Makine ile değil, kalp ile

Mahallenin çiçekçi kadını aralarından sıyrılıp ustaya yanaştı. Ona kırmızı bir gül verip ‘Doğum günün kutlu olsun Ara Ağabey’ dedi. İkisinin de yüzündeki duygu dolu ifade benim de gözlerimi doldurdu. O herkesin Ara abisiydi.

SARKİS BAHAROĞLU

“Oturduğunuz mahallenin küçük insanlarını tanır mısınız? Örneğin İspanya’da iseniz, komşunuz küçük ayakkabı boyacısını, Paris’teyseniz Rue Lafayette’in köşesindeki deri ustasını ya da Kopenhag’daki dondurma satıcısını? Eğer siz bunların hiçbirisini tanımıyorsanız o tanır hepsini. Hem de tüm dünyaları ile. Onun bakışı ile insanlara bakmak, dünyayı ikinci kez keşfetmekten daha üstün bir şeydir. Çünkü o en küçük şeyin en önemli şey olduğunu öğretir bize.” 
Bunlar Ara Güler’in William Saroyan için yazdığı sözlerdir. Tıpkı Saroyan gibi Ara Güler de çok iyi tanır bu insanları ve dünyalarını.
16 Ağustos, Usta’nın doğum günüydü. Müze açılışına az kalmıştı. Ara Cafe’de Usta için bir kutlama yapılıyordu. Belediye başkanı, yazar, mimar, avukat, gazeteciler, foto muhabirlerinden adım atılmıyordu. Mahallenin çiçekçi kadını aralarından sıyrılıp ustaya yanaştı. Ona kırmızı bir gül verip ‘Doğum günün kutlu olsun Ara Ağabey’ dedi. İkisinin de yüzündeki duygu dolu ifade benim de gözlerimi doldurdu. O herkesin Ara abisiydi.

Doğum günü hediyesi
Yardımcısı Fatih Aslan’ın getirdiği Agos’ un son sayısında Ara Güler’e ayrılan tam sayfa da ona ayrı bir doğum günü hediyesi oldu.
ABD de Lucie Vakfi her yıl Lucie Uluslararası Fotoğraf Ödülleri’ni dağıtıyor. “Hayat Boyu Başarı” ödülü 2009 yılında Ara Güler’e verildiğinde Ustam onun adına ödülü benim almamı istedi. Oscar ödülü alırcasına heyecanlandım ve gururlandım.
Ödülü alırken yaptığım kısa konuşmada söyle demiştim. 
“Ara Güler büyük bir hikayecidir. İşine bir beyin cerahının işine yaklaştığı ciddiyetle yaklaşır. Kendi deyişiyle bir foto muhabiri olarak görsel tarihi kaydeder. Ünlü olsun veya olmasın Ara Güler’in ana teması insandır. Onun çok katmanlı fotoğrafında bu insanların dünyasını yakalayan bir sihir gizlidir.
İçindeki insan sevgisi onun odak noktası olmuştur. Bu sevgi onu güçlendirir ve her zaman genç tutar.
Foto muhabirliği tüm dünyayı defalarca dolaşmasına olanak sağladı ama onun kalbi ise her zaman İstanbul’a sadık kaldı.”
Ara Güler’den 6 yıllık asistanlığım boyunca şunu öğrendim ki; fotoğraf makine ile değil kalp ile çekilir. İnsanın kurdu değil dostu olduğuna inandı hep.
Ustam bize miras bıraktığı fotoğraflarıyla nesiller boyu yaşamaya devam edecek.