Askeri mahkemede Kürtçe vicdani reddini açıkladı

Taraf gazetesi spor yazarı Ali Fikri Işık, asker firarisi olduğu gerekçesiyle yargılandığı davada Kürtçe savunma yaparken, vicdani reddini açıkladı. Hakimin Işık'ın savunmasını tutanaklara 'bilinmeyen bir dil' olarak geçirmesi üzerine Işık Kürtçe konuşmaya devam etti: 'Benim dilimi tanımayan ve tutanaklara bilinmeyen dil olarak geçiren bir mahkemeyi ben de tanımıyorum ve bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerine askerlik de yapmıyorum'

Askerlik yapmadığı gerekçesiyle 9 Haziran günü Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sora tutuklanarak Edirne Askeri Cezaevine konulan 55 yaşındaki Taraf gazetesi spor yazarı Ali Fikri Işık, ilk duruşmasında vicdani reddini Kürtçe açıkladı.

14 Ağustosta yapılan A.Fikri Işık'ın duruşmasında mahkeme Kürtçeyi tutanaklara, 'bilinmeyen dil' olarak geçirmekte ısrar etti.

Savunmasını Kürtçe yapan Işık'ın tercüman talebi reddedildi. Hakimin, savunmasını tutanaklara 'bilinmeyen bir dil' olarak geçirmesi üzerine Işık, “Benim dilimi tanımayan ve tutanaklara bilinmeyen dil olarak geçiren bir mahkemeyi ben de tanımıyorum ve bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerine askerlik de yapmıyorum” diyerek vicdani reddini açıkladı.

12 Eylül darbesi mağduru olduğu belirtilen Işık'ın avukatları tutuklamanın hukuki olmadığına dikkat çekti. Avukat Hanifi Işık, 'mahkeme kaçma şüphesi olduğuna karar verdi. Bu suçlamaya ilişkin tek dayanaksa, müvekkilimize ait olmayan bir imza ve parmak izinin olduğu bir belge' diye konuştu. 

Taraf gazetesi ve ilkehaber.com yazarlarından Ali Fikri Işık, askerlik yapmadığı gerekçesiyle yaklaşık 3 aydır Edirne Askeri Cezaevinde tutuklu bulunuyordu. Kendisi de ilkehaber.com yazarı olan Fehim Işık ise mahkemede olanları Twitter üzerinden paylaştı.

Kürtçe 'bilinmeyen dil' ısrarı

Işık'ın avukatlarından Hanifi Barış, mahkemenin tüm taleplerini reddettiğini ve Işık'ın tutukluluğunun devamına karar verdiğini aktardı:

'Müvekkilimiz kimlik tespitiyle ilgili soruları Kürtçe cevapladı. Hakim, Işık'ın 'bilinmeyen bir dille' konuştuğunu tutanaklara geçirdi. Buna itiraz ettik, müvekkilimizin konuştuğu dilin Kürtçe olduğunu söyledik. Bu beyanımızla mahkemenin de bu dilin 'bilinmeyen bir dil' değil, Kürtçe olduğunu öğrendiğini belirttik.

İtirazımız üzerine tutanağa 'avukatı Kürtçe ifade verdiğini beyan etti' ifadesi geçse de mahkemenin 'bilinmeyen dil' tutumu devam etti.'

 

Kürtçe savunmanın mahkemece reddedilmesinden sonra Işık ısrarla Kürtçe konuşmaya devam etti. Askeri hakim Işık’a müdahale ederek sözlerini anlamadıklarını, bu nedenle Türkçe konuşmasını istedi. Işık ise sözlerinin tercüme edilmesi isteğini Kürtçe yineledi.

Tercüman talebi reddedildi

Işık'ın Avukatı Barış, Işık'ın duruşma boyunca Kürtçe konuştuğunu, avukatların da bunu Türkçe'ye çevirdiğini aktardı. Mahkeme tercüman talebini reddederken, Işık'ın avukatlarının tercüman olarak görev yapma taleplerine de karşı çıktı.

'Benim dilimi tanımayan mahkemeyi ben de tanımıyorum'

Işık, hakimin tüm sorularına ve kendisine isnat edilen suçlamalara Kürtçe yanıt verdi. Hakimin sözlerini hiçbir seferinde dinlemeyerek Kürtçeyi tutanaklara “mahkemece bilinmeyen dil” olarak geçirmesi üzerine Ali Işık, hakime hitaben Kürtçe “Benim dilimi tanımayan ve tutanaklara bilinmeyen dil olarak geçiren bir mahkemeyi ben de tanımıyorum ve bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerine askerlik de yapmıyorum” diyerek vicdani reddini Kürtçe bir kez daha açıkladı.

 

Hukuka dayanmayan keyfi tutuklama

Işık’ın avukatları mahkemede Kürtçe’nin tutanaklara ‘bilinmeyen bir dil’ olarak geçirilmesine itiraz etti.

Tutuklamanın koşullarının oluşmadığını ve keyfiyet içerdiğini belirterek, bu durumun hukuka aykırı olduğunu dile getiren avukatlar, Işık’ın tahliyesini talep ettiler. Işık’ın 12 Eylül’den günümüze askeri mahkemelerde yargılandığını, ağır işkencelerden geçirildiğini belirten avukatlar, “Müvekkilimiz 55 yaşında saygın bir gazetecidir. Kaçma şüphesi yoktur. İkameti bellidir. Deliller toplandığı için karartma şüphesi yoktur. Bu nedenle tutukluluğun devamına karar verilmesi hukuka aykırıdır” diyerek tutukluluğun kaldırılmasını istedi.

 

Avukat Barış, ilk taleplerinin Kürtçe savunma yapmak, ikinci taleplerinin tahliye olduğunu ancak iki talebin de mahkeme tarafından reddedildiğini ifade etti.

Sanık avukatlarının tüm itirazlarına rağmen mahkeme heyeti sanık lehine hiçbir isteği dikkate almayarak, Işık’ın vicdani reddini açıkladığını tutanaklara geçirdi ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Dayanak Işık'a ait olmayan bir belge

Hanifi Barış şöyle konuştu: 'Müvekkilimiz firar suçundan yargılanıyor. Bugüne kadar saklandığı için, mahkeme kaçma şüphesi olduğuna karar verdi. Bu suçlamaya ilişkin tek dayanaksa, müvekkilimize ait olmayan bir imza ve parmak izinin olduğu bir belge. Bu konu araştırılacak.'

 

'TSK'ya borcu olmadığnı belirtti'

 

'Müvekkilimiz 12 Eylül mağduru olduğunu, cunta nedeniyle suçsuz olmasına rağmen beş yıl hapis yattığını, kendisinin T.C.'ye ve TSK'ya hiçbir borcu bulunmadığını belirtti.

'Kürtçe savunması kabul edilmediği ve darbe mağduriyeti aradan geçen zamana rağmen halen giderilmediği sebebiyle vicdani reddini açıkladığını beyan etti.'

Kürtçe kabul edilmezse yargılama tıkanır

Barış, Kürtçe savunma yapma talepleri kabul edilmediği sürece yargılamanın tıkanacağını ifade etti.

 

'Mahkemenin tutumu bizi şaşırtmadı. Kürtçe savunma talebinin kabul edilmeyeceğini ve ısrarımızın mahkemenin tutumunu değiştirmeyeceğini tahmin ediyorduk. Ama tahliye umuyorduk.

'Önümüzdeki duruşmada tercüman atanmadıkça biz de müvekkilimizin söylediklerini Türkçeye çevirmeyeceğiz. 

Savunma avukatları olarak herhangi bir usulü işlem yapmayacağız. Bu nedenle yargılanma tıkanacaktır. Ne olacağını tam bilemiyoruz. Umarız talebimiz kabul edilir de yargılama devam eder.'

 

Mahkeme, bir sonraki duruşmada uzman bir psikologun hazır bulundurulmasına karar verdi. Işık’ın bir sonraki duruşması 10 Eylül 2012 günü saat 15.00’te yapılacak.

 

Askerliğini yapmayı reddetmişti

1982 yılında askerlikten firar ettiği gerekçesiyle tutuklanan Ali Fikri Işık, 1993 yılında cezaevinden çıktıktan sonra askerlik yapmayı reddetmişti. Bu yılın Haziran ayına kadar askerliğe gitmeyi reddeden Ali Fikri Işık, Diyarbakır’da düzenlenen spor konferansına katılmak üzere gittiği otelde gözaltına alınmıştı. Gözaltına alındıktan sonra vicdani reddini açıklayan Işık, daha sonra mahkemeye savunmasını Kürtçe yapacağını belirtmişti.

Avukatları, Ali Işık'ın 12 Eylül'den bu yana askeri mahkemelerde yargılandığı ve ağır işkencelerden geçtiğini vurguladı.  

 

(Kaynak: Evrensel / Bianet)

 

 

Etiketler

1982 Ali Işık