Hamburg ve Gezi çok farklı

Türkiye’deki muhafazakâr kesimin Hamburg’daki gösterilerden fotoğraflara yer vererek, polis şiddetini ön plana çıkarmasının ve protestoları Gezi olayları ile kıyaslamasının nedeni ne?

HAMBURG - HÜLYA TOPCU 

21 Aralık’ta solcularla polislerin çatıştığı olaylar ve geçen hafta bir polis karakoluna saldırı düzenlendiğinin açıklanmasından sonra Hamburg’da üç semt ‘tehlikeli bölge’ ilan edildi. St. Pauli, Sternschanze ve Altona’nın bir bölümünde geçen hafta sonundan bu yana polis hiçbir somut tehdit olmaksızın şüpheli gördüğü vatandaşları durdurup kimlik kontrolü yapabiliyor ya da şüpheli kişilerin toplanmasını yasaklayabiliyor. Aslında yıllardır özellikle 1 Mayıs’ta gözler Hamburg’a çevrilir. Anarşist, küreselleşme karşıtı ‘Kara Blok’ adlı muhalif gruplar kentte güçlüdür.

Ancak bugün kentte gerginliğin yükselmesinde başka faktörler rol oynuyor. 21 Aralık’ta 170 polisle, 20’si ağır olmak üzere 500 göstericinin yaralandığı eylemlerin nedeni solcuların işgal ettiği ‘Rote Flora’ adlı kültür merkezinin boşaltılması planıydı. Ama gerginliğin tek sebebi bu değil. Kentte geçen yıl solcularla muhalefet, Hamburg’a Lampedusa Adası’ndan gelen göçmenlere oturum izni verilmesi için sık sık gösteriler düzenledi. Ancak eyalette iktidarda olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) bu taleplere olumsuz yanıt vermenin de ötesinde, güvenlik kontrollerini daha arttırdı, göçmen politikasını sertleştirdi. Buna bir de 2011’den bu yana ‘Occupy Wallstreet’ eylemine destek için kentte kalıcı hale gelen ‘Occupy Hamburg’ kampının 6 Ocak’ta boşaltılması eklendi. Diğer yandan geçen hafta Davidwache Karakolu’na maskeli 30-40 kişilik bir grubun saldırdığı ve 3 polisin ağır yaralandığı haberi geldi. Ve üç semtin tehlikeli bölge ilan edilmesi kararında bu, bardağı taşıran son damla oldu. İktidardaki SPD, alınan bütün önlemlerin gerekli olduğunu, polise yönelik şiddetin arttığı teziyle güçlendirmeye çalışıyor. Davidwache Karakolu’na ‘solcu militanların’ saldırdığından emin açıklamalar yapılıyordu.

Ancak bu tez çürüdü. Hem Hamburg Emniyeti, hem de Hamburg Savcılığı, Davidwache Karakolu’na solcular tarafından saldırı düzenlenmediğini açıkladı. Söz konusu üç polisin bir grup saldırganı takip ederken tesadüfen karakolun 200 metre uzağında saldırıya uğradığı ve yaralandığı belirtiliyor. Der Spiegel’ın haberine göre bir görgü tanığı da karakola saldırı olmadığını doğruluyor.

Peki Hamburg’daki protestolarla Gezi Hareketi arasında bir benzerlik var mı? Kesinlikle hayır. Göstericiler‚ Rote Flora‘ kültür merkezinin kendilerinde kalması ya da kentteki göçmenlere resmi mülteci statüsü verilmesi gibi somut taleplerde bulunuyorlar. Yani hükümetin politikalarına karşı bir hareket yok. Bu yönüyle Gezi’dekinden çok farklı. Ayrıca eylemcilere geniş bir toplumsal destek de söz konusu değil. Peki, sosyal medyada Türkiye’deki muhafazakâr kesimin Hamburg’daki protestoları Gezi ile kıyaslamasının nedeni ne? Yeşiller’den Hamburg Eyalet Meclisi milletvekili Filiz Demirel’e göre bununla Gezi sırasında Türkiye’yi eleştiren Başbakan Merkel’e mesaj verilmesi hedefleniyor. Öte yandan Alman medyasının yaptığı haberlerin intikamı alınıyor. Ama şu da bir gerçek; Alman medyası Türkiye’dekinden farklı olarak Hamburg’daki gelişmelere otosansür uygulamaksızın yer veriyor.

Kategoriler

Güncel Dünya

Etiketler

hamburg muhafakâr