VİCKEN CHETERİAN

Vicken Cheterian

Bakü'de zor zamanlar

Petrol fiyatlarındaki düşüş tüm dünyada büyük gerginliğe yol açıyor. Petrol fiyatları 2008'de çok artmış ve 2014'teki benzer bir artışın ardından düşmüştü. 23 Ocak'ta bir varil 27 dolar gibi düşük bir fiyattan satıldı ve İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılmasıyla, doymuş piyasaya günde fazladan 600 bin varil petrol girebilir. Petrolden gelen dolarlara bağımşı olan rejimler harareti hissediyor. Rusya'dan Venezuela'ya, Suudi Arabistan'dan Kazakistan'a, varil fiyatını yaklaşık 50 dolardan hesaplayan devletlerin harcamaları azaltmaktan başka çaresi yok. Tüm bu rejimler içinde petrole en çok bağımlı olan ve bu yüzden de en büyük riskle karşı karşıya bulunan ülke Azerbaycan. 

Azerbaycan'la petrolün geçmişi çok eskiye dayanıyor: Bakü, 1900'de dünyadaki petrolün yarısını üretiyordu. Fazla kullanım rezervleri tüketti ve Azerbaycan Sovyetler'den ayrıldığında en büyük vaatleri, kullanımı pahalı olan açık denizdeki rezervlerdi. Bu petrolin yoğun bir şekilde kullanılmasını, ülkenin son on yılda istikrarlı olmasını sağladı, zira Azerbaycan Sovyetler'den büyük sorunlarla çıkmıştı: bunlardan biri, sosyalizmin çöküşünden sonra yeni siyasi iktidarın nasıl meşrulaştırılacağıydı; bu bir yandan yeni Türki ulusal kimlikle diğer yandan da etnik gruplarla aralarında gerginlik yaratıyordu. En iyi bilinen vaka, Karabağ Ermenilerinin merkezden uzaklaşma eğilimiydi. 35 bin kurban, yüzbinlerce mülteci ve iki komşu arasında bitmeyen bir düşmanlık yaratan Karabağ çatışmaları en şiddetli örnek olsa da, kuzeydeki Lezgiler ve güneydeki Talışlar gibi diğer etnik gruplar da merkezden uzaklaşma eğilimi içindeydi.

Karabağ çatışması coğrafi olarak da Azerbaycan'ın kıyısında bulunurken, Sovyetlerin çöküşü Azerbaycan elitleri arasında da derin bir çatışmaya sebep olmuştu. Sovyet nomenklaturası (baskın sınıf), Ebulfez Elçibey tarafından yürütülen milliyetçi bir isyanla gücünü kaybetmişti; Elçibey de Sovyet dönemi diktatörü Haydar Aliyev yeniden iktidara gelmesinden sonra yapılan bir askeri darbeyle devrildi. Zor durumdaki Aliyev otoriteryen bir rejim kurdu ve Sovyet sonrası ilk, Suriye'deki Esad hanedanlığını sayarsak da ikinci hanedanlığı kurarak, 2003'te iktidarı oğlu İlham'a devretti.

Deneyimsiz İlham Aliyev iktidara iyi bir zamanda gelmişti. Bakü-Ceyhan boru hattı 2005'te inşa edildi ve 2006 petrol ihraç edilmeye başlandı. 2008'de varil başına 143 dolarla rekor bir fiyata ulaştı. Azerbaycan, o zamandan beri yılda milyar dolarlar kazanıyor. Peki, İlham Aliyev rejimi Azarbaycan'ın sorunlarından herhangi birini çözdü mü?

Bakü çok büyük miktarda silah satın aldı: İlham Alivey'in devleti devraldığı yıl olan 2003'teki askeri bütçe sadece 175 milyon dolardı; 2015'teyse resmi olarak 4.8 milyar dolar gibi astronomik bir sayıya ulaşmıştı. Alınan bunca silaha rağmen, Karabağ sorununda hiçbir ilerleme olmadı. Azerbaycan'ın Karabağ'a dair tutumu aşırılıkçı hale geldi ve diplomatik görüşmeler çıkmaza girdi. Her iki taraftan genç askerlerin durmadan öldüğü cephede de durum kötüleşti.

İlham Aliyev'in iç siyaseti de bir o kadar felaket. Bakü'de Eurovision festivali düzenlemek ya da Avrupa Oyunları spor etkinlikleri düzenlemek gibi aşırılıklara kaçtı; masrafları devlet bütçesinden ödenen 6 bin kişi bu etkinliklere davet edildi. Buna benzer etkinliklere ve makam binalarıyla anıtlara milyarlar harcandı. Böyle saçma projeler ancak rüşvet entrikalarıyla açıklanabilir; bu durumda devlet, elit sınıfın sadakatini satın almak için para harcar. 

Eleştirenlerin bu büyük şenlikte yeri yoktu: Aliyev ailesinin derin yolsuzluğunu araştıran gazeteciler ya yetenkli Elmar Hüseyinov gibi öldürüldü ya da Khadija İsmailova gibi hapse atıldı. Sosyolog Arif Yunusov ve insan hakları avukatı İntiqam Aliyev'e de aynı şey oldu. O kadar çok aydın hapse atıldı k, Kurdakhani cezaevine tatsız bir ironiyle Azerbaycan'ın en iyi üniversitesi deniyor. 

Sınırsız nakit akışıyla geçen on yılda İlham Aliyev Azerbaycan'da hiçbir olumlu değişiklik yaratmadı: Karabağ Ermenileriyle yaşanan gerginlik her zamankinden kötü; siyasi özgürlükler 90'lardakinden bile beter; ekonomik durum öncekinden kötü: ülkeye giren petrol parası özellikle sanayi sektöründeki yerel girişimleri yok etti. Azerbaycan para birimi olan manat'ın son zamanlarda değer kaybetmesiyle, ortalama maaş 287 dolara düştü ki bu miktar, enerji yoksunu, karayla çevrili ve abluka altındaki Ermenistan'dakinden bile düşük.

Azerbaycan'ın durumundan sorunlu olan yabancı güç ise Erdoğan. Ankara, Aliyev rejimine koşulsuz siyasi ve diplomatik destek vererek, yolsuzluklarını ve israf politikalarını da desteklemiş oldu. Azerbaycan'ın Ermenistan'la Karabağ konusunda bir anlaşmaya varabileceği en iyi stratejik zaman, mali gücünün ve uluslararası prestijinin zirvede olduğu zamandı. Fakat Ankara'nın koşulsuz desteği, Aliyev'in aşırılıkçı tutumunu güçlendirdi. Ankara ayrıca Rauf Mirgadirov gibi Türkiye'de çalışan önemli Azerbaycanlı gazetecileri kovarak da işbirliği yaptı; Mirgadirov 2014'te Azerbaycan'a iade edilir edilmez tutuklandı. 

Merkez bankası ulusal para birimini korumak için milyarlar harcadı ama Aralık ayında hükümet bu politikadan vazgeçerek paranın anında değer kaybetesine sebep oldu ve bankaları dolar satmayı bıraktı. Temel eşyaların ve gıda ürünlerinin fiyatları patlayarak birkaç şehirde protestolara sebep oldu. 

İlham Aliyev ilk ciddi kriziyle karşı karşıya. Babasından miras kalan işi yapmaya uygun nitelikte olduğu olmadığını yakında göreceğiz.