‘On parmağında on marifet’ Şant

Şant Nişanyan’ın popüler video paylaşım web sitesi YouTube’da yer alan, söylediği şarkıları içeren videoları ve bir kısa filmi binlerce defa seyredilmiş. Bu, on parmağında on marifet olan genç kimdir, ne yapar, ne eder; merak ettik.

ÖZGÜN ÇAĞLAR
ozguncaglar@agos.com.tr

Bir sanat dalında doğuştan yetenekli olan insanları ‘şanslı’ olarak adlandırırsak, doğuştan birden çok sanat dalında yetenekli olan insanlara ne diyeceğiz? ‘Çok ama çok şanslı’?  İşte, 21 yaşındaki Şant Nişanyan, yetenekli olduğu sanat dallarıyla bu şekilde anılmayı hak eden insanlardan. Çünkü Nişanyan şarkı söylüyor, fotoğraf-video çekiyor, resim yapıyor, birden çok enstrümanı başarıyla çalabiliyor.

Nişanyan’ın popüler video paylaşım web sitesi YouTube’da yer alan, söylediği şarkıları içeren videoları ve bir kısa filmi binlerce defa seyredilmiş. Bu, on parmağında on marifet olan genç kimdir, ne yapar, ne eder; merak ettik.

Sohbete yazar Sevan Nişanyan’la bir akrabalığı olup olmadığı sorusuyla başladığımızda, “Bunu bana herkes soruyor. Ama akrabalığımız yok, hatta bir ara babam da Sevan Nişanyan’la bizzat irtibata geçmiş ama Nişanyan da bir akrabalık bulamamış” diyor.

Özel Esayan Ermeni İlköğretim Okulu’ndan mezun olduktan sonra eğitimine Pera Güzel Sanatlar Lisesi’nde devam eden Nişanyan, şu an Işık Üniversitesi’nde Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde üçüncü sınıf öğrencisi.

Müzik çocukluk aşkı

İyi derecede akustik-klasik gitar, keyboard ve piyano çalabilen ŞantNişanyan, ilk kez 2-3 yaşlarındayken annesinin hediye ettiği  keyboardu eline alarak başlamış bu sevdaya. Keyboard’la  biraz vakit geçirdikten sonra da meşhur çocuk şarkısı “Daha dün annemizin”i kendi kendine çalmayı başarmış.

Zamanla müziğe ilgisi daha da artmış; besteler yapmaya, şarkı sözleri yazmaya başlamış. YouTube’da yer alan videolarında arkadaşlarıyla birlikte gördüğümüz genç yetenek, sanıldığı gibi arkadaş çevresinin kendisi gibi sanata ilgisinin olmadığını, tersine kendisinin onları bu tür çalışmalara ittiğini söylüyor.

Sezen Aksu’nun meşhur ‘Pişman Olduğun Zaman’ şarkısını yorumladığı videosuna dair bir YouTube kullanıcısının yaptığı “Muazzam bir yorum, Sezen’den ve Ferhat Göçer’den de dinledim; ama en çok bunda ağladım. Tebrik ederim” yorumunu hatırlatarak, genelde söylediği şarkılar için ne türden geri dönüşler aldığını merak ettiğimizde ise Nişanyan “Şimdiye kadar hiç negatif yorum almadım denebilir; beni dinleyen insanların hemen hemen hepsi duygulanıyor, öyle ki ‘Off be abi’ diye ağlatıp içirdiğim çok kişi oldu” diyor.

‘Emin adımlarla ilerlemek istiyorum’

Peki, Nişanyan televizyonlarda yayınlanan müzik yarışmalarına katılmayı hiç istememiş mi? Bu tür müzik yarışmalarına katılmak için daha erken olduğunu düşünüyor Şant Nişanyan. Ardından da şakayla karışık “Jüri olarak davet edecekseler elbette giderim!” diyor ve düşüncelerini biraz daha açıyor: “Açıkçası ben o yarışmaları verimli bulmuyorum; bir yerlere geleceksem yarışmalarla değil, kendi kendime gelmek isterim. Orada başarılı olanlar, bir anda çok popüler oluyorlar ve bir sene bir şey yapamadılarsa siliniyorlar. Ben ise emin adımlarla ilerlemek istiyorum.”

Müzik sektöründe tutunabilmek için müzisyenlerin mutlaka kendi ürettikleri şarkılarla piyasada yer alması gerektiğinin altını çizen Nişanyan’ın şu an bestelediği 10’un üzerinde şarkı var. Bestelediği şarkıların tamamı Türkçe olan Nişanyan, utana sıkıla Ermenice müzikle de arasının, birkaç popüler halk şarkısı dışında pek de olmadığını söylüyor. Öte yandan, beğendiği sanatçılar içerisinde Sezen Aksu’nun altını ise ısrarla çiziyor: “Sezen Aksu’nun şarkılarıyla yansıttığı duygular beni o kadar çekiyor ki, bazen beraber ilerliyormuşuz gibi hissediyorum.”

Konserlere ara, tasarıma devam

Nişanyan’ın anne ve babası ilgi duyduğu sanat dallarında desteklerini hiçbir zaman esirgememiş. Hatta Nişanyan’ın, şu an kapalı olan Kınalıada’daki Kamos adlı mekânda geçen yıl verdiği konserleri de annesi organize etmiş. Bu aralar annesi yine konserler vermesi için kendisini teşvik etse de Nişanyan, üniversiteyi aksatmamak için bu isteği geri çeviriyor.

İlk başta kendi ilgi alanlarıyla alakasız gibi görünen Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nü seçme nedenini ise, kuyumculuk yapan babasına yardımcı olmak isteğiyle açıklayan Nişanyan, “Artık kuyumculuk bilgisayar üzerinden tasarım yapılması gereken bir sektör haline geliyor. Okuduğum bölüm de bu nedenle ileride babama yardımcı olmamı sağlayacak” diyor.

Son olarak konu, Nişanyan’ın diğer ilgi alanı olan resme geliyor. Çizdiği resimlerin fotoğraf gerçekçiliğine yakın olduğunu belirtenNişanyan, bugüne kadar resimlerini bir yerde sergilemediyse de, bu internet sitesi aracılığıyla iki resminin satıldığından bahsediyor: “Bir internet sitesi var, Türkiye’nin üç galerisiyle birlikte çalışan bir internet sitesi ile sözleşme imzaladım ve daha geçenlerde bir tane at ve bir tane de köpek resmim yüksek bir fiyata gitti.”

İleriye dair projeleri arasında profesyonel müzisyenlik gibi, sinemanın da olduğu Nişanyan, sözlerini aşkının tanımı ile bitiriyor:  “4 sene önce beni tatmin eden uğraşları buldum. Müzik ve resim olmadan doyuramıyorum kendimi, bu yüzden kesinlikle devam edeceğim.”

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik