Nimet Baş'tan, '28 Şubat mağdurları için de komisyon' teklifi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, Meclis'te bir darbe komisyonu kurulmasını önemsediğini belirterek, bunun, TBMM’nin ilk kez iradesine sahip çıktığının göstergesi olduğunu dile getirdi. Baş, 28 Şubat sürecinin mağdurlarından, hala cezaevinde yatanlar olduğuna dikkat çekerek, mağdurlar için de Meclis'te bir komisyon kurulmasının gündeme gelebileceğini söyledi.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM)'nin düzenlediği ’28 Şubat Darbesi’ konulu panele katılan Nimet Baş, başkanlığını yaptığı komisyonun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Panelin moderatörlüğünü, kapatılan Fazilet Partisi’nin Genel Başkanı Recai Kutan yaparken, Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak da toplantıya katıldı. Meclis'te bir darbe komisyonu kurulmasını önemsediğini ifade eden Baş, Meclis'in ilk kez iradesine sahip çıkmasının önemine dikkat çekti.

“İlk kez 6 milyon insan fişlendi”

28 Şubat ile ilgili olarak sürecin bir darbe mi? Postdarbe mi olduğu yönündeki tanım karmaşasına değinen Baş, televizyona çıkıp bildiri okunmasa da kurumların ele geçirildiğini ve fiili olarak yönetime el konulduğunu vurguladı. 28 Şubat darbesini yapanların, ‘bu süreç bin yıl sürecek’ sözlerini hatırlatan Baş, bu şekilde toplumun baskı altına alındığını belirtti. 28 Şubat sürecinde ilk kez 6 milyon insanın fişlendiğinin altını çizen Baş, yaşatılanlara rağmen bu insanların şiddete başvurmadığını, çünkü bu milletin devletini sevdiğini dile getirdi.

“Ordudan uzaklaştırılanlar, neden uzaklaştırıldıklarını komisyon raporundan öğrendi”

O dönem fişlemeler ve işlerinden atılanlar ile ilgili olarak da önemli bilgiler veren Baş, özellikle komisyon çalışmalarının sonunda bunu daha iyi gördüğünü aktardı. Baş, ordudan, memurluktan atılanların çoğunun neden işlerinden olduğunu bilmediğini belirterek, bunların birçoğunun, bunu, komisyonun çalışmalarından sonra öğrendiğine dikkat çekti. Baş, konuyla ilgili şu örnekleri verdi: “Bir komutan sırf kızına Ruveyda ismini verdiği için ordudan uzaklaştırıldı. Yine başka birisi duvarına Kur'an-ı Kerim astığı için uzaklaştırıldığını gördük.”

“Velev ki Aczmendiler, cübbeliler, sakallılar vardı”

Dönemle ilgili en çok konuşulan konuların başında gelen Aczmendiler, cübbeliler ve sakallılar tartışmasına da değinen Baş, demokratik bir ülkede insanların istedikleri gibi yaşama özgürlüğü olduğuna işaret ederek, bu tartışmalara farklı yaklaştığını anlattı. “Velev ki bu insanlar vardı” diyen Baş, kendisinin bu insanlar vardı, yoktu, yaratıldı diye bakmadığını, bunu konuşmanın dahi yersiz olduğunu bildirdi.

“28 Şubat darbesi diğerlerinden daha organize”

28 Şubat darbesinin, diğer darbelerden farkının, daha organize planlandığını ifade eden Baş, 28 Şubat’ın temelinde, çıkar çatışmalarının yani ekonominin olduğunu vurguladı. Baş, konuşmasının ardından, katılımcıların konuya ilişkin sorularını cevapladı. Meclis Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun çalışmaları sonrasında darbeci zihniyetin hala var olup olmadığı yönündeki soruya Baş, “Bugün anayasa dahil, vesayetçi anlayış tamamen tasfiye edildi diyemeyiz.” şeklinde cevap verdi.

Darbelerin dış bağlantısının tespit edilip edilmediği şeklindeki bir soruya ise Baş, komisyon üyelerinin hepsi yemin edercesine, iman edercesine dış bağlantıların olduğuna inandığını söyledi. Baş, özellikle Türkiye’nin üyesi olduğu uluslararası örgütlerin hiçbir darbe sonrasında ses çıkartmamasını, tepki göstermemesini örnek gösterdi.

Özellikle de 28 Şubat’ın mağdurları için TBMM’de bir komisyon kurulabileceği teklifinde bulunan Baş, 28 Şubat’ta mağdur olan bazı vatandaşların hala cezaevinde yattığına dikkat çekti. Baş, bu konu için de bir araştırma komisyonunun kurulması ile mağdurların durumları ile ilgili çalışmalar yapılabileceğinin altını çizdi.

“Başbakan’ın ‘İlker Başbuğ’ rahatsızlığı düşünce değişikliği anlamına gelmiyor”

Son dönemde, hükümetin yargılamalarda tutum değişikliğine gidip gitmediği yönündeki bir soruya ise Baş, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını kaydetti. Aynı savcı ve hakimlerin görevleri başında olduğunun altını çizen Baş, bu yargılamalar sırasında hukuku, kişisel bir öç alma olarak görmediklerini söyledi. Özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, komutanların uzun tutukluluk süreleri ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a, terör örgütü lideri yakıştırması yapılmasından duyduğu rahatsızlığa değinen Baş, “Sayın Başbakan, kendisinin bizzat çalıştığı genelkurmay başkanının bir terör örgütünün lideri olarak suçlanmasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti. Bu ifade ediş tarzı, bence bir düşünce değişikliği anlamına gelmiyor. Ben yargıçların bu dönemde çok önemli görev üstlendiklerini, çok önemli misyonla hareket ettiklerini, bu ülkenin demokratikleşmesi adına anlamlı işler yaptıklarını düşünüyorum. Ama her zaman söylüyorum, belki yargı konusunda söyleyecek çok sözümüz var hepimizin. Ama yargı üzerinden siyasetçileri sorumlu tutmayı ve suçlamayı adil bulmadığımı ifade etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

 

(Cihan)

Kategoriler

Güncel Türkiye