan, hem de erkeklerin kadınlar üzerinde hegemonya kurma çabalarını eleştirmektedir.

Mitolojiden ve hayal gücünden beslenen bu roman okuyucuyu hemen içine çekiyor ve sürükleyici  anlatımı ile de bir solukta okunuyor. Kadınların aşık olma haklarının ve cinselliklerinin yasaklanmasına bir başkaldırı niteliğinde bu roman aynı zamanda. Son iki haftada ülkemiz topraklarında yaşanan vahşi kadın cinayetlerine verilen tepkiler de göz önüne alındığında, görünen o ki kadınlar artık susmak istemiyor. Ne bu topraklarda ne de romanlarda.

Âşık Kadınlar Denizhanesi
Özlem Ertan
Müptela Yayınları
136 sayfa. 

 

 

 

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ