Papa’nın İslam’la diyaloguna Katolik dünyasından destek

1.2 milyar inananıyla dünya politikasında da önemli rolü bulunan Katolik dünyasının tepesindeki değişiklikler, Vatikan’ı dünya medyasının gündemine oturttu. Yeni seçilen Papa Francesco’nun reformlar yaparak Katolik dünyasındaki yozlaşmayı durduracağı ümit edilirken, kendisinden dünya barışı ve diyalog adına da önemli beklentiler mevcut.

Doğan Haber Ajansı (DHA) adına Vatikan’da gelişmeleri takip eden Esra Çakır, Katolik dünyasında etkin rol oynayan Opus dei tarikatı ve yeni seçilen Papa’nın bağlı olduğu Cizvitlerle görüştü. Buna göre Papa Francesco’dan beklenen ‘islamla diyalog’ adımlarına da bu tarikatlar destek veriyor.

Sadeliği ve aşırılıktan uzak durmasıyla, seçilmesinin üzerinden kısa süre geçmişken Katolik aleminin kalbinde taht kurmayı başaran Papa Francesco’dan beklentiler de yüksek. İslam çevrelerinde, yeni Papayla birlikte diyaloğun gelişmesi umudu doğarken, Katoliklerin iki önemli tarikatı Opus Dei ve Cizvitler de buna destek verdi.

1,2 milyar inananıyla Katolik Kilisesi’nde çeşitli alanlarda reform ihtiyacının vurgulanmasının yanı sıra, şüphesiz ki yeni Papa’nın diğer dinlere olan bakış açısının nasıl olacağı da merak konusu. Arjantinli kardinal Jorge Mario Bergoglio’nun Çarşamba günü Papa olarak seçilmesinin ardından İslam çevrelerinden, kilisenin ‘yeni ve adil bir tutum’ takınması gerektiği mesajları geldi. En azından beklentiler, yeni Papa’nın İslam’a karşı sert bir dil kullanmaması yönünde.

Türkiye’de uzun süre yaşamış olmasından dolayı “Türk Papa” diye anılan 23. John’un 1962 yılında hayata geçirdiği 2. Vatikan Konsili, Katolik Kilisesi için bir dönüm noktası olurken, diğer dinlerle diyalogun gelişmesinde de büyük bir önem arz etmişti. Bu konsille birlikte, diğer dinlerin de saygın olduğu anlayışı yerleşirken, ‘kilise dışında herhangi bir kurtuluş yolu yoktur’ anlayışı ise ortadan kaldırılmaya çalışıldı.

Yeni ruhani liderin vizyonu ile başta İslam olmak üzere dinler arası diyalog konusunu, kilise içinde çekişme halindeki iki güçlü tarikat olan Opus Dei (Tanrı’nın Yapıtı) ve Papa Francesco’nun mensubu olduğu Cizvit (İsa’nın Askerleri) tarikatlarına sorduk.

Opus dei: “incil de diyalogtan yana”

85 yıl önce kurulmasına rağmen, ‘kilisenin esas yöneticisi’ ve ‘gizli güç’ haline geldiği öne sürülen Opus Dei’nin sözcüsü Bruno Mastroianni, farklı dinlerdekilere tolerans göstermek ve onlarla diyalog kurmanın gereği olarak Kutsal Kitap İncil’e bakmanın yeterli olduğunu söyledi. Mastroianni, “İncil’e göre, kim herkesle diyalog kurma becerisine sahiptir? Yahudilerle, inançsızlarla v.s. Mesih İsa, herkese vermek istediği mesajı anlatabilmiş ve anlamalarını sağlamıştır. 2. Vatikan Konsili de bize bu konuda ışık tuttu ve 2. John Paul ile 16. Benediktus da bu yolda ilerledi. Konsil, olmayan bir şeyi yaratmadı aksine olan bir şeyi, diyaloğu ön plana çıkararak, inananların dikkatini yeniden bu yöne çevirdi” diye konuştu. Diyaloğun vazgeçilmez bir unsur olduğunun altını çizen Mastroianni, “Farklı inanç yöntemlerine sahip olsak da, sadece hepimizin Tanrı’nın çocukları olmamız bu diyaloğu sağlamalı” dedi.

Dinler arasında nefret içerikli söylemlerin belirdiğine de dikkat çeken tarikat sözcüsü, “Örneğin İsa’nın başka inanışlara hakaret ettiğini düşünemiyorum. Bizim modelimiz de O olmalı zaten” dedi.

16. Benediktus, kilisenin sadece tanrının elinde olduğunu gösterdi

Öte yandan, 16. Benediktus’un kutsal görevi bırakma kararının altında, medyatik gerçekler aranmaması gerektiğini dile getiren Bruno Mastroianni, “16. Benediktus, özgür irade ve cesaretle aldı kararını. O gerçeğe tutkun bir insandı ve Papalık makamını bırakma nedenini açıkça kendisi belirtti. Bu hareketiyle bizlere, Kilise’nin aslında kulların değil, sadece Tanrı’nın avucunun içinde olduğunu gösterdi” diye görüşünü ortaya koydu.

Cinsel taciz başta olmak üzere kilisenin son dönemde yaşanan skandallarla mücadelede örnek bir davranış ortaya koyduğunu savunan Opus Dei sözcü, “Kiliseyi kurtarmak için geçmişte yapılan şeyler olsa da, özelikle 16. Benediktus zamanında büyük çaba harcandı” dedi. Dünyanın birçok bölgesinde Katolisizmin hızla yayıldığını ancak Batı’da kan kaybettiğini ifade eden Mastroianni, “Küllerin altında halen diri bir köz olduğuna inanıyoruz. Papa Francesco, yeni Evangelizm’i de değerlendirmeli” dedi.

Cizvitler: Yeni Papa efsanevi iz bırakacak

İlk kez kendi tarikatlarından kiliseye bir Papa veren Cizvitler ise bu dönemden sonra bir anlamda kilisenin tarihinin değişeceği ve Papa Francesco’nun efsanevi bir iz bırakacağını düşünüyor. Şu an 19 bine yakın üyesi bulunsa da, 16. Yüzyıl’dan bu yana kilisede etkili olmuş olan tarikatın sözcüsü Peder Giuseppe Bellucci, papalık seçim sonucunun kendileri için de sürpriz olduğunu söylüyor. Kardinal Jorge Mario Bergoglio’nun, papalık misyonunu kabul ederek, zor döneminde kilisede umut dolu bir sahne açtığına inanan Bellucci, “Biz önceki papalara nasıl itaatkar olmuşsak buna da aynı şekilde olacağız. Yani bizim tarikatımızdan olması, ona ayrı muamele edeceğimizi göstermez” dedi.

Peder Bellucci, Papa Francesco’nun, yoksulların dostu ve sadelikten yana olan Assisili Aziz Francesco’nun adını seçerek, Vatikan’daki yaşantısında da ortaya koyacağı tarzın altını çizmiş olduğunu ifade etti.

Dinler arası ve bilhassa 1,5 milyara yakın inananı bulunan İslam’la diyaloğun altını çizen Peder Bellucci, “Papa Francesco, yeni görevi öncesi dinler arası diyaloğa açık bir insandı. Bundan sonra Papa olarak da bu yolda gideceğine inanıyoruz. Çünkü bu gerçekten bugünün kilisesi için temel gereksinimlerden biridir” diye konuştu.

1534’te kilisede yaşanan yolsuzluklara karşı reform amaçlı ortaya çıkan tarikatın temsilcisi Papa’nın, günümüzde pedofili skandalı ve Vatikan Bankası’nda yolsuzlukla boğuşan kiliseye yeni bir soluk getirmesi umuluyor.

 

(Esma ÇAKIR - VATİKAN / DHA)

Kategoriler

Toplum Kilise Güncel Dünya