AGOS Başyazı: Peki devlet ne yapıyor?

Aynı Patrik seçiminde olduğu gibi devlet yine kendince bir kontrol alanı yarattı. Ayrıca talebe değil, talebin kimden geldiğine baktı. “Ankara ile iyi ilişkiler içinde olan”lardan gelmediğini görünce de, il genelinde seçim talebini yanıtsız bıraktı.

Geçen hafta Ermeni toplumunun Patrik seçimi, vakıf seçimleri gibi konularda izlediği  tutumu ele almış, kimi yöneticilerin devleti gereğinden fazla işin içine karıştırdığını, kendi iç çekişmelerini çözmek için sürekli devlete müracaat ettiğini, böyle olunca da, Ermeni toplumundan “Ankara” ile kimin ilişkileri iyi ise, kontrolü onun ele aldığını söylemiştik. Yani çuvaldızı biraz kendimize  batırmıştık. 

Bunu söylerken devletin izlediği politikayı görmezden gelemeyiz elbette. Sadece AKP ile sınırlı değil.  Yakın tarih boyunca devlet de, her zaman Ermeni toplumunu kontrol altında tutmak istemiş, belirsiz alanlar yaratarak çekişmeleri körüklemiş, çoğu zaman da aba altından sopa göstererek, bilhassa Patrikhane ve yönetici kesim üstünde ağır bir tahakküm kurmuştur. 

Yine vakıf seçimlerine getirelim sözü. Bazı vakıflar il genelinde seçim yapmak istiyor, bilindiği gibi. Bilhassa da Beş Ulusal Kurum’un (Hink Hasdadutyun) dördü. Tıbrevank Lisesi Vakfı, bunun için haftalarca çaba yürüttü. Ancak bu çabalar sonuçsuz kaldı. Peki söz konusu vakıfların bölgesel değil de il genelinde seçim yapması neden engelleniyor? Bunun mantıklı, makul bir izahı var mı? Yok. Bir izah bile yok. 

Aynı Patrik seçiminde olduğu gibi devlet yine kendince bir kontrol alanı yarattı. Ayrıca talebe değil, talebin kimden geldiğine baktı. “Ankara ile iyi ilişkiler içinde olan”lardan gelmediğini görünce de, il genelinde seçim talebini yanıtsız bıraktı. Aynı mekanizma Rum toplumu için de geçerli. Rum toplumu da il genelinde seçim taleplerine yanıt alamadı ve sıkıntı yaşıyor. 

Peki bu denklemi değiştirebilecek miyiz? Daha da önemlisi bu denklemi değiştirmek için niyet, irade var mı? İyimser olmakta zorlanıyoruz doğrusu. 

Kategoriler

Toplum Güncel