Bakan Şahin'in içi rahat

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Hrant Dink cinayetinde Emniyet görevlilerinin sorumluluğuyla ilgili adli ve idari yönden yapılan işlemleri açıkladı. Bakan Şahin’e göre suçlu veya suç şüphesi taşıyan hiç kimse yok. Avukat Hakan Bakırcıoğlu ise, “Kamu görevlileri bugüne kadar cezasız kaldılar, bunlar hakkında şimdi de dava açılmazsa, yol almak mümkün değil. Kamu görevlilerinin sorumlulukları resmi raporlarda sabit” dedi.

Hrant Dink cinayetine karışan kamu görevlileri ‘maaş kesme, kınama, beraat’ ile cezalandırılmış!

FUNDA TOSUN

fundatosun@agos.com.tr

Titizlikle çalışmışlar

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Hrant Dink cinayetinde Emniyet görevlilerinin sorumluluğuyla ilgili adli ve idari yönden yapılan işlemleri açıkladı.  Yapılan açıklamada, tüm çalışmaların titizlikle yerine getirildiğini ve adli yönden sekiz polise soruşturma izni verilmediğini, 31’i hakkında “ek kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildiğini, iki polisin ise beraat ettiği ifade edildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Hrant Dink cinayetinde ihmal ve sorumlulukları bulunan kamu görevlileri hakkında açılan adli ve idari soruşturmalara ilişkin soru önergesi sunmuştu. Tanrıkulu’nun önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, 20 Temmuz tarihli “süresi geçtikten sonra yanıtlanan” cevabi yazısı TBMM Başkanlığı’na ulaştı.  Bakan, cinayete ilişkin tüm çalışmaların titizlikle yapıldığını iddia ederek, “Hrant Dink’in ölümüne ilişkin hazırlık soruşturması sürecinde İstanbul Başsavcılığı’nın talimatları doğrultusunda gereken tüm çalışmalar titizlikle yerine getirilmiş, faillerin tespitine yönelik elde edilen tüm bilgiler vakit geçirilmeksizin soruşturma dosyasına dahil edilmek üzere başsavcılığa gönderilmiştir” dedi.

Bakan Şahin, Dink cinayetiyle ilgili Emniyet görevlileri hakkında yapılan idari soruşturma sonuçlarıyla ilgili olarak “Meydana gelen olayda ihmali bulunduğu gerekçesiyle Emniyet görevlileri hakkında idari yönden bir personele uzun süreli durdurma, beş personele aylık kesme, üç personele kınama ve bir personele uyarma cezası verilmiştir” ifadelerini kullandı.

Adli yönden yapılan işlemlere ilişkin olarak ise Bakan Şahin, “Sekiz personele ‘Soruşturma izni verilmemesine’, 31 personel hakkında ‘Ek kovuşturmaya yer olmadığına’, iki personelin de ‘beraatine’ yetkili mahkemece karar verilmiştir. Bir personel hakkında ise başlatılan savcılık soruşturması halen devam etmektedir”  cevabını verdi.  Şahin, jandarma görevlileriyle ilgili olarak, “Jandarma görevlilerinden dördü hakkında dört ay hapis, biri hakkında altı ay hapis, ikisi hakkında ise beraat kararı verildiğini” açıkladı.

AİHM,  2010 yılının Eylül ayında açıkladığı kararında, kamu görevlileri yönünden etkin soruşturma yapılmaması nedeniyle Türkiye’yi mahkûm etmişti. Dink ailesi avukatları bu karar üzerine, cinayette adı geçen kamu görevlilerinin Türk Ceza Kanunu’nun 37. (faillik), 38. (azmettirme), 39. (suça yardım) ve 83. (kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi) maddeleri uyarınca soruşturulması talebiyle 2011 yılının Ocak ayında savcılığa dilekçe vermişti.

'Örgütün neden ortaya çıkarılamadığının yanıtıdır bu’

Sezgin Tanrıkulu’nun 22 Mayıs 2012 tarihinde TBMM Başkanlığı’na Adalet ve İçişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması talebiyle verdiği önergede yer alan soruların bazısına, Bakan Şahin, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı’nın bilgi vermesi gerektiğini söyleyerek yanıtsız bıraktı. Şahin’in yanıtlamadığı sorular arasında Dink cinayetini takip eden Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne hükümetin geçtiğimiz aylarda basına yansıyan “göz boyama” kastıyla gönderdiği “eylem planı”na ilişkin sorular da yer alıyor.

Soru önergesine verilen yanıtı gazetemize değerlendiren Tanrıkulu; “Gelen yanıt, faillerin nasıl korunduğunu çok çıplak bir şekilde ortaya koyuyor. Bugüne dek faillerin neden ortaya çıkarılmadığının, davanın görüldüğü mahkemenin bile var olduğunu kabul ettiği örgüte neden ulaşılamadığının cevabıdır bu” dedi.

Tanrıkulu önergede şu sorulara yer vermişti: AİHM’in  Dink davasında kamu görevlilerinin etkin bir biçimde soruşturulmadığına ilişkin kararı üzerine ne tür adımlar atılmıştır? Dink davasında ihmali bulunan kamu görevlileri kimlerdir ve bunlar hakkında ne tür işlemler yapılmıştır? Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne gerekli bilgiler verilmiş midir? Tüm dünyanın gündeminde olan bir cinayetle ilgili ihmali bulunan kamu görevlilerinin korunmasındaki temel sebep nedir? Dink davasıyla ilgili dünya kamuoyunun bilmemesi gereken şeyler mi vardır? Sizin nazarınızda Dink’in öldürülmesi ve takip eden süreçte ihmali veya iştiraki bulunan kamu görevlilerinin ortaya çıkarılması, yargılanması mı daha önemli, yoksa hükümetinizin imajı mı? İmajınızı, adaletin sağlanmasına mı tercih etmektesiniz? Dink davasıyla ilgili bakanlıklarınız ve ilgili devlet birimleri arasında ne tür yazışmalar, toplantılar gerçekleştirilmiştir? Bu toplantılarda ne tür kararlar alınmıştır? Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne Dink davasındaki ihmaller konusunda nasıl bilgiler verilmiştir?

Yargılama kararı çıkmazsa skandal olur

Kamu görevlilerinin soruşturulmasına ilişkin savcılıktan henüz kendilerine tebliğ edilen herhangi bir karar olmadığını ve yürümekte olan soruşturma dosyası olduğunu hatırlatan Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, “Bakanın açıkladığı rakamlar, var olan soruşturma dosyasını içeren rakamlar olmayabilir. Bizim kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin 2011 yılı Ocak ayında, 2012 yılı Şubat ve Haziran aylarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiğimiz dilekçelere, suç duyurularına dair henüz tarafımıza bildirilen bir karar bulunmamakta. Tüm bunlara rağmen, sorumlulukları açık olan görevliler hakkında ‘ek kovuşturmaya yer olmadığı’ yönünde bir karar çıkarsa, bu tam bir skandal olacaktır. Çünkü, kamu görevlileri bugüne kadar cezasız kaldılar, bunlar hakkında şimdi de dava açılmazsa, yol almak mümkün değil. Kamu görevlilerinin sorumlulukları DDK, BTK raporlarında, AİHM kararında çok açık ve net, sorumluluklar sabit” dedi.