Nor Zartonk: Ermeni kurumlarında kadın temsiliyetinde eşitlik istiyoruz

Türkiye Ermeni toplumundan isimlerin biraraya gelerek oluşturduğu Nor Zartonk (Yeni Uyanış) İnisiyatifi 8 Mart Kadınlar Günü'nde bir bildiri yayınladı. "Ermeni Kurumlarında Kadın Temsiliyetinde Eşitlik İstiyoruz!" başlıklı bildiride "Kadınların varlığını, talep ve ihtiyaçlarını görmezden gelen, onları idari kurumlardan dışlayan erkek egemenliğine itiraz ediyoruz" dendi.

Bildiri şöyle: 

Ermeni kadınlar tüm kadınlar gibi ev içinde ve dışında çeşitli şiddet biçimlerine maruz bırakılıyor. Kadınlar, görünmeyen ev içi ücretsiz emek sömürüsü, düşük ücretlerle ve güvencesiz çalıştırılma, sistematik mobbing gibi birçok sorunla yüz yüze kalıyor. Ülkenin idari ve siyasi karar mekanizmalarında kadınlar eşit bir şekilde temsil edilmezken, Ermeni kurumlarında da temsiliyet önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu yıl, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Ermeni vakıflarının yönetimindeki erkek egemenliğine ve Ermeni kadınların karşı karşıya kaldığı toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmek istiyoruz.

Vakıf seçimleri ve göreve gelen yeni yönetimlerin faaliyetleri, bir süredir Ermenilerin ana gündemlerinden birini oluşturuyor. Vakıflarımız, toplumumuzun kolektif kurumlarını ve bu kurumlara ait mülkleri yönetiyor, böylece toplumun dini, kültürel, eğitim, sağlık ve sosyal ihtiyaçlarını karşılıyor. Vakıfların, Ermeni halkının yeni ve mevcut ihtiyaçları için dinamik ve etkili politikalar oluşturması bekleniyor. Bu bakımdan yönetim kurullarının toplumun bütününü temsil eden bir çoğulculuğa sahip olması, farklı kesimlerin farklı ihtiyaçlarının karşılanması için büyük bir önem arz ediyor. Fakat 2022 yılında gerçekleştirilen seçimlerden sonra oluşan yönetim kurulları bu çoğulculuğu sağlamaktan uzak görünüyor.

Türkiye’de feminist mücadelenin yükselmesine paralel olarak 2022 vakıf seçimlerinde Ermeni toplumu içerisinde de kadınların daha fazla öne çıktığına tanık olduk. Bu seçimlerde vakıf yönetim kurulu üyesi kadınların oranı %30’a ulaştı. Ancak kadınların birçok yönetim kurulunda yedek üye olarak seçildiğini unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla yedek üyeler dışarıda bırakılıp asıl üyeler temel alınarak yapılacak bir hesaplamada, kadınların yönetim kurullarındaki temsil oranı çok daha düşük çıkıyor. Kararlar asıl üyelerin imzasıyla alındığından yedek üye olarak seçilen kişilerin vakıfların faaliyetlerine ilişkin etkin bir oy ve söz hakkı bulunmadığını vurgulamak gerekiyor.

Kadınların temsilinde sayısal bir eşitsizliğin bulunmasının yanı sıra yönetim kurullarında asıl veya yedek üye olarak yer alan kadınların düşünce ve iradeleri yönetim kurulu toplantı ve kararlarına yeterince yansımıyor. Bu durum, çoğunluğu yaşlılardan oluşan Ermeni erkeklerin geçmişten bugüne kapalı salon toplantılarında “büyük meseleler” tartışırken kadınlara çay kahve servisi yaptıran cinsiyetçi zihniyetini ortaya koyuyor. Temsildeki eşitsizlik azınlık vakıflarının, kadınların farklı deneyim ve ihtiyaçlarını gözeten, kadınların konumunu güçlendiren politikalar ve faaliyetler geliştirmesinin önünde bir engel olarak duruyor. Öyle ki, böylesi politika ve çalışmalar vakıfların gündemine bile gelmiyor. Şüphesiz, kadınlar gibi gençlerin ve toplumun yoksullarının da yönetim kurullarında yeterince temsil edilmediğini eklemek gerekiyor.

Tarihsel olarak, kadınlar Ermenilerin idaresine dair siyasal katılım haklarını oldukça geç bir tarihte kazanmıştır. Kadınlar 1863 Ermeni Milleti Nizamnamesi uyarınca oluşturulan Genel Meclis, Cismani Meclis ve alt komisyonlarında da, bugün vakıf yönetim kurullarına dönüşmüş olan Semt Meclisleri’nde de seçme ve seçilme haklarına sahip değillerdi. Dolayısıyla, halkın idaresine katılma hakkından yoksunlardı. Kadınların oy kullandıkları ilk seçim, 1950 yılında gerçekleştirilen Genel Meclis seçimi oldu. Fakat hâlâ seçilme hakkına sahip değillerdi.

Cumhuriyet döneminde Nizamname yasal olarak yürürlükten kaldırılmadıysa da devlet Nizamname’de öngörülen kurumları baskı ve idari tasarruflarla fiilen işlemez hale getirmişti. Bu kurumlar 1960 darbesi sonrasında devlet eliyle tamamen dağıtıldı. Ermeni kadınlar, seçme ve seçilme haklarına ilk defa kurumlar feshedildikten sonra sahip oldular. Dönemin Ermenice gazeteleri tarandığında kadınların seçmen ve aday olma hakkına sahip olduğu ilk seçimin 1962 yılında gerçekleşen vakıf yönetim kurulu seçimleri olduğu görülüyor. Elbette bu gecikme, soykırımın Ermeni kadınların mücadelesine vurduğu darbenin de bir sonucudur.

Kadınların varlığını, talep ve ihtiyaçlarını görmezden gelen, onları idari kurumlardan dışlayan erkek egemenliğine itiraz ediyoruz. Vakıfların, kadınların toplumsal hayatımıza etkin katılımını sağlayacak, eşitliği tesis edecek politikalar üretmesini talep ediyoruz. Bununla birlikte, geçtiğimiz vakıf seçimlerinde adaylıklarını açıklayarak yönetime talip olan kadınları bir kez daha tebrik ediyor, yönetim kurullarında kadınların sesinin güçlenmesi için kendileriyle dayanışma içerisinde olacağımızı ifade ediyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Ermeni kadınların 1860’lardan bu yana yürüttükleri eşit hak ve özgürlük mücadelesiyle selamlıyoruz.

Կին Կեանք Ազատութիւն
Gin Gyank Azadutyun
Kadın, Yaşam, Özgürlük

Kategoriler

Toplum