140 karakterlik tedavi yöntemi

NİDA DİNÇTÜRK 

Bir süredir Twitter’daki gönderileriyle hepimizin derdine derman olmaya soyunan klinik psikolog Deniz Bolsoy Erdem, Twitter hesabıyla aynı adı taşıyan ilk kitabı ‘Terapi Defteri’ni okurların beğenisine sundu. Doğan Novus’tan çıkan kitap, aynı bir tweet kadar kısa ve öz tespitlerle, hepimizin hayatımızın bir döneminde yaşadığı ya da yaşaması olası sıkıntılarla nasıl baş edebileceğimize dair yol göstermeyi hedefliyor.

Twitter kullanıcılarının bir süredir aşina olduğu bir hesap, ‘Terapi Defteri’. Mutlaka birisinin retweet etmesiyle timeline’nıza bir gönderisi düşmüş ve çoğu zaman o gönderi, mutlaka sizi de yakalamıştır. Ya da hesabı kendiliğinizden keşfetmiş, tüm bu keşmekeşin içinde birilerinin size kendinizi iyi hissetmeniz için yardımcı olmaya çalışması fikri hoşunuza gitmiştir. Zira insanoğlu, farklı formlarda da olsa üç aşağı beş yukarı hep aynı dertlerden muzdarip. Özellikle günlük hayatımızı iyiden iyiye ekranların başına vakfetmişken, tüm boş zamanlarımızı sosyal medya ile ‘taçlandırırken’,  aslında olmayacak şeylere canımızı sıkar olduk. Konuşacak nice cümleyi yutar, korkularımızı gölgelerimiz gibi büyütür olduk. İşte tüm bu nedenlerden olsa gerek, ‘Terapi Defteri’nin Twitter’daki gönderileri de bir süredir oldukça dikkat çekiyor. Hele ki sosyal medya kullanımının psikolojimizi ve ruh halimizi nasıl da olumsuz yönde etkilediği iyiden iyiye ayyuka çıkmışken, birilerinin aynı kanaldan sizi iyileştirme ihtimali hoş bir durum oluşturuyor. 

Fark etmek, iyileşmenin yarısı

Deniz Bolsoy Erdem, bu anlamda oldukça iyi tepkiler almış olacak ki benzer bir yöntemle bir de kitap yayımlamaya, böylece kompakt bir rehber, bir başucu ya da bir başvuru kitabı oluşturmaya karar vermiş. ‘Değişim Yavaş Yavaş Başlasın’, ‘Kendini Geliştirme’ ve ‘Kendinle Yüzleşme’ olmak üzere üç ana bölümden oluşan kitap, vaka örneklemleriyle kendi içinde de alt bölümlere ayrışıyor. Her bir ayrımın başında Erdem’in danışanlarının yaşadıklarından örnekler vererek yaptığı açıklamalar, hem kişisel olarak sorunlu noktanızı tespit etme hem de ‘bu sadece benim başıma geliyor’ duygusunu geride bırakma anlamında bir motivasyon sağlıyor. Diğer yandan, yanlış anlaşılma kaygısıyla kendimizi ifade etmekten kaçındığımız noktaları ve mutsuzluğu nasıl da kabullendiğimizi tespit etmemizi amaçlıyor. Zaten en önemli nokta, keşfetmek, fark etmek, tespit etmek. İstemenin başarmanın yarısı oluşu gibi, fark etmenin de iyileşmenin yarısı olduğunu ispatlıyor Erdem. Üstelik bir defa değişimin sırrını keşfedince, “ben de böyleyim” diye kabul ettiklerimizin kendi boynumuza geçirdiğimiz tasmalar olduğunu fark etmeye başlıyoruz.

Erdem’in aynı Twitter’daki gibi basit cümleler, kuvvetli metaforlar ve net açıklamalarla kaleme aldığı bu ‘kıssa’lardan oluşan kitabı, ilk etapta bir aforizma eseri gibi okunsa da ihtiyaç duydukça geri dönüp bakılacak, oluşan her yeni soru işaretinde başvurulacak bir kitap olmayı başarmış.

Terapi Defteri 

Deniz Bolsoy Erdem

Doğan Novus

212 sayfa.