Trabzon’da yalnız bir Katolik rahip

Trabzon’da Rahip Santoro’nun halefi olarak görev yapan Peder Patrice’in Trabzon’daki varlığından, bir haber için gittiğimiz Ankara’da kendisini çok seven Katolik cemaati üyeleri vasıtasıyla haberimiz oldu. Kendilerine 12 yıl hizmet eden Peder’in Trabzon’a tayin edilmesi, Ankaralı Hıristiyanları oldukça tedirgin etmiş. Rahip Santoro’nun katledildiği Trabzon’daki kiliseye Peder Patrice’in tek başına tayin edilmiş olması bu tedirginliğin temel nedeni. Biz de gidip Peder Patrice’i yerinde ziyaret ettik.

FERDA BALANCAR
ferda@agos.com.tr  

Trabzon Santa Maria Katolik Kilisesi’nin rahibi Peder Andrea Santoro 5 Şubat 2006’da, görev yaptığı kilisesinin içinde 16 yaşındaki Oğuzhan Akdin tarafından öldürüldü. Bu cinayetin üstünden bir yıl geçmeden Trabzon’un Pelitli beldesinden ‘bir grup genç’, Hrant Dink cinayetinin görünürdeki sorumluları olarak kamuoyunun önüne çıktılar. Aynı dönemlerde Trabzon’da yaşanan linç girişimleri, dikkatleri Karadeniz’in bu en büyük şehrinin üstünde topladı. 2008’de başlatılan Ergenekon soruşturması sırasında ortaya saçılan belge ve dokümanlar, Trabzon’un Mersin ile birlikte pek çok karanlık senaryo için ‘pilot bölge’ olarak seçildiğini gösteriyordu.

Rahip Santoro’nun halefi

Rahip Santoro cinayetinin ardından yedi yıl geçti. Trabzon deyince maalesef hâlâ akla ilk gelenlerden biri de üstündeki sis perdesi henüz tam olarak dağıtılamamış bu cinayet. 16 yaşındaki tetikçi cezasını çekiyor çekmesine ama ‘tetiği çektiren el’ hâlâ karanlıkta. Öte yandan Trabzon’da ibadete açık tek kilise olan Santa Maria Katolik Kilisesi, bir başka rahibe ev sahipliği yapıyor: Patrice Jullien de Pommerol.

Fransa’da Lyon’da doğup büyüyen ‘Peder Patrice’, 1999’dan bu yana Türkiye’de yaşıyor. 12 yıl Ankara Azize Tereza Katolik Kilisesi’nde görev yapan Peder Patrice, 2011 Noel’inden bu yana ise Trabzon’da Rahip Santoro’nun halefi olarak hazır bulunuyor. Peder Patrice’in Trabzon’daki varlığından, bir haber için gittiğimiz Ankara’da kendisini çok seven Katolik cemaati üyeleri vasıtasıyla haberimiz oldu. Kendilerine 12 yıl hizmet eden Peder’in Trabzon’a tayin edilmesi, Ankaralı Hıristiyanları oldukça tedirgin etmiş. Rahip Santoro’nun katledildiği Trabzon’daki kiliseye Peder Patrice’in tek başına tayin edilmiş olması bu tedirginliğin temel nedeni. Biz de gidip Peder Patrice’i yerinde ziyaret ettik.

İskenderpaşa Mahallesi’ndeki Santa Maria Kilisesi, geniş bahçesiyle birlikte oldukça büyük bir yapı. Yapımına 1852’de başlanılıp 1874’te bitirilen kilise, Trabzon’un tarihi turistik mekânlarından biri. Bu haşmetli yapının önüne gelip de zile bastığınızda size kapıyı, yaşını hiç göstermeyen 68 yaşındaki Peder Patrice açıyor; kapıyı ondan başka açacak kimse yok çünkü bu devasa yapıda tek başına yaşıyor. Kilisenin bahçesinde sohbete başladığımızda Peder’in tedirginliği hissediliyor olsa da kendisi bunu kilisedeki yalnızlığına bağlıyor: “Benim burada yalnız kalmamam gerekir. Yalnızlık kimse için iyi bir şey değil. Kilise de hiç küçük değil. Bu kadar büyük bir mekânda en azından iki üç kişi kalsak çok daha iyi olur.”

Trabzon’a gelirken Rahip Santoro’nun öldürüldüğü şehre geldiği için tedirgin olup olmadığını sorduğumuz Peder Patrice, “Bu şehrin çok içine kapalı bir şehir olduğunu söylüyorlardı, ama bunun doğru olmadığını gördüm” diyor. Rusya, Gürcistan gibi ülkelerden Trabzon’a çok sayıda kişinin gelip gittiğini söyleyen Peder, “Trabzonlular genel olarak iletişim kurmaya açık insanlar. Alışveriş yaptığım esnafla da komşularla da ilişkilerim iyi. Trabzon Müftüsü ile de iyi ilişkilerimiz var. Hıristiyan düşmanı fanatiklerin sokakta sözlü ya da fiili tacizleriyle karşılaşmadım” diyor.

Peki ya kiliseye gelip gidenler, kapıyı çalanlar?.. Peder Patrice, Ankara ile Trabzon’u karşılaştırıyor ve Trabzon gençliğinin daha meraklı olduğunu belirtiyor: “Ankara’da günde sadece dört beş kişi kapıyı çalardı. Burada ise kilisenin açık olduğu günlerde en az yirmi otuz kişi kapıyı çalıyor. Soru sormayı seven bir gençlik var burada ama keşke kalıp olarak ezberlenmiş, kendilerine empoze edilmiş sorularla değil de kendilerinin üstünde düşünüp taşındığı sorularla gelseler. Maalesef ne Hıristiyanlık ne de Katoliklik üstüne hiçbir şey bilmiyorlar. Trabzon’da bir Katolik kilisesinin varlığı bile onları hayrete düşürüyor. Farklılıkları yadırgıyorlar.”

‘Dedikodu çok’

Sohbet ilerledikçe Peder Patrice, en çok dedikodulardan şikâyet ediyor. “Burada şarap imal edip sattığımı, çocukları parayla kandırmaya çalıştığımı söyleyenler bile var. Bu dedikoduların temelinde toplumun Hıristiyanlık ve Katoliklik hakkında bir de Katolik rahiplerin nasıl yaşadığı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor olması yatıyor. Ancak konuşmak, iletişim kurmak, insanları değiştiriyor. Mesela buraya ilk geldiğimde kilisenin bahçesine herkes çöp atıyordu. Bahçeyi temizleyip, bakımını yaptım. Komşularla da selamlaşmaya, ayak üstü sohbet etmeye başlayınca bahçeye kimse çöp atmamaya başladı.”

Güvenlik güçleriyle ilişkilerini sorduğumuz Peder Patrice, “Polis sanırım başıma kötü bir şey gelmemesi için sürekli beni izliyor. Bundan rahatsız olmuyorum çünkü bunu benim güvenliğim için yaptıklarını düşünüyorum” diyor.

Rahip Santoro cinayetinin üstündeki sis perdesi henüz tam olarak aydınlanmamışken bir başka Katolik rahibin üstelik tek başına Trabzon’da görev yapıyor olması elbette potansiyel bir ‘güvenlik sorunu’ olma özelliği taşıyor. Umarız bu ‘güvenlik sorunu’ aklı başında hiç kimsenin arzu etmeyeceği kötü olaylara neden olmaz. (EE)

Kategoriler

Güncel Azınlıklar