Baskından 5 saat sonra gözaltı kararı

Geçtiğimiz gün sabah karşı baskınla toplu olarak gözaltına alınan insan hakları savunucularının bazılarıyla görüşen avukat Selin Nakıpoğlu, ihlalleri aktardı.

İstanbul Büyükada'da insan hakları savunucularının dijital güvenliği konulu bir toplantı için bir otelde biraraya gelen 10 insan hakları savunucusu dün toplantı sırasında gözaltına alınmışlardı.

Gözaltına alınan 10 kişinin ne zaman, nasıl gözaltına alındığı ve nerede tutulduğu bugün saat 14.30'a kadar açıklanmamıştı. 

Gözaltında olanlar şöyle: 

İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü), İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (Helsinki Yurttaşlık Derneği), Özlem Dalkıran (Helsinki Yurttaşlık Derneği), Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Nejat Taştan (Eşit Haklar İzleme Derneği), Şeyhmuz Özbekli (Hak İnisiyatifi), Ali Garawi (İsviçre vatandaşı insan hakları eğitimcisi), Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi).

Bianet’ten Çiçek Tahaoğlu’na konuşan avukat Selin Nakıpoğlu, dün akşam İdil Eser ve İlknur Üstün’le Maltepe Cumhuriyet Polis Merkezi Amirliği’nde; Nalan Erkem ve Özlem Dalkıran’la da Kartal Şehit Aslantepe Polis Merkezi Amirliği’nde görüştü.

Nakıpoğlu, gözaltına alınan hak savunucularının “silahlı terör örgütüne üyelik”le suçlandıklarını ve haklarında 7 gün gözaltı kararı verildiğini söyledi. 

Sivil giyimli polislerin dün sabah 9.30’da “Ellerinizi kaldırın” diye bağırarak toplantıya baskın yaptığını ve tüm eşyalarını poşetlere doldurup, poşetlerin üzerine isimleri yazdığını anlattı.

Nakıpoğlu, saat 9.30’da baskınla gözaltına alınan hak savunucuları hakkındaki gözaltı kararının ise saat 14.30’da verildiğini belirtirken “Bu ciddi bir ihlal” diye konuştu.

Gözaltı sürecinde birçok ihlal yaşandığı söyleyen Nakıpoğlu, gerekli tüm itirazların yapılacağını söyledi.

Nakıpoğlu, yaşananları şöyle aktardı:

“Dosya Adalar Emniyeti’nde, ama soruşturmayı Terörle Mücadele (TEM) yürütüyor. Sabah 9.30’da otele baskın yapılmış. Tüm eşyaları poşete konulmuş. Sivil giyimli polisler ‘Ellerinizi kaldırın, hiçbir şeye dokunmayın’ diye bağırarak girmişler toplantıya. Ardından Büyükada Emniyeti’nin nezaretine götürülmüşler. Gece saat 03.00 civarında da İstanbul’daki karakollara getirilmişler.

“Tüm bilgisayarları, telefonları ve elektronik eşyalarına el konulmuş. Telefonlarındaki tüm mesajları okunmuş. ‘Neden Adalar’da toplanıyorsunuz’ diye sormuşlar. Soruşturmayı yürüten savcı Ramazan Can.”

“İdil Eser’in baskın anıyla ilgili ifadesi şu: ‘Çevik kuvvetten TEM’e kadar sürreal bir durum yaşadık.’ Hepsi çok şaşkın haldeler.”

“Kadınların dördü de polislerin baskın anında ‘Peter’ diye bağırdıklarını söyledi.”

Dün gözaltına alınanlar arasındaki Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) halen Büyükada Emniyeti’nde tutuluyor. 

“İlaçlarını alamadılar”

Nakıpoğlu, Nalan Erkem ile İdil Eser’in saatli almaları gereken ilaçlarını da alamadıklarını aktardı.

“Benim görüştüğüm dört kadın da belli bir yaşın üzerinde kadınlar. Şu anda ihtiyaçlarını temin ediyoruz, götürüp vereceğiz.”

“Nalan’ın saatli alması gereken bir ilacı var. Bu saate kadar alamamış. Kızı şimdi ilacı alıp karakola götürüyor. Ama bazı reçeteli ilaçlarının Ada’da kaldığını söyledi.” 

“İdil de nefes darlığı çekiyor. İlaçlarını almasına izin verilmemiş. Ona da ilaçlarını ve hepsinin tüm diğer ihtiyaçlarını götürüyoruz.”

"Görüştüğüm dört kadının ortak söylediği şey ise çok üşüdükleriydi. Kıyafet de götüreceğiz. Bir de az su içebilmekten şikayetçiler. 

"Avukat kısıtlılığı kararı saat 14.30'da kalktı. O zamandan beri avukatlar görüşe girip çıkıyor. Bu yedi gün boyunca da avukatlarıyla görüşebilecekler."

“Elektroniklerin kaydı tutulmadan el konuldu”

Gözaltındakilerin bilgisayar, akıllı telefon ve tüm elektroniklerine el konulduğunu söyleyen avukat Nakıpoğlu, imajların alınmadan bu eşyaların polisin elinde olmasının çok ciddi bir hukuk ihlali olduğunu belirtti: 

“Elektronik eşyalar, imaj kaydı alınmadan polisin elinde. Bu şu demek: Bilgisayara sahibinin iradesi dışında veriler konulabilir. Yani polis bilgisayarı ve akıllı telefonları gözaltındaki kişinin elinden hangi halde aldıysa, bu son halin tutanak altına alınması lazım. Ama bu yapılmamış.”

“Bilakis telefonlardaki mesajlar da okunmuş. Özlem Dalkıran polisin telefonundaki tüm mesajları okuduğunu söyledi. İlknur Üstün de bir senedir her şeyini, katıldığı toplantıları vs’yi yazdığı not defterinin polislerde olduğunu söyledi.”

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları



Yazar Hakkında