Mehmet Erdem’i öngörememe ihtiyacı

Mehmet Erdem, müzik hayatı boyunca kendini tutarlı olarak ilerletmiş bir müzisyen. Bu sebeple de dinleyicilerden saygın müzisyenlere kadar herkesin takdirini toplaması şaşırtıcı değil. Lakin müzik garip dönemeçlere sahip: çünkü Mehmet Erdem’in tutarlılığı son albümü Hiç Konuşmadan'ı da tahmin edilebilir kılıyor. Sertan Şentürk yazdı...

SERTAN ŞENTÜRK
sertansenturk@gmail.com

Pratikte doğduğu zaman başlayan bir ud, cümbüş ve bağlama icracılığı, yaklaşık 10 sene önce Kardeş Türküler’le başlayan aktif müzik hayatı, 5 sene önce Onur Ünlü ile tanışması ile başlayan film ve dizi müziği kariyeri, ve geçen sene Herkes Aynı Hayatta ile başladığı albümler… Mehmet Erdem’in müzik serüveninin her daim yeni bir başlangıcı, bir dönüm noktası var. Emin adımlarla ilerlediği bu yolculukta şu anda dinleyicilerden saygın müzisyenlere herkesin takdirini toplamış ve kendinden oldukça sıklıkla söz ettiren bir müzisyen. Ayrıca son dönemin en karakteristik vokallerinden birisi… 

 

 

Bu şartlarda, Mehmet Erdem bizlere bir nefes bile aldırtmadan yeni albümüyle karşımıza çıktı. Geçen ay piyasaya sürülen Hiç Konuşmadan’da Mehmet Erdem’i, ekibinden “Baba” Ergün Şenlendirici, Korhan Erol ve Alper Atakan gibi müzisyenlerin yanında, Erdem Sökmen, Ceyl’an Ertem gibi usta müzisyenlerle birlikte dinliyoruz. Albüm adını aldığı Hiç Konuşmadan, Acıyı Sevmek Olur mu ve Mehmet Erdem’in söz ve müziklerini yazdığı Sen Kimsin parçaları haricinde cover parçalardan oluşuyor. 

 

 

Mehmet Erdem’in, İlhan Şeşen’in Bir Ucuz Gitar’ına kattığı yorumda, udu ve nefesiyle bir daha hayat verdiği bir Ahmet Kaya şaheseri olan Kum Gibi’de ve 90’ların belki de en çarpıcı parçalarından biri olan Ben Ölmeden Önce’yi Ceyl’an Ertem’le daha muazzamlaştırmasıyla bu yükün altından nispeten kalktığını söyleyebiliriz. Fakat bunun albümün geneline yayıldığını söylemek güç. Albümdeki müzisyenlik genel olarak üst düzeyde olsa da bir çok parçanın düzenlemesi oldukça sıradan. Akor geçişleri çoğu zaman tahmin edilebiliyor ve müzikal cümlecikler sürprizsiz tamamlanıyor. Mehmet Erdem’in tarzını bilmeyen bir dinleyicinin bile ikinci parçayla birlikte enstrümanların giriş sırasını tahmin etmesi çok zor değil. Bu haliyle coverlar belki “güvenli” sularda yüzüyor ama ertesi gün hatırlanmaktansa bir Tanju Okan ya da Müslüm Gürses’ten tekrar isteği doğurabiliyor.

 

 

Bununla birlikte albümün en iyi şarkısının kesinlikle albüme adını da veren Hiç Konuşmadan olduğunu vurgulamalıyız. Mehmet Erdem’in sesine pürüzsüzce oturan bu parça, bizlere dingin bir dört dakika (ve muhtemelen kendimizle küçük bir hesaplaşma şansı) sunuyor. Bu şarkı, aynı zamanda Cihan Güçlü’nün söz yazarlığı ve besteciliğini de gözlerimizin önüne seriyor. 

 

 

Mehmet Erdem dönüm noktalarını hep iyi değerlendirmiş ve kendini tutarlı olarak ilerletmiş bir müzisyen. Lakin müzik garip dönemeçlere sahip: Mehmet Erdem’in müziğinin kalitesi ve tutarlılığı, onu tahmin edilebilir kılıyor. Fazla tahmin edilen ise hep sıradanlaşma tehlikesi ile karşı karşıya. Elbette müziğin doğrusu yok, güzeli var; güzellikleri bulmaksa türlü türlü. Belki Mehmet Erdem’in yeni güzeli hükmüne aldığı udu, çümbüşü tekrar yorumlaması ya da Hiç Konuşmadan ve Sen Kimsin gibi özgün eserleri olacaktır. Pek muhtemelen bu dönüşümü bir sonraki albümde dinleyebilmek ise en keyiflisi…

Kategoriler

Şapgir