Başka gökyüzüne bakan yitik yaşamlar

NURGÜL ÇELEBİ ÖZMEN 

Sadakat’ ve ‘Şiirli Dağ’ gibi romanların yanı sıra Kürtçe ve Türkçe eserler kaleme alan İlhami Sidar’ın son romanı ‘Başka Gökyüzü’ İthaki Yayınevi’nden çıktı. Çoğunlukla Güneydoğu Bölgesi’nin çok renkli yapısını işleyen ve eserlerinde ötekileştirilmiş halkların yaşadıkları trajedilere, bölgedeki baskı rejimi sonucu ezilmiş olanların isyan çığlıklarına yer veren yazar bu romanında kendi inancında olmayan biriyle kaçan Ezîdî kızı Hezar’ın anısını yaşatıyor.

Ezîdî kızının öyküsü

İlhami Sidar ‘Başka Gökyüzü’ romanında, 1978’de Kurtalan’da vuku bulan ve bölge halkı arasında kulaktan kulağa yayılan Ezîdî kızı Hezar’ın Müslüman bir öğretmen ile kaçması hadisesini kaleme almış. Roman çalışması için bu olay hakkında farklı kesimlerle görüşen yazar edindiği bilgileri kendi penceresine yansıyanlarla harmanlayarak kurgusunu oluşturmuş. 

Hezar’ın ailesi tarafından geri alınmaya çalışılmasının dinci kesimlerin tepkisine yol açtığını ifade eden yazar yüzlerce insanın galeyana geldiğini ve büyük bir güruhun Ezîdî halka karşı linç girişiminde bulunduğunu belirtiyor. Yazar çocuk yaşlarda şahit olduğu bu durumun kendisini çok etkilediğini ve bölgede dinî hassasiyetleri göz ardı eden gruplar tarafından hor görülen Ezîdî toplumunu merak etmeye başladığını dile getiriyor. 

Hezar’ın kaçırılma hikâyesi üzerinden kurgulamış olduğu bu romanında; inanç felsefeleri nedeniyle dışlanmış, yüzlerce yıl katliamlara maruz kalmış Ezîdîler hakkında yanlış bilinenleri irdeleyen Sidar bir nevi okurun da kendi bildiklerini sorgulamasına vesile oluyor. Kendi özünü arayan ve benliğindeki kara deliklerle yüzleşmek zorunda kalan ana karakter, Ezîdî köyü olan Hamduna’ya tayini çıkan bir öğretmen. Kendilerinden olmayanlar tarafından ötekileştirilmiş bu köy sakinleri -tıpkı diğer Ezîdî köylerinde olduğu gibi- dışarıya karşı bir savunma mekanizması geliştirmiş, önlerine dağları set çekerek kendilerine kapalı bir dünya oluşturmuştur. Yalnızlaşmaya mahkûm edilmiş bu topluluk, çoğunlukta olanlardan soyutlanmış bir dünyada bambaşka bir gökyüzüne bakan azınlıkların bilindik korkularını da yansıtmakta. 

Gücü elinde barındıran çoğunlukta olan kesimlerin oluşturduğu yasalara bağlı yaşamak zorunda kalan, kendi mülk hakkı gasp edilerek ana vatanlarında sömürülen insanların hiyerarşi kurbanı olmalarını Hamduna’ya atanan öğretmen karakteri üzerinden bir çözümleme yaparak irdeliyor Sidar. Toplumsal bilincin oluşamayışını eleştirirken düşünsel özgürleşmeyi birey bazında ele alan yazar farklılıkların da bir arada yaşayabileceğine olan inancını satırları arasına ince ince serpmiş. Başka gökyüzüne bakan ayrı inançlara sahip insanların da ortak bir yaşam çerçevesinde birbirlerini kabul edebileceğini, Ezîdî kızı ile öğretmen karakterinin aşkları vesilesiyle gözler önüne seriyor. Dolayısıyla “Başka Gökyüzü” romanı “öteki” olarak dışlanan oysa toplumumuzun en güzel renklerinden biri olan Ezîdî halkı için de umut vaat ediyor. Sidar yalnızlaşmaya mahkûm edilmiş azınlıkların çoğunlukların kotasında erimeden, yok olmadan kendilerine özgü kültürü yaşatabilmeleri gerektiğini kimi zaman şiirsel bir ahenge dönüşen usta bir dille kaleme almış. Edebi bilgisinin zenginliğini satırlarına aktarmayı başaran yazar sizi düşünmeye sevk ederken çok renkli bir yaşam felsefesini benimsemenin önemini hatırlatıyor.

Dualite

Sidar’ın dili öylesine gerçekçi ki toplumsal baskıların ve rejim dayatmalarının 80’li yıllarda oluşturduğu kişisel dramların da ele alındığı roman okuru bir köy meydanına veya kahvesine götürüyor. Kırsal kesimde kök salmış ağalık ve şeyhlik sisteminin köle sınıfı olarak kabul edilen köylülere karşı tutumunu ve sömürü sistemini de sorgulatıyor. Ancak en önemli sorgulama, Ezîdîlerin inanç sistemini dilinin döndüğünce anlatmaya çalışan Muavi karakteri ile öğretmenin dialoglarında yansıyor Sidar’ın zihnindeki aynaya. Sayfalar ilerledikçe yazar bu aynayı okuruna benimsetiyor ve okurun kendi zihnindeki aynaya dönüştürüyor. Böylece Sidar’ın yarattığı bir karakter olup Ezîdîliğin temel felsefesini oluşturan dualiteyi, yeryüzünü dengede tutan iyi ve kötü kavramlarını yorumlamaya çalışırken buluveriyorsunuz kendinizi. Sidar sizi bildiklerinizi unutup yeniden okumaya ve kendinizden olmayanları anlamaya teşvik ediyor. Ve kendinizden olmayanı kabul edebilmenin, onu sevebilmenin ne derece önemli olduğunu vurguluyor.

Başka Gökyüzüİlhami Sidar
İthaki Yayınevi
104 sayfa.