Barbarları Beklerken Barış

Bu şiiri okumak gerek. Tüm karamsarlığına, verdiği tüm huzursuzluğa, aynayla yüzümüze vurduğu çirkinliğimizin iç yakıcılığına rağmen. Artık barış vakti gelmiştir ve ödevimiz tüm gücümüzle bağırmak: “artık barbarlar yok!” “artık savaşa ve ölümlere bahane yok!”. Tüm savaşlara, katillere ve katliamlara inat, hayattan yana saf tutarak. İsmail Keskin, bu hafta barış için, Rumca’dan Kavafis’in “Barbarları Beklerken” şiirini çevirdi.

İsmail Keskin
İsmail.keskin@gmail.com

Kavafis’in şiirinde iki zaman bulunur. İlki antik, diğeri okuyucusunun içinde bulunduğu zaman. Kavafis şiirinin en büyük tılsımı budur. Derinlemesine bakma zahmetini göstermeyen aklını antik zamanın hikayeleriyle bozmuş bir şair görebilir lakin şiirde zahiri dekorun aksine, Kavafis şiiri oyucusunun zamanına seslenir.

“Barbarları beklerken” şiiri barbarlara karşı yenilgiyi kabullenmiş Romalı bir şehrin bekleyişini anlatır. Baştan ayağa kokuşmuş yönetimin halkın tüm sorularına verdiği tek cevap vardır: “Barbarlar geliyor.” Oysa vakit erişip de tüm çözümsüzlükleri perdeleyen barbarların gölgesi ortadan kalktığında, insanlar sevinç yerine üzüntü duyarlar çünkü artık kendi çözümsüzlüklerinin faturası kendi ceplerindedir.

Şiir Roma dekorunda yazılmıştır. Konsüller, praetorlar, hatipler, imparator… Oysa şiiri okuduğumuzda akla gelen; soğuk savaşın yerini bıraktığı belirsizliği ve kirli savaşları sonsuz bahaneler içinde sadece izleyen bizlerin ahval i pür melâli değil de nedir?

Kavafis’in karamsar şiirleri öylesi bir hakikâtle bezenmiştir ki, karanlık dizeler bizi dibe çekeceklerine su yüzeyine çıkarır.

Bu şiiri okumak gerek. Tüm karamsarlığına, verdiği tüm huzursuzluğa, aynayla yüzümüze vurduğu çirkinliğimizin iç yakıcılığına rağmen. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, “artık barbarlar yok!” diye seslenerek bizi barışa aymaya çağıranlar hain pusularda, yüreğimizi yakan kurşunlar pahasına susturulmaya çalışılabiliyor, sevgili Hrant ahparig misal. Oysa artık barış vakti gelmiştir ve ödevimiz tüm gücümüzle bağırmaktır: “artık barbarlar yok!” “artık savaşa ve ölümlere bahane yok!” Tüm savaşlara, katillere ve katliamlara inat, hayattan yana saf tutarak…

Şiiri Rumca dinlemek için tıklayın

 

 

Barbarları Beklerken

-Ne bekleşiyoruz toplandık da meydanda?
Barbarlar, bugün varırlar.

-Neden senatonun orta yerinde bir durgunluk?
Ne demeye oturuşup duruyor senatörler kanun yapacaklarına?

Çünkü barbarlar varıp gelecekler bugün
Ne kanununu geçirsin bu vakitten sonra yasa koyucular?

Geldikleri gibi barbarlar, kendi kanunlarını koyarlar.

-Ne demeye imparatorumuz sabahın bu köründe ayakta,
Ve oturuyor şehrin en yüce kapısının yamacında

Tahtının tepesinde, haşmetiyle, takılı tacı başında
Çünkü barbarlar varıp gelecekler bugün
Ve imparator karşılamak için bekliyor
Barbarların hükümdarını. Elbet hazırlıklar tamam

Bir ferman verilecek eline. Orada,
O barbarlar şahının ünvânları sıralanmış, gani gani namla.

-Neden iki konsülümüzle birlik muhteremler çıkmış ortaya
Kırmızılar içindeler bugün, işlemeli togalarıyla.

Neden bilezikler takınmışlar öylesine mor yakutlarla bezeli,
Ve yüzükleri ışıldayan parlak zümrüt taşlarıyla işli.
Neden paha biçilmez asalar tutuyorlar ellerinde

Altın ve gümüşle nakşedilmiş büyük bir hünerle?

Çünkü barbarlar varıp gelecekler bugün
Ve böyle şeyler, gözünü kamaştırır barbarların.

-Neden pek kıymetli hatiplerimiz görünmüyor meydanda her zamankinin aksine
Ortaya atıp fikirlerini,  demiyorlar diyeceklerini?

Çünkü barbarlar varıp gelecekler bugün
Ve böyle incelikli sözlerle ağır nutuklar bayar barbarların içini

-Neden endişe başlıyor, bu yayılan huzursuzluk niye (Yüzler ne ciddi oldu)
Neden sokaklar ve meydanlar bir hızla serbestleyiverdi,

Ve neden evine dönüyor herkes derin düşünceler içinde
Çünkü gece indi ve gelmedi barbarlar.
Ve sınır boylarından varıp gelenler oldu,
Ve dediler ki, “artık bundan gayrı barbarlar yok”tur.

                               ---

Ve ne olacağız şimdi barbarların yokluğunda?
O insanlar ki, bir çeşit çözümdüler

                                                                       Konstantin Kavafis*   

 

* Çeviri telifi İsmail Keskin’e aittir, izin alınmaksızın kullanılamaz.

 

 

Kategoriler

Şapgir