Che’nin tutkusu

RAFİ ATAM

Arjantin’in herhangi bir kentinde sıradan bir muayenehane düşünün. Hastalar sıraları geldikçe içeri giriyor, beyaz önlüklü, temiz yüz hatlarına sahip, sinekkaydı tıraşlı bir doktora şikâyetlerini art arda sıralıyorlar. Doktor onları dikkatlice dinliyor, tavsiyelerde bulunup, reçetelerini yazıyor. Rahat bir hayat sürme olanağına sahipken bu kadar duyarlı olup diğer insanların problemleriyle yakinen ilgilenmeyi seçmeseydi bahsettiğim türden bir doktor olabilirdi Ernesto Guevera. Hayatın olağan akışı içerisinde, tarihin en büyük devrimcisi tarafından muayene edildiğinden bihaber olan hastalar hayatlarına devam edecek, doktor ise önceliğini ailesine ve hastalarına ayırdığı için belki de devrime kafa yoracak zaman bile bulamayacaktı. Ama öyle olmadı, hayat planını tersten yaptı ve o genç doktor adayına içinde gitgide yükselen sesi dinletmesini bildi. “Güney Amerika’yı baştan sona gezmelisin Ernesto!”, “ O insanların sana ihtiyacı var Ernesto!” İçindeki bu seslere daha fazla kayıtsız kalamayan genç öğrenci, en yakın arkadaşıyla birlikte kırık dökük bir motosikletin tepesinde dağ taş demeden gece gündüz yol aldı. Gördüğü manzaralar, tanık olduğu fakirlik ve haksızlıklar, onun sonradan Che Guevera olarak anılmasını sağlayacak hikâyesinin girizgâhıydı sadece.

Fidel Castro ve Che

Julio Cortazar ‘Buluşma’da Fidel Castro ve Che’nin askerleriyle birlikte yaşadıkları gerçek bir olayı konu almış. Che’nin günbegün tuttuğu notları baz alan Cortazar eserine sihirli dokunuşu ve eşsiz hayal gücünü katarak, Che’nin günlüğünden kopmadan usta işi bir kurgusallık kullanmış. Bütün bunlar olurken Cortazar’ın Che’nin beyninin içindeki küçük bir mağarada gizlendiğini düşünebilirsiniz. 
Aldığı ödüller ve başyapıtı sayılan ‘Seksek’, Cortazar’ın 20. yüzyıl edebiyatında neden sıra dışı bir yerde durduğunu ve Latin Amerika edebiyatı üzerinde nasıl tartışmasız bir etki bıraktığını açıklamaya fazlasıyla yetiyor. İllüstrasyon alanında günümüzün en önde gelen sanatçılarından biri olan Arjantinli Enrique Breccia’nın harikulade çizimlerinin de kitaba eklenmesi keyif dolu bir okumayı kaçınılmaz kılmış.

Kitap; Küba Devrimi’ne doğru yürüyüşün ilk adımlarından olan Sierra Maestra Dağları’na yapılan yolculuğu tüm çıplaklığıyla ortaya koyarken, devrimin iki büyük ismi olan Fidel Castro ve Che Guevera’nın komutası altında büyük yürüyüşe katılan askerlerin inanılmaz özverilerini, yerli halkın ise devrimcileri kucaklayıp kanlı Batista rejiminin askerlerine karşı ibreyi nasıl onların lehine çevirdiğini anlatıyor. 
Che’nin başının belası olan astım, yüksek ateş ve bunlar yüzünden gördüğü halüsinasyonlar, ormanda birbirlerini kaybedip iki ayrı gruba dönüşmeleri,  tam yedi gün süren bir tekne yolculuğundan bitap düşen devrimcilerin deniz tutulmaları, karaya ayak bastık derken bataklığa saplanmaları ve tepelerinden eksik olmayan diktatör Batista’nın uçakları Küba devriminin ne kadar zor şartlar altında gerçekleştirildiğine dair bir okuma sağlarken, Che’nin yalnızca popüler bir ikondan ibaret olmadığını hatırlamamıza fazlasıyla yardımcı oluyor. 

“Bundan daha kötüsü olamazdı, ama en azından artık o kahrolası teknede değildik ve denizden savrulan dalgalarla kusmuk, ıslanmış kraker parçaları, makineli tüfek ve salyalar arasında, pislik içinde yuvarlanmaktan ve fırsat bulduğumuzda kendimizi, Luis teneke kutuya koymayı akıl edebildiği için kuru kalabilmiş azıcık tütünle teselli etmeye çalışmaktan kurtulmuştuk. Ama yüzü kamçılayan amansız kuzey rüzgârının karşısında beş gündür sarhoş deniz kablumbağası gibi sallanan o uğursuz teknede, dalgalar gelip geçer, su kovaları ellerimizin derisini sıyırırken, ben korkunç bir astım krizine yakalanmış ve herkesi deniz tutmuş, iki büklüm kusarken ne tütün ne de bir yudum rom fayda ederdi.”

Sahici bir hikâye

‘Buluşma’, sıradan bir doktor olmak üzereyken, haksızlığa ve zulme karşı kayıtsız kalamayan bir insanın devrimciye dönüşümünü, yeterince duyarlı olunabildiğinde ne kadar güçlü bir karaktere sahip olunabileceğini anlatan eşsiz hayat dersleriyle dolu sahici bir hikâye. Sahip olduğumuz konumların ne getirip ne götüreceğini hesap etmeden, başka hayatlara bakmayı öğrenebileceğimize dair bir pusula. 
“Halinden memnun, iyi bir yaşamla, iyi yayınlarla ve itibarlı bir neşterin becerisiyle şekillenmiş bir surat. Ağzını açıp bana, “Bence sizin devriminiz sadece…” demesine bile lüzum yoktu. Gerekmiyordu ama öyle olmalıydı: Bu insanlar zahmetsiz ve tarifeli merhametlerinin altında yatan gerçek sebepleri göz önüne serecek bir değişimi kabul etmediler. Zavallı dostum, aptal gibi tam da kendisinin ya da en iyi ihtimalle çocuğunun sonunu getirecek değerleri savunurken gözümün önüne geldiğinde acıdım ona.”

Buluşma 
Julio Cortazar
Çeviri: Altuğ Akın
Resimleyen:
Enrique Breccia
DeliDolu Yayınları
42 sayfa. 

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ