HDP seçimlere yönelik tutum belgesini açıkladı

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 2023 seçimleri öncesi ve sonrasına dönük siyasetini, 11 maddelik deklarasyonla açıkladı. Deklarasyonda HDP'nin bir seçim ittifakı arayışında olmadığı ancak Kürt sorunu ve Cumhurbaşkanlığı seçimi başta olmak Türkiye'nin önemli sorunlarının çözümü için müzakereye ve ortak yönetime hazır olduğu belirtildi.

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar,  seçimlere yönelik partinin tutumunu 11 madden oluşan "Hep beraber kazanalım" başlıklı deklarasyonla kamuoyuna açıkladı.

Tutum belgesinin açıklandığı toplantıya, yerlerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, önceki dönem miletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder de katıldı. Buldan ve Sancar deklarasyonu birlikte okudu.

Önümüzdeki dönemin ve seçimlerin demokratik cumhuriyetin oluşması açısından en önemli dönemeçlerden biri olacağı kaydedilen deklarasyonda, HDP'nin müzakereci bir anlayışla "yeni bir demokratik başlangıcın anahtarı olarak" sorumluluk üstlenmesi gereğine vurgu yapıldı.

Deklarasyonda, HDP'nin ittifaklara ilişkin tutumu şöyle açıklandı:

"Bizler, parlamento seçimleri için 'Demokrasi İttifakı' şiarıyla; halklar ve barış ittifakı, kadın dayanışması ve ittifakı, ekoloji ittifakı anlayışı temelinde, toplumsal ve siyasal muhalefet, emek, kadın ve gençlik hareketleri ile en geniş birlikteliği ve ortak mücadele zeminini büyütme ve bu yoldaki güçlü yürüyüşümüzü sürdürme kararlılığındayız. Bunun dışında herhangi bir ittifak içinde yer alma arayışımızın olmadığını açıklıkla vurguluyoruz."

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni "değiştirme" hedefine yer verilen deklarasyonda, cumhurbaşkanı adayının "ilkeler" etrafında, müzakereyle belirlenmesi istendi:

"İster HDP'li isterse başka bir aday olsun, isimler yerine ilkelerin ve yöntemlerin tartışılmasının gerekli olduğu inancındayız. Çünkü demokratik dönüşüm şahıslar aracılığıyla değil, ilkeler ve yöntemler üzerinde müzakere ve mutabakat yoluyla gerçekleşebilir. Seçilecek Cumhurbaşkanı da rolünü ve işlevini ancak bu zeminde doğru bir şekilde yerine getirebilir."

Deklarasyonda, HDP'nin ilkeleri 11 maddelik, "Güçlü demokrasi", "tarafsız ve bağımsız yargı", "kayyım rejimi değil halk iradesi", "Kürt sorununa demokratik çözüm", "başışçı dış politika", "kadına özgürlük ve eşitlik","kamu yönetiminde liyakat", "doğaya saygı", "gençler için özgür yaşam" ve "demokratik anayasa" başlıkları altında sıralandı.

"Güçlü demokrasi" başlığı altında, geniş yetkilere sahip çoğulcu parlamento ve kuvvetler ayrılığının işlediği, denge ve denetleme mekanizmalarının etkili olduğu Demokratik Parlamenter Sistem" önerilirken, güçlü demokrasi için yerel yönetimlere yetki ve kaynak devrinin güvence altına alınması gerektiği ifade edildi.

"Tarafsız ve bağımsız yargı" başlığı altında yargı kurumunun yürütmenin vesayeti altında olduğu ve muhalefeti tasfiye etme aracı olarak kullanıldığı belirtilerek, "Bu nedenle tüm siyasi davaların ve mahkumiyetlerin sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını, adaletin ve toplumsal barışın tesisi açısından bir gereklilik olarak görüyoruz" görüşüne yer verildi.

Kürt sorunu ve CHP'nin çıkışı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kürt sorununun çözümü için HDP'yi muhatap göstermesi de  tutum belgesinde yer buldu, Belgede şu ifadelere yer verildi: 

"Türkiye'nin çözmesi gereken en köklü sorunu Kürt sorunudur. HDP, demokratik çözüm ve barış konusunda üzerine düşen her şeyi yapmaya, Türkiye'deki bütün toplumsal kesimlerin sorunlarını ve kaygılarını dikkate alan yapıcı bir rol üstlenmeye hazırdır. Bu çerçevede, başta anadili hakkı olmak üzere tüm evrensel kimlik haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılması büyük önem taşımaktadır."

Silahsız çözüm

Deklarasyonda tüm kesimlere yönelik "silahsız çözüm" çağrısı yapıldı:

"Savaş politikaları, silah ve çatışma yöntemleri yerine, diyalog ve müzakere seçeneklerinin kendini tarihsel olarak dayattığı ve güncel olduğu aşikârdır. Bunun için Türkiye halklarının tümünün yararını ve geleceğini düşünerek herkes özveride ve fedakârlıkta bulunarak adım atmalıdır. Sorunlarımızı şiddet aracılığıyla değil; konuşarak, müzakere ederek, diyalog yoluyla çözmek temel düsturumuzdur."

Deklarasyonda, anayasanın "farklı kültürlere, kimliklere, inançlara anadillere ve yaşam tarzlarına saygıya dayalı, eşit yurttaşlığı esas alan" bir anlayış içermesi gerektiği; hazırlanma sürecinin deyine demokratik katılım ve müzakereyle yürütülmesi gerektiği ifade edildi.

Deklarasyonda "demokrasiye, adalete, barışa çağrı" yapılırken, partinin bunu gerçekleştirmek için için tüm kesimlerle görüşerek "ortak yönetme" sorumluluğu almaya hazır olduğu vurgulandı:

"HDP olarak yukarıda ifade ettiğimiz ilkelerin yaşama geçirilmesinden yana tüm toplumsal taraflarla ve siyasi aktörlerle görüşmeye ve müzakere etmeye, birlikte yürümeye, ortak mücadeleye ve ortak yönetime hazır olduğumuzu vurguluyoruz. Türkiye'nin aydınlık geleceğini düşünen tüm kurum, kuruluş ve partilere, tek tek yurttaşlara çağrımızdır: Hep beraber sorumluluk alalım. Kişisel hesaplar, partizan faydacılık yerine ortak akıl ve birlikte inşa anlayışı esas olmalıdır. Türkiye halkları çözüm üretmeyen, ortak akıldan uzaklaşan politikalara ve yönetimlere; ayrımcılık, nefret söylemi ve toplumsal kutuplaşmaya mahkûm değildir. Hep beraber demokrasi, hep beraber adalet, hep beraber barış!"

Deklarasyonun açıklanmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ahmet Türk, barışçıl çözüm için "ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kürt sorunu konusunda yaptığı açıklamanın önemli olduğunu belirten Türk, ancak bu konuda daha geniş mutabakata gereksinim olduğunu söyledi: 

"Büyük acıların yaşandığı, çatışmaların yaşandığı, toplumun adeta karşı karşıya geldiği süreçler yaşadık. Türkiye'nin bu sürece tahammülü kalmadı. Bunun çözümü ancak diyalogla olur, demokratik hak ve özgürlüklerin gündeme getirilmesi ile olur. Burada CHP" nin açıklamasını bazı partilerin yaptığı açıklamayı değerli görüyoruz. Ama böyle bir meselede bunu daha geniş bir mutabakatla Türkiye gündemine getirmek çözüm konusundaki arayışların önemli olduğunu görüyoruz. Bu konuda eğer gerçekten barışçı bir sürecin gelişmesini istiyorsak, ortak akılla hareket etmenin dönemidir diye düşünüyoruz."

"Mesaj çok açıktır; yani biz hazırız, barış için, eşitlik için her türlü çalışmanın içinde bulunuruz meseajı ortaya çıktı bence en önemli mesaj buydu. Türkiye kamuoyunun siyaset yapan siyasi partiler, sivil toplum örgütünün bizim artık bu sorunun çözümü konusunda diyalogdan yana olduğumuzu, ,demokratik siyasetin aslında muhatabı olduğunun açıklaması olarak değerlendirilmeli."

(Ajanslar, BBC Türkçe, HDP )

Kategoriler

Güncel