VİCKEN CHETERİAN

Vicken Cheterian

Rusya'da protestolar: Putin Sistemi'nin sonbaharı

Navalny, yozlaşma meselesine odaklanmadan önce, Rus milliyetçisi çevrelerle çok yakındı; hem göçmen karşıtı kampanyalara, hem de Slav kökenli olmayan, özellikle Kuzey Kafkasyalı Rusya vatandaşlarını hedef alan kampanyalara katılıyordu. Şimdi, Rusya hükümeti zor durumda.

17 Ocak’ta Moskova’da Aleksei Navalny’nin tutuklanması, Rusya’yı saran bir protesto hareketinin tetikleyicisi oldu. İddialara göre Rusya hükümetinin ajanları tarafından zehirlenen Navalny, birkaç aydır tedavi gördüğü Berlin’den dönüyordu.

2012’dekinden çok daha derin bir nitelik taşıyan bu hareket, ‘Putin Sistemi’nin istikrarı açısından daha büyük bir tehlike oluşturuyor. Protesto dalgası, ülkenin en büyük iki şehri Moskova ve St. Petersburg’un ötesine geçerek, Vladivostok’tan Krasnodar’a kadar birçok yerde kitleleri içine aldı. Moskova’nın merkezinde bir araya gelen 40 binden fazla insan yolsuzluklara karşı sloganlar atıp, Navalny’nin serbest bırakılmasını talep etti.

Navalny, kampanyasının odağına yönetici seçkinlerin yolsuzluklarını ve yetersizliğini koyarak, Putin Sistemi’ne karşı muhalefetin simgesi hâline geldi. Batı medyasında çıkan haberler onun liberal demokrat olduğu yönünde, hatalı bir izlenim yaratmış olabilir; olsa olsa, Rus usulü bir liberal demokrat olduğu söylenebilir. Navalny, yozlaşma meselesine odaklanmadan önce, Rus milliyetçisi çevrelerle çok yakındı; hem göçmen karşıtı kampanyalara, hem de Slav kökenli olmayan, özellikle Kuzey Kafkasyalı Rusya vatandaşlarını hedef alan kampanyalara katılıyordu. 

Şimdi, Rusya hükümeti zor durumda. Navalny’nin serbest bırakılması muhalefete cesaret verecek, ilk 30 günden sonra hapiste tutulması ise öfkenin yükselmesine neden olacaktır. Baskıcı politikalar ancak bir yere kadar işe yarıyor; özellikle de, otoriter rejimlerin, aradaki anlaşma gereği kendi üzerlerine düşen yükümlülüğü yerine getiremediği, yani ekonomide istikrarı sağlayamadığı zamanlarda bu politikaların pek bir hükmü kalmıyor.

Bu hareketin çok geniş bir kitleyi kapsamasının birkaç nedeni var. Bunlardan biri, Navalny’nin yolsuzluk karşıtı mesajlarını sosyal medyada videolarla yaygınlaştırıp ses getirmeyi başarması. Rusya’da medya kurumları resmî mercilerin hâkimiyeti altında ama dijital teknoloji çağında sansürün gücü sınırsız değil. Navalny’nin ekibi Putin’in Karadeniz kıyısındaki, 1 milyar Euro’ya mal olan sarayıyla ilgili bir video belgesel yayımladı. Navalny, Rusya liderini bu lüks sarayı yolsuzlukla elde edilmiş paralarla inşa etmekle suçlarken, sarayı “tarihin en büyük rüşveti” olarak nitelendirdi.

Putin’in verdiği tepki, görüntülerin “toplama ve montaj” olduğunu ve videoyu “sıkıcı” bulduğunu söylemek oldu. Haber ajansları, Putin’in “Orada benim mülküm olarak sıralanan şeylerin hiçbiri bana ya da yakın akrabalarıma ait değil, hiçbir zaman da olmadı” dediğini yazdı. Fakat video, bir haftadan kısa bir süre içinde 86 milyon kez izlendi.
Rusya liderinin sorunu sansürün işe yaramamasından ibaret değil; Putin Sistemi’nin verdiği mesaj, Rusya vatandaşlarının önemli bir kısmını artık ikna etmiyor. Putin farklı bir dönemde iktidara gelmiş, sıkışık durumdaki Rus egemen sınıflarına çözümler sunduğu gibi, nüfusun geniş kesimlerinin ihtiyaçlarını da karşılamıştı. Mihail Gorbaçev yönetimindeki Sovyetler Birliği’nin’in dağılmasının ve hem Rusların hem de diğer eski Sovyet halklarının çok büyük sıkıntılar çektiği kaotik Boris Yeltsin döneminin ardından, Putin istikrar vaat etmenin yanı sıra, ‘kibirli’ Batı’ya kafa tutan bir Rus gücü imgesi yaratmıştı. En önemlisi, muazzam enerji ve hammadde ihracatına dayalı, giderek yükselen finansal gelirler sayesinde Rusya’ya istikrar getirmeyi başardı; Rusya, petrol üretiminde yıllarca dünya birincisi oldu (2019’da, ABD ve Suudi Arabistan’ın ardından üçüncü sırada yer aldı). Putin Sistemi’nin gücü de, zayıflığı da bundan kaynaklanıyor.

Sovyetler bir zamanlar, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve askerî gücüydü. Ancak, askerî-endüstriyel kompleksinin verimsizliği ve siyasi sisteminin katı bir hiyerarşik denetime ve sansüre dayalı olması nedeniyle, teknolojik gelişim açısından Batı’ya ayak uyduramıyordu. Gorbaçov’un reformları temelde bu sistemi modernize etmeye çabalarken istikrarsızlaştırdı

Rusya ekonomisi, gayri safi yurtiçi hasılası itibariyle, bugün dünyada 11. sırada. 2014’te Rusya’nın Kırım’ı zorla ilhak etmesinin ardından, Batı’nın ve Japonya’nın uyguladığı finansal yaptırımların ülke ekonomisine güçlü bir darbe vurduğu doğru. Ancak Rusya ekonomisi, Putin döneminde şekillenip istikrar kazandığı hâliyle, yapısal sorunlardan muzdarip. Tamamen petrol ve gaza (%52), metaller ve değerli taşlara (%8) dayalı, makineler ve elektroniğin payının sadece %3,4 olduğu bir ekonomi bu. Ülkenin yönetici elitinin hammadde ihracatından kâr elde etmesi teknoloji sektörünü canlandırmıyor, endüstriyel kapasitenin korunup geliştirilmesini de sağlamıyor.

Rusya ekonomisinin enerji ve mineral ihracatına dayalı bu yapısı, küresel iktisadi dalgalanmaların da etkisiyle bir kriz yaşıyor. Rusya 2019 yılında 422 milyar dolarlık ihracat yaptı; bu tutarın 2020 için 319 milyar dolara düşmesi bekleniyor. 

Yirmi yıldan uzun bir süredir iktidarda olan Putin Sistemi yorgunluk belirtileri gösteriyor. Vladimir Putin, ülkenin siyasi kurumlarını tamamen denetimi altına aldı ama ne tuhaftır ki, şu anda, sokaktan gelen baskılar karşısında hiçbir zaman olmadığı kadar savunmasız durumda. ‘Güç’ ve ‘istikrar’ mesajı, değişim isteyen ve istikrarı ‘eski hamam, eski tas’ olarak gören yeni kuşak için artık ikna edici değil. Ülkenin Batı’yla zıtlaşması ve başka yerlere askerî güç aktarması, Yeltsin yıllarının ardından ve Çeçenistan savaşları bağlamında bir anlam ifade ediyordu ama yeni kuşağa aynı ölçüde çekici gelmiyor.

Her şeyden önemlisi, Putin istikrarı reformlara tercih ettiği için, Rusya’nın iktisadi modernleşmeyle bağlantılı temel sorunlarını çözemedi. Bugün, geçmişte yapılan tercihlerin ne tür sınırlılıklar getirdiği ve istikrarın sonsuza kadar sürdürülemeyeceği görülüyor. 

Küresel koronavirüs pandemisi iktisadi güçlükleri büyüttü; muhtemelen, toplumsal muhalefette de yükselişe neden olacak. Rusya hükümetinin, halk muhalefetini frenlemek için baskıcı politikalardan fazlasına ihtiyacı olacak.

(İngilizceden çeviren: Altuğ Yılmaz)