Zavallı Julia

Agos’un foto muhabiri Berge Arabian, bu haftadan itibaren çektiği çeşitli fotoğrafların arka planını şapgir için yazacak. Arabian, ilk olarak Berkin Elvan’ın cenazesinde çektiği olağanüstü fotoğrafın öyküsünü anlattı.

BERGE ARABİAN

Nihayetinde bir karar vermem gerekiyor: Ya, kalabalığın ne kadar büyük olduğunu, pankartları, mekânı gösteren, bugünün Berkin’in cenaze töreninin yapıldığı gün olduğuna dair birkaç ipucu da içeren, bilgilendirici bir fotoğraf oluşturacağım; ya da...

Farkındayım, hüzün duygusu elimi kolumu bağlıyor. Zihnimde, bir babanın, büyümekte olan kızı Julia’ya yazdığı bir şiirin iki kıtası dönüp duruyor:

Unutma, senin kaderin de ötekilerle beraber
senin geleceğin, evet, kendi hayatın
ama onurun, herkesin onuru kızım.

(…)

Hayat güzeldir, kızım, sen de göreceksin;
nasıl da, her şeye rağmen,
dostların olduğunu, âşık olduğunu.
*

Ve Berkin’in, bu sözlerin, Julia için olduğu kadar kendisi için de söylendiğini hiç öğrenememiş olmasına üzülüyorum.

Etrafıma bakınıyorum. Daha önce dikkatimi çeken bir grup genç şimdi bir halka oluşturmuş, sloganlar atıyor. Bağırmaları, beklenmedik bir şekilde, dikkatleri onların üzerine çekmiş. Herkes onlara bakıyor. Bütün bakışlar üzerlerinde toplanınca utanıyorlar. İçlerinden yalnızca biri, kendine çevrilmiş onca gözden habersiz, bağırmaya devam ediyor. Beni nihayet ona yönelten şey, duruşu oluyor – yüzü göğe çevrilmiş, sıkılı yumrukları neredeyse patlayacak, acı dolu sesi gök gürlemesi gibi... Bana, Marc Riboud’nun, Çin Kültür Devrimi sırasında çektiği o meşhur fotoğraftaki eylemciyi hatırlatıyor.

İnsanı ayartan bir görüntü bu, ama ikonlaşmış bir fotoğrafı taklit etmek istemiyorum. Onun ve arkadaşlarının yukarıdan nasıl göründüklerini hayal etmeye başlıyorum. Gözlerini gökyüzüne dönük halde göstermek istiyorum. Yüzündeki öfkeyi göstermek istiyorum. Ve hüznü, ve umudu… Etrafında halka oluşturmuş olan arkadaşlarının yüzlerindeki tazeliği göstermek istiyorum. Öyle bir niyetleri olmadığı halde, neden bu devasa kalabalığın merkezi haline geldiklerini de göstermek istiyorum. Birdenbire, kendiliğinden oldu bu. Ve biliyorum ki, onları bir fotoğraf karesi içinde yakalayabilsem de, yakalayamasam da, sonsuza dek, bugün oldukları gibi hatırlayacağım. Herkesle birlikte burada olmaları gerektiğini hissettikleri bugün oldukları gibi... Bana, Orwell’in, ona İspanya İç Savaşı’na neden gittiğini soran birine verdiği yanıtı hatırlatıyorlar: “Genel insani değerler gereği.” Fotoğraf makinemi kafamın üzerinde olabildiğince yükseğe kaldırıyorum, içgüdüsel bir şekilde delikanlılara doğru eğiyorum ve deklanşöre beş kez basıyorum. Her nedense, biliyorum ki, içlerinden biri, istediğim kare olacak.

 

* José Augustín Goytisolo, ‘Kızım (Julia) İçin Kelimeler’,

İspanyolcadan çeviren: Bülent Kale

 

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

cenaze