Kıbrıs’ın seçimi ‘gevşek bir federasyon’ doğurabilir

Şubat 2013’te gerçekleşecek olan Kıbrıs Rum Kesimi genel seçimleriyle beraber Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir müzakere süreci yaratabilecek ve dolayısıyla Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinde açılamayan başlıkların tekrar ele alınmasını sağlayabilecek bir döneme girebiliriz. Seçimler ve ardından oluşması muhtemel siyasi ortamı Kıbrıs Üniversitesi öğretim üyesi Niyazi Kızılyürek ile değerlendirdik.

FATİH GÖKHAN DİLER
fgdiler@agos.com.tr

Nikos Anastasiadis, çözüm için gevşek bir federatif yapı, Kıbrıs’ın NATO üyeliği ve çok taraflı müzakere öneriyor.

Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı süresince Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin neredeyse rafa kalktığı ve aynı zamanda Kıbrıs sorununun tartışmaların dışında kaldığı bir dönem yaşadık. Bu duruma Türkiye’nin bir süredir sorgulanmakta olan AB’ye uyum rotasında yaşadığı sapmalar, kendi sorunlarıyla boğuşan Avrupa ülkelerindeki isteksizlik ve müzakere başlıklarının açılamaması etki etti.

Kıbrıs sorununda ise, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB dönem başkanlığına paralel olarak derin bir ekonomik krizle ve seçim döneminin getirdiği siyasi iç sorunlarla boğuşuyor olması, AB dönem başkanlığından önce zaten durmuş olan çözüm müzakerelerinin tamamen askıya alınmasına neden olan başka bir etmendi.

Şubat 2013’te gerçekleşecek olan Kıbrıs Rum Kesimi genel seçimleriyle beraber Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir müzakere süreci yaratabilecek ve dolayısıyla Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinde açılamayan başlıkların tekrar ele alınmasını sağlayabilecek bir döneme girebiliriz.

Seçimler ve ardından oluşması muhtemel siyasi ortamı Kıbrıs Üniversitesi öğretim üyesi ve ‘Kıbrıs Sorununda İç ve Dış Etkenler’ ile ‘Ulus Ötesi Kıbrıs’ kitaplarının yazarı Niyazi Kızılyürek ile değerlendirdik.

Seçim yarışında merkez sağ parti DISY adayı Nikos Anastasiadis öne çıkıyor, arkadan gelen diğer iki aday ise komünist parti AKEL adayı Stavros Malas ve bağımsız aday Yorgos Lillikas… Bütün kamuoyu yoklamaları bu seçimi Anastasiadis’in alacağını ve Malas ile Lillikas’ın ikinci tura kalabilmek için yarışacağını gösteriyor.

Anastasiadis’in çözümü

Niyazi Kızılyürek, seçimden galibiyetle ayrılması beklenen Anastasiadis’in siyasi söylemini, “Adaylığı açıkladığı dönem ile Tasos Papadopulos’un partisi DIKO ile seçim anlaşmasına girdiği dönem olarak ikiye ayırmak gerekir” sözleriyle değerlendiriyor ve bu ilk dönemde Anastasiadis’in Kıbrıs sorunu için ortaya koyduğu çözüm önerilerine dikkat çekiyor.

Anastasiadis, Kızılyürek’in “Türkiye tarafının 1974’ten beri masaya koyduğu çözüme çok yakın” olarak değerlendirdiği merkez hükümetin yetkilerinin daraltıldığı ve federe hükümetlerin etkin olduğu ‘gevşek bir federasyon’ şeklinde bir çözüm ortaya koyuyor. İkinci öneri ise Kıbrıs’ın NATO’ya girmesi…

Böylece Yunanistan ve Türkiye ile NATO çatısı altına girecek olan Kıbrıs’ta hem güvenlik sorunu ile ilgili çekinceler halledilmiş olacak hem de Rum tarafının istemediği ‘garantörlük’ müessesesine gerek kalmamış olacak. Üçüncü olarak ise Anastasiadis Kıbrıs sorununun çözümü için yürütülen müzakerelere daha çok tarafın dâhil olması gerektiğini düşünüyor.

Ancak Kızılyürek, Anastasiadis’in çözüme her zaman uzak durmuş olan DIKO ile seçim işbirliği yapmış olmasının çözüm için soru işaretleri doğurduğu görüşünde.

Seçimle birlikte Kıbrıs sorununda çözümün ana ekseninin gevşek bir federasyon olduğu ortaya çıkıyor. Ancak böyle bir federatif yapı Kızılyürek’e göre ne Kıbrıs Rum toplumunda ne de Türkiye tarafında iyi bilinen bir kavram... “Federal devlet iki tarafın ayrılışı değil bir araya gelerek her anlamda işleyen bir devlet oluşturmaları” anlamına geliyor. Bu çerçevede Türkiye’nin de gevşek federasyon olarak adlandırılan yapıyı tam anlamıyla kavrayarak Kıbrıs politikasını gözden geçirmesi gerekli.

Krize çare olarak federasyon

Rum tarafı içinse yeni bir faktör devrede: ekonomik kriz. Niyazi Kızılyürek bir zamanlar ekonomik refahın çözümün önünde bir engel olarak değerlendirildiğini ve hatta Rum toplumunu çözümden uzaklaştırmış olabileceğini belirtiyor. Bugün ise ekonomik kriz ile Kıbrıs sorununun çözümünü bağdaştıran analizlere ve politikalara ihtiyaç var. Kıbrıs sorununa federal çözüm bu anlamda ekonomik krizden çıkış yolu olarak da görülebilir.

Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini de Kıbrıs sorununun çözümünden bağımsız olarak düşünmek imkânsız. Kızılyürek, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini olumlu şekilde tamamlayabilmesi için Kıbrıs sorununun çözüme kavuşması gerektiğini belirtiyor.

İlerleyen dönemde gerek AB üyesi ve dönem başkanı olarak Kıbrıs Rum Kesimi’nin gerekse AB’nin açılmasını engellediği başlıklarda hareketlenme görülebilir. Zira “Anastasiadis açılımlar yapabilen bir siyasetçi olduğunu göstermiş durumda” ve Türkiye’nin masaya nasıl geleceğinin tartışılması gerek.

Kategoriler

Güncel Dünya