Harput Ermenileri ve felaketle yüzleşme

Yüksek lisansını Moskova Devlet Üniversitesi Rusya tarihi alanında yapan, tez çalışmasında 'Rus İç Savaşı Dönemi'nde Türk Politikası" üzerine çalışan Dr. İsmet Konak 1915’in öncesi ve sonrasında Harput Ermenilerinin durumuna yoğunlaşıyor.

İsmet Konak 

İnsanlık, Homo Habilis’ten (yaklaşık 2.5 milyon yıl önce yaşadığı bilinmektedir) bu yana tedricen bir inkişaf içindedir. O zaman taştan alet yapabilen birey (habilis, Latince “becerikli, bir işi yapmaya yatkın” anlamına gelmektedir) şimdilerde uzaya gemi göndererek evreni tanımaya çalışmaktadır. Bu süre içinde insan beyni hacim ve kütle olarak büyümüş sorunları daha hızlı ve metodik çözme istidadı edinmiştir. Bu bağlamda Küçük Asya’da ve Kafkasya’da 3 bin yıldır meskun olan Ermeni halkının maruz kaldığı sistematik soykırım, toplumsal ilerleme yasasına aykırıydı. Bir bakıma opera dinlemeye alışmış bir kulağa zorla “peşrev” çalınmıştı. Hikmet-i hükümet ya da diğer adıyla devlet aklı, taş işçiliği (oldowan kültürü) dönemindeki akıldan daha iptidaiydi. Bir türün yaşam alanını vahşilere yakışır bir tutumla talan eden “muhafazakâr mütegallibe takımının” soykırım siyasetini Harput Ermenileri bağlamında ele almaya çalışalım. 

İlk katliamlar

Harput, bilindiği üzere Ermenice “taştan kale” anlamına gelmektedir. Kent tarihî dokusu, kültürel motifleri ve mimarî yapısı bakımından Ermeni halkına ait derin izler taşımaktadır. Harput’un kaderi özellikle II. Abdülhamid’le birlikte olumsuz yönde değişmeye başlamıştır. Harput vilayeti bağlamında uygulanan imha politikasının ilk merhalesi 1894-96 yılları arasına aittir. Bu dönemi yakından temaşa eden Edwin Munsell Bliss, 1896 tarihinde yazdığı Turkey and The Armenian Atrocities (Türkiye ve Ermeni Kıyımları) adlı eserinde, bahsi geçen dönemde Harput vilayetinde 30 bin kişinin yaşadığını ve bunun üçte birinin Ermeni olduğunu aktarmaktadır. Yine Bliss’in verdiği malumata bakıldığında 1894-96 yılları arasında yaşanan katliamda Harput vilayetine bağlı Arapkir’de 2 bin Ermeni öldürülmüş ve 325 işyeri yakılmıştı. Palu’da 1580 Ermeni öldürülürken, Hussenig’te 260 kişi katledilmiş ve 9 kişi acımasızca yakılmıştı. Mezkûr kıyım ve talanda hasar gören en mühim yapılardan biri de Harput merkezde bulunan Fırat Koleji’ydi. Tıpkı Robert Koleji gibi dönemin en mümtaz eğitim kurumlarından biri olan Fırat Koleji (1852-1915) özellikle 1915 tenkil harekâtında büyük bir yıkıma uğramış ve çok sayıda hocası kıyıma kurban gitmişti. Söz konusu kolejde öğretmen olarak görev yapan Ruth A. Parmelee’nin 1915’e dair kaleme aldığı raporlar dikkate şayandır. Bu raporlardan birine göre Fırat Koleji’nde 35 yıldır Osmanlı edebiyatı ve tarih üzerine eğitim veren Profesör Nigohos Tenekejian, ağır işkenceler sonrası katledilmiştir.

“YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN”

Kategoriler

Genel Güncel Türkiye

Etiketler

1915 Ermeniler Harput