Hasan Cemal istifa depremini yazdı: ‘Hazmedemiyorum’

Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal, Taraf’taki istifa depremini köşesine taşıdı. Cemal, ayrılıkların insanın içini yakan duraklar olduğunu belirterek, durumu ‘hazmedemediğini’ yazdı. Cemal’in yazısı şöyle:

Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Taraf...

Gazetecilik hayatında bazı ayrılıklar, istifalar insanın içini yakan duraklardır, kolay değildir. Canım gerçekten sıkkın. Bazı pencerelerin kapanmasını hazmedemiyorum. Yoksa bir yenilmişlik duygusu mu?.. Yalnızlaşıyoruz belki de... Yıllar geçtikçe etrafımız tenhalaşıyor da olabilir, ne yazık.

Cep telefonuyla geldi haber:  Ahmet’le Yasemin Taraf’tan istifa ettiler; Neşe Düzel de gazeteden ayrıldı.

Önce şaşırdım.

Demek ki beklemiyordum

Sonra gerçekten üzüldüm.

Canım çok sıkıldı.

İçimde derhal bir sıkıntı yumağı büyümeye, dallanıp budaklanmaya başladı.

Yazıyı değiştirmem şart oldu.

İstifaları yazmam lazım.

Ama nasıl?..

Bilgisayarın başına oturdum.

O kadar çok şey uçuşmaya başladı ki kafamın içinde...

Neresinden tutayım?

Bir yenilgi hissi mi yoksa?

İçimde tomurcuklanan bu mu?.. Bilemiyorum.

Tuhaf bir duygu...

Önce nedense Taraf’taki bu gelişmenin kimleri, hangi odakları mutlu edeceği sorusu aklıma takılıyor.

Ama geçiyorum.

Önce şunu teslim etmek gerekiyor: Çılgın bir ekip yaptı bugüne kadar Taraf’ı. Patron dahil bütün çalışanlar risk aldı, elini taşın altına koydu.

Gazete kaç yıldır maddi ve manevi her bakımdan çok büyük fedakarlıklarla çıktı, olmadık güçlüklerle boğuşarak yayın hayatını sürdürdü.

Taraf baştan beri bu memlekette demokrasiyi sevmeyenlere, özgürlük ve insan hakları deyince tüyleri ürperenlere, hukukun üstünlüğünü boşlayanlara isyan bayrağını kaldıran ve en yüksekte tutan bir gazete oldu.

Taraf’ın bugüne kadar yayımlamış olduğu birçok haberi başka gazeteler basamazdı.

Taraf’ın köşelerinde çıkan birçok yazıyı başka gazetelerin köşelerinde okuyamazdınız.

Taraf olmasaydı, emin olun, bu memlekette demokrasi ve hukukun onca yıldır canına okuyan birçok netameli konu karanlıkta kalmaya devam eder giderdi.

Taraf bu karanlığı yırttı.

Abartmıyorum.

Bu gerçeğin ta kendisidir.

Ve bu gerçeği, Türkiye’nin Asker Sorunu isimli kitabımın önsözünde şöyle teslim etmiştim:

“Türkiye’de, 28 Şubat postmodern darbesinin sonrasında, Ak Parti’nin 2002 yılı kasım ayında seçimleri yüzde 25’le tek başına kazanmasıyla birlikte askerin içinden tetiklenen darbe tertipleri ve komplolar dizisi, bir zincirin halkaları halinde gözlerimizin önüne çırılçıplak serilmeye başladı.

Ve bu süreçte bir gazete, bir gazeteci olarak burada kayda geçmem bir borçtur, Ahmet Altan yönetimindeki Taraf gazetesi ya da Taraf gazeteciliği, bu ülkedeki ‘askeri vesayet sistemi’nin çözülüşüne açılan demokrasi yolunda büyük görev yapacaktı.”

Bugün de farklı düşünmüyorum.

Türkiye’nin ‘asker sorunu’yla olduğu gibi, bugünkü ‘sivil sorunu’yla da kafa kafaya geldi Taraf gazetesi.

Haberleriyle, köşeleriyle birçok tabuyu kırıp sorgularken, insanları eleştirel düşünmekten, bağımsız düşünmekten  alıkoyan devletçi yapılarla mücadele etti.

Demokrasi ve hukuk adına sesini yükseltmek isteyenlere de cesaret aşıladı, bürokratik oligarşi karşısında. Bu derin devlet yapısının hiç de öyle korkulacak bir şey olmadığını sergiledi yayınlarıyla...

Ayrıca, Ahmet’le Yasemin çok yakın arkadaşlarım. Ne büyük fedakarlıklarla çalıştıklarını biliyorum.

Ama dert torbaları dolup taşarken bile o fedakarlıklardan söz etmeyi sevmediklerini, bundan hazzetmediklerini de çok iyi biliyorum.

Gazetecilik hayatında bazı ayrılıklar, istifalar insanın içini yakan duraklardır, kolay değildir. Bilirim, ben de yaşamıştım bir zamanlar...

Canım gerçekten sıkkın.

Bazı pencerelerin kapanmasını hazmedemiyorum.

Yalnızlaşıyoruz belki de...

Yıllar geçtikçe etrafımız tenhalaşıyor da olabilir.

Ne yazık!

Kategoriler

Güncel Basın