“Adalar’daki en büyük sorun sağlık ve ulaşım”

CHP, Adalar’da mevcut başkan Erdem Gül’ün yerine ilçe başkanı Ali Ercan Akpolat’ı aday gösterdi. Geçmişte ilçe belediye başkan yardımcılığı görevini de yürüten Akpolat, parti teşkilatıyla birlikte Agos’u ziyaret etti. Büyükada’da doğan ve büyüyen Akpolat ile vaatleri üzerine konuştuk.

Adalar’da en büyük sorun nedir?

Bence Adalar’daki en önemli sorunlardan biri ulaşım. Akülü araç yoğunluğu var. Ulaşımın kendisi değil, vatandaşların kendi imkanlarıyla aldığı ve Adalar’a çok da uygun olmayan akülü araçlar sorun haline gelmeye başladı. Yurttaşlar, bu araçlardan satın aldı. Sayısı da gitgide arttı. İnsanlarımız sağlıklı ve güvenilir bir biçimde yürüyemiyor. Bu anlamda sorun ne dersiniz, Heybeliada ve Büyükada’da halkın şikayetçi olduğu konu budur. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor.

 Sağlık alanında da sorunlar var. İlçede tam teşekkülü bir hastane yok. Vatandaşlar sağlık hizmeti için karşı tarafa geçiyor.En büyük sorunlardan biri de bu. Çözülmedi. Ben Büyükada doğumluyum. Oradaki devlet hastanesinde dünyaya geldim ve iki defa da ameliyat oldum. Şimdi bir kırık olduğu zaman anakaraya gitmek zorundasınız. İlçe devlet hastanesi statüsü gitti ve bu büyük bir sorun oldu. Türkiye’nin her ilçesinde devlet hastanesi varken Adalar ilçe statüsünden çıkarılıp Kartal’daki Lütfü Kırdar Şehir Hastanesi’ne bağlandı. Bu anlamda ciddi bir sağlık sorunu var. Yazın günübirliklerle nüfus 140 bini buluyor. Anakaradan gelenler bisiklete biniyor fakat çok sayıda kaza meydana geliyor. Akülü araba kazalarında da artış var. Bu anlamda karşıya sevk edilen hasta sayısı korkunç bir biçimde arttı.

 Adaysınız ama Adalar’ı yıllardır CHP yönetiyor. Bir önceki dönemde yapılan çalışmalar yetersiz mi kaldı?İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019’da seçimi kazandığında hizmet anlamında 39 ilçeye eşit ve adil yaklaşım sergiledi. Adalar’a da ciddi hizmet ve yatırımları oldu. Biz, Erdem Gül’ün bıraktığı bayrağı devralarak daha iyi hizmetler sunacağız. Meclis üyelerimizin hepsi Adalar ikametli. Bizim avantajımız şu, sorunları çok iyi biliyoruz.

 Adalar halkı denize girme konusunda şikayetçi. Kıyılarda, plajlarda  parayla denize giriliyor. Bunu nasıl çözeceksiniz?Bu ciddi bir sorun. 2009’da belediye başkan yardımcısı iken bu konuya bir çekidüzen vermiştik.  Büyükada belediye plajı var ama o bile yetersiz. Geçmişte insanların denize gireceği özgür alanlar vardı. Kınalıada, vapurdan indiğinizde hemen denize girme alanı olan tek adadır. Kınalıada’daki plajları işletenler de oranın sakini. Orada toplantılar yaptık. Ciddi bir denetim sıkıntısı var. Kınalıadalı meclis üyemle birlikte bu konunun yakın takipçisi olacağım. Boşluklar olacak ve rahat bir şekilde, her yerden denize girebilecekler. Kıyı ve deniz değil, kara parçasını kiraya veriyorlar. Bunun belediyeye sorulması lazım, çünkü resmî bir kurum ve görüş alınması gerekir. Plajlarla ilgili, özel işletmeleri çağıracağız ve görüşeceğiz.

Buraları belediye mi kiralıyor?

Hayır. Bizle alakası yok. Oralar Milli Emlak yeri. Ecrimisil ile alıyorlar oraları.

 Heybeliada Sanatoryumu meselesi gündemdeki yerini koruyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmişti. Şimdi de Çam Limanı ile ilgili bir süreç var. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?Orası Cumhuriyet tarihinde, asrın hastalığı verem ile mücadele etmiştir. Kapandığı zaman da ben ilçe başkanıydım. 2005’te sanatoryumun kapanmaması için bir hafta boyunca kapıda nöbet tuttuk. Ancak Adalı vatandaşlarımız pek yanımızda yer almadı. Halbuki herkese faydası dokunuyordu. Geçtiğimiz yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildi. Biz konunun sürekli takipçisi olduk. Bunun yanı sıra Çam Limanı meselesi var. Ormana giren bir bölümü ‘Adabeach’ adlı bir işletmeye verdiler, yanında da boş kalan bir kısmı var. Oranın da geçenlerde Diyanet’e verildiğine dair haberler aldık. Orada da bir işgalci bulunuyor. Orası ücretsiz denize girilen bir yerdir. Sorun şu ki bu konuyla ilgili belgelere ulaşamıyoruz.

Geçtiğimiz yıl çıkan Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’na Adalılar tepki göstermiş ve dilekçeler vermişti. Kıyıların doldurulma riskinden bahsediliyor. Ayrıca kıyılarda yetki Çevre Bakanlığı’nın eline geçti. Bu konudaki tutumunuz nasıl?Biz kesinlikle kıyıların doldurulmasına karşıyız. Doğal halinde kalmalıdır. Zaten yeteri kadar tahrip edildi. Diğer adalarda kıyı doldurma işlemi yok ama birkaç özel plajla birlikte bu aslında oldu. Girişimlerde bulunduk. Bunun en büyük sorumlusu bana göre Tarım ve Orman Bakanlığı’dır. Bütün bu plajlara baktığınız zaman hepsi orman alanı içinde görünüyor. Yerleşim yerinde birkaç tane plaj var, diğerleri ormanlık alandadır.  Ayrıca vatandaşlar, ücret vermeden ormanın içine de  giremiyor. Böyle bir sorun var.

Adalar’da azınlık toplumlarına ait dini yapılar bulunuyor. Seçim süresince ziyaretler de düzenliyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde de Karagözyan Vakfı’nı da ziyaret ettiniz. İlişkileriniz nasıl? Neler talep ediyorlar?Ben bu zenginliğin içinde doğdum. Medeniyetlerin buluşmasından ötürü biz göreve geldiğimiz anda bu zenginliği daha da koruyacağız ve geliştireceğiz. Belediyemiz bu anlamda hizmetini esirgemiyor.

Bir kere hepsi çok mütevazı. Bizden sadece temizlik ve hijyen desteği istiyorlar. Bu zaten belediyenin yapması gereken rutin işlemdir. Her anlamda bizim daha çok ilgilenmemiz ve hizmet vermemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü Adalar çok güzel bir ilçe. Ermeni, Rum, Süryani cemaatlerinden az sayıda insan kaldı. Ben ayinlerini hiçbir zaman kaçırmam, bayramlara giderim. Büyükada’daki Rum Okulu yenileniyor. Amerikalı bir iş adamı sponsorluğunda çalışmalar yapılıyor. Seneye kapanacak çünkü sınıf yok. Orada sosyal ve kültürel etkinlikler olacak. Heybeliada Ruhban Okulu, Büyükada’daki Rum Yetimhanesi de güzide yapılar. Bunlar ayrı bir zenginlik. Belediyelerin her anlamda destek olması lazım. Adalar Belediyesi’nin bütçesi belli ve çok kısıtlı. Ama İBB’yi aldığımızda ciddi bir destek ve uyum içerisinde olacağız. Karagözyan Kampı benim için özeldir. Geçen sene deprem nedeniyle açılmadı, içimiz acıyor. Oradaki çocukların can güvenliği her şeyden daha önemli. Binanın komple yenilenmesi gerekiyor. Karagözyan Okulu’na yaptığımız ziyarette emeği geçenlere teşekkür ettim. Maddi durumu elverişli olmayan çocuklara hizmet veriliyor. Geçmişte biz de destek vermiştik. Durum şu: Adalar SİT  alanı. Bina inşa etmek kolay değil. Tarihi bina olmamasına rağmen karmaşık bir yapıya sahip. Yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Güçlendirme ile yapılacak gibi değil. Bu konu konuşuldu. Çok hızlı şekilde merkezi iktidarla birlikte bu yapılabilir. Burası eğitim amaçlı olduğu için öncelik tanınır. Ama mesela inşa sürecinde malzemelerin getirilmesini biz sağlayacağız.

Büyük İstanbul depremi gündemdeki yerini koruyor. Adalar, deprem açısından oldukça riskli. İlçedeki yapı stoğu ne durumda?Türkiye bir deprem ülkesi. Bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Adalar’ın yapı stoğuna baktığımızda son 20 seneyi bir kenara ayırırsak neredeyse hepsi deniz kumuyla yapılmıştır. Yüzde 80’i altı dairelik, üç katlı apartmanlar. İstanbul merkezli bir deprem olduğunda bina kat sayısı bizde fazla değil. Yani bu anlamda avantajlı konumdayız. Bir de binalar arası boşluklar var. Ama dezavantajları da var. Bir kere anakaradan bağımsız olması dezavantaj. Ben binaların zayıf olduğunu biliyorum. En büyük sıkıntı şu: Yeni imar planlarında 6,50 metre yapı sınırı verdiler. Yani siz iskan almışsınız, ama binayı yıkıp yeniden yaptıktan sonra sizin üstteki iki katınız yok. Yani ev sahipleri binayı yıkıp yeniden yaptıklarında dairelerinden olabilir. bu yüzden binaların yenilenmesi ilerlemiyor. Bu planlar hazırlanırken müktesebat hakkı korunması gerekiyordu. Bir dipnot düşülmesi lazımdı. Buna kimse başvurmadı. Ancak fazladan kat eklenmesine de karşıyım. Mevcut haklar korunsun.

Kategoriler

Güncel