Yalnız başına sıkılmayı yeğleyenlere

Edouard Levé’nin Sel Yayıncılık tarafından yayınlanan kitabı ‘Otoportre’ gerek anlatı biçimi ile gerekse de yazarının iç dünyasına tuttuğu ışık ile son derece sarsıcı bir kitap.

BÜRKEM CEVHER

Dur durak bilmeden yazılan, bölüm başları ya da paragraflarla bölünmeye tahammülü olmadığı için bir solukta yazılıp tercihen de bir solukta okunan bu kitapta Levé, kendini okur karşısında tamamen çırılçıplak bırakıyor. 

Levé’nin intiharı

Okura aynı anda hem kendisiyle özdeşleşme, hem de meydan okuma fırsatı veren bir metin sunuyor Levé. Kendisinin de belirttiği gibi uzun hikâyeleri sevmiyor. Hikâyelerden çok anlatıları seviyor. Hikâye ya da kurmaca okumaktan da kurmaca film izlemekten de çok haz etmiyor. Belgeselleri seviyor daha çok. Bir olayı anlatırken detaylardan ziyade olayın ana hatlarını veriyor. Hikâye seven okur o olayı allayıp pullayabilir isterse, detaylandırabilir. Ama Levé’nin buna sabrı yok. Zaten biliyoruz ki buna zamanı da yok. Bu kitabı yazdıktan üç yıl sonra son anlatısı ‘İntihar’ı (yine Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı) yayınevine teslim ettikten 10 gün sonra intihar ediyor Levé. ‘Otoportre’de de bu intiharın izlerini sürmek mümkün. Kitabın daha ilk sayfasında “Yaşamın sonunda olan şey beni korkutmuyor,” diyerek ölümün korkulacak bir son olmadığını söylüyor. Kitabın ilerleyen sayfalarında da bir kez intihara kalkıştığını, dört kez de intihara kalkışmaya kalkıştığını söylüyor. Son kalkışmasında başarılı olması bu satırları okumayı zorlaştırıyor.

‘Otoportre’ bir otobiyografi değil kesinlikle. Belirli bir zaman çizgisinde ilerlemediği gibi, dört beş cümleden daha fazla birbirini takip eden cümle de yok kitapta. Aklına geldiği şekilde kendini anlatmış Levé. Her ne kadar kitabın arka kapağında kitap hakkında “gerçeklikle kurmacanın iç içe geçtiği” söylense de, yazar kitapta “Yazdığım her şey doğru, ama ne önemi var bunun?” diye soruyor. Okurun düşüncesinden, ya da beğenilmekten çok yazmayı sevdiği, yazmak onun için bir hayat biçimi olduğu için yazıyor.

‘Otoportre’yi okumanın pek çok yolu var. Levé’nin müzik zevkinin ipuçlarını bulmak için de okuyabilirsiniz kitabı, aşk hayatı ya da cinsel hayatına onun izin verdiği aralıktan bakabilmek için de. Okuru en çok sarsan şey ise kısa bir zaman sonra hayatına son vereceğinin işaretlerini görmek metinde.

Otoportresini yazmak isteyenler için

Kendi kendine resim yapmayı  öğrenen, çağdaş resim sergileri açıp, pek çok resmini satan, sonra kalan resimlerini imha edip, yine kendi kendine öğrendiği fotoğrafçılıkla yaşamını kazanmaya devam eden bir sanatçı Levé. Dört anlatı kitabı olan yazarı ve de yazınını tanımak için ideal bir kitap ‘Otoportre’. Kitabı kapattığınızda en kısa zamanda yazarın tüm kitaplarını okumak istiyorsunuz. Hem böylesine parça parça yazarak okuru sıkmamayı, dahası okurun ilgisini sürekli uyanık tutmayı başarıyor, hem de kitabı kapattıktan sonra okurda kendi otoportresini yazma isteği uyandırıyor.

Otoportre
Édouard Levé
Çeviri: Orçun Türkay
Sel Yayıncılık
111 sayfa.