Kömür geleceğimizi karartacak

‘Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi’ raporuna göre, dünya genelinde 1200 yeni kömür santrali projesi var. Tüketim payı ile Türkiye ise 11. ve toplam kurulu gücü 37 GW olan 49 yeni proje ile 4. sırada yer alıyor. Bu verilere bakıldığında ülkeyi siyah ve kirli bir geleceğin beklediği söylenebilir.

CEREN SOLAK*

Dünya, enerji üretimi konusunda iki strateji arasında gidip geliyor. Bir taraftan iklim değişikliği ve çevresel etkilerden dolayı yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar tam gaz devam ederken, diğer taraftan da özellikle Türkiye gibi enerji ihtiyacı yüksek, gelişmekte olan ülkelerde doğal kaynak kullanımı çoğu zaman yenilenebilir enerji projelerinin önüne geçiyor. Dünya genelindeki en yaygın doğal kaynaklardan biri olan kömür, tipi ve kalitesi çok çeşitlilik gösterse de, bol miktarda ve yaygın olması dolayısıyla enerji üretimi için kullanılan en eski kaynaklardan... 

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) tarafından yayımlanan ‘Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi’ raporuna göre, dünya genelinde gerçekleştirilmesi planlanan 1200 yeni kömür santrali projesi bulunuyor. Raporda yer alan rakamlar oldukça çarpıcı: 2010 yılında dünya genelinde toplam 7,2 milyon ton kömür tüketilirken aynı yıl kömür ticareti dünya çapında yüzde 13,4 artış gösterdi. Kömür talebi İngiltere, Almanya, Fransa ve ABD tarafından kontrol edilen Atlantik pazarından, Japonya, Çin, Güney Kore, Hindistan ve Tayvan ağırlıklı Pasifik pazarına kaydı. Zaten 2010 yılında gerçekleşen tüketimin yüzde 46’sının tek başına Çin tarafından gerçekleştirilmiş olması Pasifik tarafında artan talebin boyutuyla ilgili bir fikir veriyor. Aynı listede yüzde 1,36 tüketim payı ile Türkiye 11. sırada...

Türkiye'de kömür kullanımı artıyor

Gerek Türkiye'de sanayinin gelişmesi gerek yabancı firmaların üretimlerini ülkemize kaydırmaları, enerji açığımızın her geçen gün daha da artmasına sebep oluyor. Cari açığımızın da büyük ölçüde enerji piyasasındaki bu dengesizlikten kaynaklanıyor. Son yıllarda Enerji Bakanlığı tarafından atılan adımlar arasında güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları yatırımları olsa da ağırlık termik, hidroelektrik ve nükleer santrallerde... Enerji savaşlarında her ülke kendi doğal kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak dışa bağımlılığı en aza indirmeyi hedefler, Türkiye'nin de bu yarışta en çok umut bağladığı doğal kaynaklardan biri de kömür, öyle ki Türkiye, toplam kurulu gücü 37 GW olan 49 yeni proje ile dünyada 4. sırada. Dünya genelinde kurulması hedeflenen tüm kömür santrallerinin yüzde 76’sı Çin ve Hindistan’da olacak.

Uygulama ve denetim sorunlu

Türkiye kömür açısından nispeten zengin bir ülke olabilir, fakat kömür santrallerinin çevreye ve insana olan zararlı etkilerini bertaraf edebilecek kadar zengin bir ülke değil. Kömür santrallerinin işletilmesi pahalı ve zahmetli bir iştir, ayrıca ülkemizdeki termik santrallerin çalışma ve işletme koşulları da oldukça düşündürücü. Bu açıdan yeni yapılacak santrallerin de çok farklı olması beklenmemeli, zira termik santrallerin işletilmesi ve bakımı ile ilgili ciddi yasal yaptırımlar bulunmuyor. Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının güvenilirliği ve sürdürülebilirliği de oldukça tartışılır.

Kömür, Türkiye’nin enerji açığını kapatmaya yönelik çalışmalar içindeki etkinliği dolayısıyla bir soru işareti olarak karşımızda duruyor. Ülkemizde çıkartılan kömürler, genellikle kül, nem ve kükürt içeriği yüksek, kalori değeri düşük kömürlerdir. Bu sebeple ülkemizdeki bazı kömür santralleri ithal kömürle işletilir. Zaten yerel kömür kullanılsa bile bu yarardan çok zarar getiren bir yöntem olur. Kömür, yeraltından çıkarılmasından, işletilmesine ve bakımının yapılmasına kadar hem tehlikeli, hem çevreye ve sağlığa zararlı, hem de masraflı bir enerji elde etme yoludur. Çevresel etkilerini aza indirgeme, filtrasyon gibi çalışmalar oldukça pahalı olduğu için birçok termik santral rutin kontroller ve ölçümler için yeterli olacak kadarını yapmakla yetinip, kalan her şeyi atmosfere salmaktadır.

Kömür, çevresel ve iklimsel etkileri açısından en zararlı enerji kaynaklarından biridir:

*Yanma sonucu açığa çıkan ağır metaller çevreye oldukça zararlıdır

*İçeriğindeki asitler yüzünden asit yağmurlarına sebep olur

*Yaydığı küçük parçacıklar ve atık gazlar ile birçok solunum yolu hastalığının kaynağıdır

*Tatlı su kaynaklarına ciddi şekilde zarar verir

*Elde edilmesi için kurulan madenlerde işçi yaralanma ve ölüm oranı çok yüksektir

*Erozyona sebep olur

*Elektrik üretimindeki verimi düşüktür

*Maliyeti petrol fiyatlarından doğrudan etkilenir.

Kömürün enerji açığını kapatmak için doğru ve etkili bir seçim olmadığı her şeyiyle ortada. Hem Türkiye hem de dünya kömür sevdasından vazgeçmeli, aksi takdirde bugünden bakıldığında gelecek sadece siyah ve kirli görünüyor.

Türkiye’deki termik santraller ile ilgili her türlü bilgiye www.karaatlas.org adresinden ulaşmak mümkün. Kurulu güçler, kurulması planlanan santraller, santrallerin türleri, kömürün çevreye ve insan sağlığına olan etkileri ile ilgili bilgilerin yer aldığı bu siteyi sadece enerji ve çevre dünyasıyla ilgilenen değil, bu ülkede yaşayan ve havasını soluyan herkesin incelemesi gerek. (CS/FGD)

*Enerji Yöneticisi ve Çevre Mühendisi

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem