Süryaniler Mor Gabriel için AİHM yolunda

Yargıtay, Mor Gabriel Manastırı’nın ‘işgalci’ olduğuna ve arazisinin Hazine adına tescil edilmesine hükmetti. Süryaniler, Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor. Avukat Rudi Sümer, “Yine sonuç çıkmazsa, AİHM’e gideceğiz” dedi.

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@gmail.com

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Mor Gabriel Manastırı’nın ‘işgalci’ olduğuna ve manastırın üzerinde bulunduğu arazinin Hazine adına tescil edilmesine hükmetti. Karara tepki gösteren Süryaniler, Anayasa Mahkemesi’ne gitmeye hazırlanıyor. Vakıf Başkanı Kuryakos Ergin, “Binlerce yıldır bu topraklardayız, hâlâ yabancıyız” dedi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Mardin’e bağlı Midyat ilçesinde bulunan 1615 yıllık Mor Gabriel Manastırı’nın 276 dönümlük arazisinin Hazine adına tescil edilmesine karar verdi. Dosya yeniden yerel mahkemeye gittikten sonra, bir kez daha Yargıtay’ın önüne gelecek.

Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergun, karara tepkili. Ergun, “Türkiye’de beş yıl yaşayabilen biri vatandaşmış gibi haklardan yararlanabiliyor. Biz ise binlerce yıldır burada yaşıyoruz ama hâlâ yabancı gibi görülüyoruz” dedi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1974 tarihli bir kararında ‘yabancı gayrimüslimler’ ifadesinin kullandığını hatırlatan Ergun, “Aradan yıllar geçti, o kadar yasa değişti, düzenleme yapıldı, ancak bunların hiçbirini dikkate almadılar. O kararda bizler için ‘Türkiye’de yabancı gayrimüslimler’ ifadesi kullanılmıştı. Kanunlarda ne kadar iyileştirme yapılırsa yapılsın, bu zihniyet düzelmiyor” dedi.

Mor Gabriel Manastırı’nın avukatı Rudi Sümer, kararla ilgili sorularımızı yanıtladı. Kararın kendileri için bir hayal kırıklığı olduğunu belirten Sümer, şunları söyledi: “Vakıfların mülkiyet sorunlarını gidermek için yeni düzenlemeler yapıldı. Elimizde resmi evraklara dayanan ciddi deliller var. Bunların hiçbiri yetince dikkate alınmadı. Bizim başta mülkiyet hakkımız olmak üzere pek çok hakkımız ihlal edilmiş durumda.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Haziran ayında, manastırın üzerinde bulunduğu arazinin Hazine’ye ait olduğuna karar vermişti. Genel kurul, kararında, davada bilirkişi olarak dinlenen kişilere, yaşları nedeniyle itibar etmediğini açıklamıştı. Sümer, Yargıtay’ın kararını şu ifadelerle eleştirdi:

“Keşif aşamasında yaşlılar çağrıldı ve beyanları alındı. Beyanname ve vergi kayıtları soruldu. Bilirkişi olarak beyanları alınan kişiler, konu hakkında bildiklerini, duyduklarını anlattılar; manastırın 1936 Beyannamesi’nde yer aldığını ve vergilerinin ödendiğini söylediler. Yargıtay ise, bu kişilerin konu hakkında bilgi sahibi olmak için yaşlarının yetmeyeceğini ve duyumlara da itibar etmeyeceğini açıkladı. Köyde yaşlı olmaması, takdir-i ilahi. İkincisi, devlet seksen küsur yıldır tapu sorununu çözmemiştir. Tapu dağıtılması 2008’de başladı. Devletin bunca yıldır kadastro getirmemesi bizim sorunumuz olmalalı.”

Bundan sonraki aşamalarda kararın değişmeyeceğini belirten Sümer, “Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapacağız. Anayasa Mahkemesi meselelere biraz daha farklı bakabiliyor, uluslararası sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni dikkate alabiliyor. Eğer oradan da sonuç çıkmazsa sorunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız. Temennimiz, sorunun iç hukukta çözülmesidir” dedi. 

Kategoriler

Güncel Azınlıklar