İçinde kocaman bir ‘boşluk’la kalıverenlere

BÜRKEM CEVHER

Bazen öyle bir kitaba denk geliyorum ki kitabı okuyup bitirdikten sonra artık eski ben olmadığımı fark ediyorum. İki yıl önce, Marcelo Figueras’ın romanı ‘Kamçatka’ benim için önemli bir dönüm noktası olmuştu. Kitabın sonu başından belirtilmiş de olsa kitap bittikten günler sonra bile etkisinden kurtulamadım. 

Bu sene okuduğum kitaplar arasında ise beni en çok etkileyen iki kitap da çocuk edebiyatına ait kitaplar. Kitaplardan birini bu yıl KitapKirk’in Şubat sayısında tanıtmıştım: Ulf Nilsson ve Anna-Clara Tidholm’un ‘Elveda Bay Muffin’i. Diğer kitaba ise, geçenlerde bir Twitter kullanıcısının takipçilerinden kitap tavsiyesi istemesi üzerine verilen yanıtlarda rastladım: Anna Llenas’ın ‘Boşluk’ isimli kitabıydı tavsiye edilen. Nesin Yayınevi’nden çıkan ve çevirisini Sanem Öge’nin yaptığı kitabı incelediğimde böylesine etkileyici bir kitapla karşılaşacağımı bilemezdim elbette, ama yine de tavsiye oldukça iyi bir çevirmen ve aynı zamanda da klinik psikolog olan Elif Okan Gezmiş’ten gelince kitaba kayıtsız kalamadım. 

Bir kaybın ardından

Kitabın kapağında, içindeki koskoca boşlukla Julia duruyor ki Julia’nın tam vücudunun ortasında yer alan fiziki boşluk bir anda merakımızı cezbediyor. Kapağı açar açmaz o boşluk bir göze dönüşüyor (ya da ben orada bir göz gördüm, belki de başka okurlar için farklı bir anlam ifade edecektir o boşluk). Daha ithaf kısmından “Sana... Aradığını bulman dileği ile” diyerek Llenas nasıl bir kitapla karşı karşıya kaldığımızın ipucunu veriyor. Kitabın illüstrasyonları ve hikaye Llenas’a ait.   

Kitabın kahramanı Julia küçük bir köyde yaşayan mutlu bir kız çocuğudur. Bir gün hayatında önemli bir kayıp yaşar Julia, bu kaybın ne olduğu açıklanmaz kitapta ama Julia’nın hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır, bunu biliriz. Bu büyük kayıpla birlikte Julia’nın içinde kocaman bir boşluk meydana gelir. O boşluk yüzünden Julia daha da mutsuz olur ve boşluğu çeşitli tıkaçlarla doldurmaya çalışır. Ne yaparsa yapsın bir türlü kapatamaz o boşluğu. Sonra bir gün bir ses o boşluğu doldurmanın bir çaresini fısıldar Julia’ya. Böylece Julia o boşlukla baş edebilmenin bir yolunu bulur. 

Kısaca bu şekilde özetleyebileceğimiz bu minicik kitabın kapağını kapattığımda hüngür hüngür ağlıyordum. Hem kendi içimdeki boşluğu bana gösterdiği için, hem de Julia için ağladım. Küçücük bir kızı böylesine büyük bir boşlukla baş başa bırakan kaybın ne olabileceğini düşündüm. Llenas’ın da belirttiği gibi hayatımızda çok büyük mutluluklar da vardır, küçük mutluluklar da. Bazen de kayıplar olur hayatımızda. Bu kayıpların bir bölümü çok önemli değildir, ama bazı kayıplardan sonra artık hayatımız asla eskisi gibi olamaz. Sevdiğimiz birini kaybederiz ya da canımızdan çok sevdiğimiz birinin sağlığı bozulur, işimizi veya evimizi kaybedebiliriz ya da yuvamız dağılır gider. İşte o zaman içimizde kocaman bir boşlukla kalıveririz. Hatta şöyle oturup bir güzel ağlayamayız bile. Bir ağlarsak bir daha susamayacağımızı düşünürüz ya da başkalarının tepkisinden çekiniriz. Yine de o boşluk bir an olsun bizi bırakmaz. Onu doldurmak için kimi zaman içimize kapanır kalırız ki çocukların çoğu bu yolu seçer. Bazen de kendimizi oyalamak için türlü yollara başvururuz; alkol ve uyuşturuculardan medet umabiliriz ya da işkolik olur çıkıveririz. Ancak çoğu zaman yöneldiğimiz yollardan hiçbiri o boşluğu dolduramaz. O zaman da Julia gibi bir süre yasımızı yaşamamız gerektiğinin ayrımına varırız. Ancak ondan sonra boşluğu küçültmenin bir yolunu bulabiliriz ama boşluk asla kaybolmaz. Kaybettiğimiz kişi ya da şey yitip gitmiştir; artık onu geri getirmenin bir yolu yoktur, onun yeri doldurulamaz. Ancak o yoklukla ve onun bıraktığı boşlukla beraber yaşamayı öğrenebiliriz, bu da bir tesellidir çünkü hayata devam etmenin başka yolu da yoktur belki de.

Anna Llenas, “Boşluk, iyileşebilme, zorlukların üzerinden gelebilme gücümüzü ve hayattaki amacımızı öğreten bir hikayedir” diyor, kitabı için. Elbette her okurun kendi boşluğunu bulma ve iyileşme hikayesi farklı olacaktır. Kitaptaki çizimlerde ise her okur kendisini ifade eden ya da etkileyen farklı bir resim seçecektir. Beni içinden rüzgarlar esen Julia resmi çok etkilemişti; kitabı okuttuğum bir dostumun aklını ise içinden canavarlar geçen Julia çizimi kurcaladı. 

Her ne kadar Nesin Yayınevi, ‘Boşluk’u okul öncesi yaş grubu için önerse de her yaşta okurun kendinden bir şeyler bulacağı bir kitap bu. Çocukların, özellikle de kayıp yaşamış çocukların duygularını ifade edebilmeleri için etkili bir kitap olacağını düşünüyorum ‘Boşluk’un. Ne ki ‘Boşluk’ aynı zamanda yetişkinler için de yazılmış bir çocuk kitabı, aradığımızı bulmamız ve güçlenmemiz için unutulmaz bir vesile.

Boşluk

Anna Llenas

Çeviri: Sanem Öge

NesinYayınevi

80 sayfa.