YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Yarış kızışıyor

Erdoğan’ın bu çıkışı hayli tartışıldı. Acaba seçmenlerden son kez oy isteyerek duygulara mı sesleniyordu? Bu çıkış bu anlamda istediği etkiyi yaratacak bir çıkış mıydı? Bu pek anlaşılmadı. Ancak daha da tuhaf olan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sanki bu açıklamayı tekzip edercesine “Erken seçim olursa Cumhurbaşkanı tekrar aday olabilir” demesiydi.

31 Mart yerel seçimleri için son düzlüğe yaklaştık. Daha önce de yazdığım (ve pekçoklarınca yazıldığı gibi), asıl mücadele alanı İstanbul. AKP, İstanbul için mevcut başkan ve CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun karşısına Murat Kurum’u çıkardı. İmar affı, çevreyi tehdit eden ÇED raporları gibi uygulamalarla anılan Murat Kurum, yine de güçlü bir aday olabilirdi. Çünkü bunlar AKP seçmeninin pek de umursadığı meseleler değildi. Ancak mitinglerdeki ve canlı yayınlardaki gaflarıyla, Kurum’un zannedildiği kadar güçlü bir aday olmadığı ortaya çıktı. 

Beri yandan, DEM Parti ve İYİ Parti’nin CHP’den desteğini çekmesiyle İmamoğlu’nun zorlanacağı düşünüldü. İşin doğrusu, bu konuda henüz net bir hüküm vermek zor ancak mevcut anketlere güvenirsek, Ekrem İmamoğlu’nun gücünü koruduğu anlaşılıyor. 

Bu durumda, son düzlüğe doğru AKP ve medyasının yeni hamleler yapması beklenirdi ve öyle de oluyor. İmamoğlu’na yakın bir ismin içinde olduğu para sayma görüntüleri epey konuşuldu, konuşuluyor. AKP medyası ilk başta bu görüntülerin son CHP kurultayıyla ilgili olduğunu öne sürdü. Bu iddialara göre paralar kurultayda dağıtılmıştı. Ancak görüntüler 2019 yılına ait. CHP ise görüntülerin CHP İl Başkanlığı binasının satın alınmasıyla ilgili olduğunu, mülk sahibinin paranın bir kısmını elden talep ettiğini, görüntülerin de bu âna ait olduğunu, görüntülerin kaydedildiği avukatlık ofisinin sahibinin (ki mülk sahibinin avukatıymış) bu görüntülerle geçmiş yıllarda CHP’ye şantaj yapmaya çalıştığını söylemekte.

Savcılık konuyla ilgili soruşturma başlattı. Bu soruşturma nerelere kadar uzanır ve genişler, şimdilik bilemiyoruz. Ancak yargı-iktidar ilişkisi düşünüldüğünde CHP’nin biraz başı ağrıyacak gibi. 

Yeniden Refah Partisi (YRP) ise AKP’yi zorlamakta. YRP son seçimde Erdoğan’a destek vermişti, bu seçimde ise kendi yoluna gitmeyi tercih etti. Öyle anlaşılıyor ki AKP’yle yapılan pazarlıklar sonuç vermedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan durumdan mutsuz. YRP’yi, isim vermeden, “zübük”lükle suçladı. ‘Zübük’, bilindiği gibi Aziz Nesin’in çıkarcı siyasetçileri, halkın manevi duygularını sömürenleri eleştirdiği bir romanı. Bu romanın filmi de yapılmıştı ancak televizyon kanalları her ne hikmetse bu filmi yayınlamaya uzun yıllardır cesaret edemiyordu. Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra bile cesaret eden çıkmadı.

Velhasıl, AKP açısından da durum zorlu. Ankara için zaten Mansur Yavaş’ın karşısına çıkarılan Turgut Altınok’un pek şansı olmadığı yazılıyor. İzmir’de de CHP gücünü koruyacak gibi. 

Bütün bu süreçte, bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu benim son seçimim” dedi. Biraz bilineni ilan etmiş oldu aslında, çünkü yeni sistemde Cumhurbaşkanı iki kere seçilebiliyor ve Erdoğan da ikinci kez seçilmiş durumda. Hatta bu son seçime girmesi gayet tartışmalıydı, çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öncesinde yapılan seçimde halkın oyuyla bir kez zaten seçilmişti. Ancak CHP bu konunun üstüne gitmemeyi tercih etti, AKP açısından yeni bir ‘mağduriyet’ yaratmama gerekçesiyle. 

Erdoğan’ın bu çıkışı hayli tartışıldı. Acaba seçmenlerden son kez oy isteyerek duygulara mı sesleniyordu? Bu çıkış bu anlamda istediği etkiyi yaratacak bir çıkış mıydı? Bu pek anlaşılmadı. Ancak daha da tuhaf olan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sanki bu açıklamayı tekzip edercesine “Erken seçim olursa Cumhurbaşkanı tekrar aday olabilir” demesiydi.

Bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Bundan sonra sürekli erken seçim yaparsak Erdoğan sürekli aday mı olacaktı yani? (Gerçi bunun için TBMM'nin 5'te 3'ünün oyu gerekiyor) Bunun da ötesinde, Bakan niye böyle bir çıkış yapma ihtiyacı duymuştu? AKP, parti olarak genel başkanını aslında bırakmak istemiyor muydu? Bu konu epeyce tartışıldı ama net bir sonuca varılamadı. Muhalefet, daha doğrusu CHP de bu konuyu pek gündemde tutmadı, nedense.

Buralara bakılarak “AKP bu sefer zorlanıyor” diye bir çıkarsama yapabiliriz belki ama bu çıkarsamalar çok yapıldı geçtiğimiz yıllarda, hele ki 2023 seçimlerinde. Dolayısıyla temkinli olmakta fayda var. Ancak Ekrem İmamoğlu seçimi kazanıp bir de Belediye Meclisi’nde CHP çoğunluğu ele geçirirse, siyasi tablonun ciddi biçimde değişeceğini düşünebiliriz.