Hollanda'da sığınmacı ailenin geri gönderilmemesi için durmaksızın ayin

9 yıl önce Hollanda’ya sığınan bir Ermeni aile sınırdışı edilmek isteniyor. Ailenin sığındığı kiliseye polisin girmesini engellemek için Hollandalı din adamları 24 saat ayin yapıyor.

Hollanda'da 400 rahip ve geniş bir Protestan cemaati, Ermeni bir mülteci ailenin sınırdışı edilmemesi için için seferber oldu. Baba Sasun Tamrazyan’ın Ermenistan’da can güvenliği olmadığı gerekçesiyle 9 yıl önce  siyasi nedenlerle Hollanda'ya sığınma talebine bulunmasının ardından  Tamrazyan ailesinin sürdürdüğü mücadele, bu hafta Avrupa'daki gazetelerin sayfalarına yansıdı.
Tamrazyanların hikayesi sadece Ermeni ve Protestan oldukları için belki de bu kadar ilgi çekti ama aslında haberin arkasında bir toplumun kendi devletinin mülteci politikalarına karşı yarattığı koca bir direniş hikayesi var.
Haberi Ermenistan’da tehdit edildiği için siyasi sığınma talebinde bulunan ailenin 9 yıl önceki başvurusuna sıkıştıranlar aslında bugün Avrupa toplumunun içerisinde olduğu çıkmazı anlamayı reddedenler. 

9 yıllık mücadele

Bu yüzden 9 yıllık mücadeleyi kendilerinden dinlemekte fayda var. Tamrazyan Ailesi'nin Lahey'de sığındığı Protestan kilisesinin pastörü Theo Hettema aileye daha çok bürokratik sorun çıkmaması için sorularımızı yanıtlarken hikâyeyi şöyle özetliyor:

"Her şey aslında 9 yıl önce başladı. Sasun Ermenistan'da siyasi olarak muhalif olduğu için tehditler almaya başladığında Hollanda'ya sığındı. İlk başta her şey normal süreçte işledi ve aile 5 yıllık oturum izni aldı. Bu süre zarfında ailenin çocukları Hollanda'da okullara gittiler ve gayet çabuk entegre oldular. Ancak sonra devlet oturum izinlerini yenilemeyi reddetti ve aslında hayatlarının tehdit altında olduğu ülkelerine geri gönderilmeleri gerektiğini savundu. Bu sırada karşılıklı davalar açıldı ve bir 4 yıl da bu davalar sürdü, ki bu süreçte çocuklar daha da büyüdü ve bence tamamen Hollanda toplumuna adapte oldular. Hem dil hem kültür olarak. İşte bu 9 yılın sonunda aile sonlarının ne olacağını bilmeden bir kampa transfer edildi".

Çocuk Affı başvurusuna ret

Buraya kadar her şey bürokratik süreç dahilinde. Aslında Avrupa'da kimsenin pek görmek istemediği, belgesiz göçmenlerin ve mültecilerin hepsinin yaşadıkları bir sorun. Her gün sınır dışı edilme kaygısı ile otobüse, trene binmek, her kontrolden kaçmak, kendini göstermeden Avrupa'da yaşamaya çalışmak, kaçak ve düşük ücretle çalışmaya göz yummak Avrupa'nın her ülkesinde artık sıradanlaşan ama normal olmaması gereken şeyler.  Lahey'de Tamrazyan ailesinin durumundaki fark ise tüm bu olaylar sonrasında kilisenin işe dahil olması. 

Pastör Hettema, yaşananları şöyle anlattı: “Tamrazyan ailesi zaten kilisemizin üyesiydi. Bulundukları bölgede Katwijk'teki kilisemizdeki cemaat üyelerdi. 2018'e davalar sırasında bulundukları kampta Ermenistan'a iade edileceklerini öğrendiklerinde ilk olarak Hollanda'da yasal bir hak olan ‘Çocuk Affı’ kuralının işlemesi için resmi makamlara başvuru yaptılar. İltica edenlerin veya mültecilerin bu hakkı kullanabilmesi kuralı yıllardır Hollanda'da ve Avrupa'da işlemekte. Bu hak iltica edenlerin çocuklarına oturum süreleri bitikten sonra ülkede yaşama hakkı veriyor. Bu af yasası kapsamındaki başvuruların  yüzde 96'sı ne yazık ki reddediliyor son dönemde.”

Tüm bu mücadelenin sonunda, Çocuk Affı başvurusunun da reddedilmesi üzerine Tamrazyan ailesinin 5 ferdi Sasun (43), Anuş (43), Hayrarpi (21), Vartuhi (19) ve Seyran (15) Lahey'deki Protestan Kilisesi’ne sığınmış. 

Centilmenlik anlaşması 

Lahey'deki kilise de bu süreçte kritik bir karar alarak Hollanda'da polis ve kilise arasındaki bir centilmenlik anlaşmasını uygulamaya soktu. Buna göre polis kiliseye giremeyecekti. 
Aile 26 Ekim’den bu yana kilisede kendilerine verilen odada kalıyor. Pastör Hettema kendilerine banyo ve yiyecek imkanlarının sağlandığını belirtiyor.
Polis ise bir süredir bu anlaşmayı sonlandırmak ve kiliseye girip aileyi teslim almak istediğini belirtmiş.
Ancak Protestan pastörler milletvekilleri ile görüşerek devletle yeni bir centilmenlik anlaşması uygulamaya soktular. Buna göre de kilisede ayinin sürekli devam etmesi gerekiyor. Uygulama 26 Ekim’den beri sürüyor.
Bunun için  Hollanda’daki 400 pastör bir araya gelerek her gün 24 saat ayin yapmak üzere  Lahey’de toplandı. 
Pastor Hettema, “Daha ne kadar bu direnişimizi sürdürebiliriz bilmiyorum ama organizasyonumuz sürecek. Şimdiye kadar bir aydır sürekli ayin devam ediyor." diyor. Kilisenin siyasi işlere karışmasından rahatsızlık duyan ve eleştirenlere ise kilisenin cevabı şöyle olmuş: “Bu toplumsal bir olay, siyasal değil”.



Yazar Hakkında