Bekçiyan Sırpazan'ı ziyaret

Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın Bochum yakınlarındaki Wetter Huzur Evi’ne getirildiğini Meline Pohlman’dan öğrendim. 9 Ocak 2024 günü öğleden sonra ziyaretine gittim. En son iki yıl önce görüşmüştük. Özlemişiz birbirimizi.

İstanbullu Sırpazan Karekin Bekçiyan diğer adıyla Dikran Bekçioğlu Anadolu’nun dürüst, çalışkan, vicdanlı, vefalı evlatlarından biridir.

Sırpazan Karekin Bekçiyan Almanya Ermenileri Ruhani Önderi idi.  Türkiye Ermenileri Patriği seçimi öncesindeki süreçte “Değabah”  yani seçimi yürütecek Patriklik Kaymakamı seçildi, ancak önü kesildi. Şimdi emekli oldu. Köln Ermeni Kilisesi’ndeki evinde kalıyordu. Gözlerinin zayıflamasından sonra Wetter Huzur Evine getirildi.

Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın Bochum yakınlarındaki Wetter Huzur Evi’ne getirildiğini Meline Pohlman’dan öğrendim. 9 Ocak 2024 günü öğleden sonra ziyaretine gittim.

En son iki yıl önce görüşmüştük. Özlemişiz birbirimizi.

“Ne iyi ettin de geldin! Burada 80 kadar yaşlı kalıyor. En genci 81 yaşındaki benim. Çoğunluğu 90 yaşının üstünde, konuşacak kimsem yok burada,” diyerek konuşmaya başladı. Geçmiş günlerimizi andık.

Sırpazan bir ara İstanbul’a doğru uçtu gitti. Tıbrevank’taki günlerini gülümseyerek anlattı. Keğam İşkol’u ve Meline’yi andı. “Zaman ne çabuk geçti. 1965 yılında Almanya’ya gelmiştim,” dedi.

Sonra birlikte geçen günlerimizi andık. Meline beni 2000 yılında Sırpazan ile tanıştırmıştı. Dün gibi, oysa aradan 23 yıl geçti.

“Seninle Güler Yüreğim” adlı kitabım, 2001 yılında Doğan Kitap tarafından “Üstten gelen bir emirle” İstanbul 13. Noteri’nin huzurunda imha edilmişti.

İmha edilmeden önce bana 25 adet  kitap yazar hakkı olarak verilmişti. Bu kitaplardan birini ofset tekniği ile kopyalayıp Meline Pohlman, Ditter Pohlman, Sırpazan ve Tuncer Miski’nin yardımlarıyla imece usulüyle Almanya’da yayınladım. Kendilerine çok ama çok teşekkür ederim.

Sırpazan Karekin Bekçiyan “Seninle Güler Yüreğim”i beş kuruş almadan gönülden Ermeniceye çevirdi. Bekçiyan daha sonra Sarı Gelin’i de Ermeniceye çevirdi.

Huzurevinde hem kahvemizi içtik hem de “Seninle Güler Yüreğim”in tanıtımı için 2004 yılı Aralık ayında Kudüs’e gidişimizi, Kudüs’teki söyleşimizi andık. Ne güzel günlerdi o günler. Sonra karayoluyla Kudüs’ten Amman’a geçmiştik. 

Wetter Huzur Evi’ndeki sohbetimiz koyulaştı. Herman Hintiryan’ın kulaklarını çınlattık. Herman Hintiryan beni ve Sırpazan’ı 2018 yılında “Sasunluların Dansı” Müzikalinin ilk gösterimine katılmak üzere Gümrü’ye davet etmişti.  Sırpazan “Ne güzel günlerdi o günler,” diyerek gülümsedi, “Herman Hintiryan’dan haber alıyor musun?” diye sordu.

“Yılbaşında, 10 gün önce haberleştik” dedim.

“Sağlığı iyi mi?”

“Bir ameliyat geçirdi, ama şimdi iyi,” dedim.

“Konuşursan selamımı söyle,” dedi.

Zaman çabuk geçti. Saat 17.00’ye geldi. Yemek vakti gelmişti.

Suriyeli bakıcısı yanımıza geldi. Türkçe olarak “Baba yemek zamanı geldi,” dedi.

 “Babama iyi bak!  Ben onun oğluyum!” dedim.

“Bakarım merak etme!” dedi gülerek.

Vedalaşma zamanı geldi.

“Sayın Sırpazan, bundan sonra düzenli olarak yanınıza geleceğim, gece gündüz ne zaman olursa olsun bana bir ‘Alo!’ deyiniz ben gelirim” dedim.

“Sağ olun Kemal Bey! Beni mutlu ettiniz! Bundan sonra bir ihtiyacım olduğunda sana bildiririm. Meline’ye, Herman’a, oğlun Şafak’a selamını ilet!” dedi. 

Sırpazan Karekin Bekçiyan Wetter Huzur Evi’nin koridorundan sessizce yürüyerek yapayalnız  odasına girdi. Güzel hatıralarla ben de huzurevinin çıkış kapısına yöneldim.

Kategoriler

Toplum


Yazar Hakkında