VAHAKN KEŞİŞYAN

Vahakn Keşişyan

Rusya Amerika… Tir Raş Raş…

Beyrut sokaklarında son günlerde halk arasında en yoğun dinlenen şarkının nakaratı ‘ti raş raş… ti raş raş…’ şeklinde akıyor. İlk bakışta hiçbir anlam ifade etmeyen bir ses yığını gibi dursa da, sokak dilini iyi anlayan birine sorduğunuzda, size bunun göbek dansı sırasında havaya saçılan paraların sesi olduğunu anlatacaktır.

ABD dış işleri, Ortadoğu ülkelerinin siyasi hayatına doğrudan karıştığında, biz Ortadoğulular ne hissetmeliyiz? Elbette ilk hissimiz özgürlüğümüzün kısıtlandığı ve devrim yapılması gerektiği şeklinde olacaktır. Peki ama o siyaset, hali hazırda zaten özgürlüğü kısıtlanmış olanlarımıza biraz özgürlüğün kokusunu alma imkânı sağlıyorsa, o zaman ne hissedeceğimizi belki de iki kere düşünmeliyiz. Eğer bu siyaset biraz olsun cebimize fayda sağlayacaksa, yazarın, gazetecinin, aktivistin cebine iki kuruş para girecekse, büyük olasılıkla üç kere de düşünürüz. Ancak eğer ülke ABD’nin desteğiyle bir zalimin pençesinden kurtulup Birleşmiş Milletler Barış Gücü ve Dünya Bankası’nın hüküm sürdüğü bir durağa evriliyorsa, nasıl bir farktan bahsedebiliriz? Elbette hayatın tamamen yok olduğu zamana kıyasla azıcık hayat iyidir ama azıcık hayat da azıcık kandırmacadır aslında.

Örneğin sivil toplum örgütleri esasen son derece yüce amaçlarla kurulmuşlardır ve bu uğurda çalışırlar. Ancak aynı zamanda hayırseverlerin maddi destek ve temaslarına bağımlı olduklarına göre, çok rahatlıkla siyasi amaçlar için de hizmet eder hale gelebilirler. Siyasi emelleri ve araçları olan ama desteğe ihtiyaç duyanlar bu kuruluşlardan daha verimli toprak mı bulacak? Şunu da sorabiliriz; sivil toplum örgütleri böylesi destek kuvvetlerine neden bu kadar hızlı dönüşür?

Bunların bir anda uluslararası şu ya da bu kuruluşun, şu ya da bu ülkenin aracısına dönüştüğünü tahayyül etmek güç. Basın yayın kuruluşları, üniversiteler ya da diğer kurumların uzun zaman yönetime karşı mücadele verdikten sonra dışarıdan güdülenen birimlere dönüşmelerine tanıklık etmek de çok daha haşin bir tablo. Olur da bir gün bizim cesaretlendirdiğimiz kuruluşlar bize karşı gelirse, bütün bu süreci önce teşvik eden sonra da kendimizi bir anda ne yapacağımız bilemediğimiz yeni bir gerçeklik içinde bulan bizler nasıl bir pozisyon alabiliriz?

İki ay önce Rus hükümeti kendi topraklarında USAID’in çalışmalarını tamamen yasakladı. Yine neredeyse aynı günlerde Ermenistan’da Civilitas kuruluşu sorguya tabi tutuldu. Kuruluş ABD’den yardım almakla ve bu miktarı da vergi ödememek için ilgili makama bildirmemekle itham edildi. Suçlama doğru olmasa bile, Ermenistan’ın içinde ve dışında herkes Civilitas’ın hep ABD ve diğer Batılı merkezlerle bağlantısı olduğunu biliyor. Esas sorun bu bağların açıkça ortaya konulmamış olması ve hep karanlık bir hava yaratılması.

Aynı Rusya ABD maddi yardımlarının toplanmasını engellerken belki Ermenistan’ı da benzer tutum almaya zorlamakta. Rusya Suriye içinde Batı’nın yardımlarından faydalanan devrimcilere karşı olan güçleri desteklerken, ABD de bu hafta geleceğin Suriye yönetiminin çekirdeğini oluşturacak yeni bir devrim konseyi toplamaya karar veriyor.

İçimizden kim Baas sonrası Suriye yönetimi Amerika’nın oyuncağı olursa bu duruma şaşırır? Ermenistan’ın mevcut hükümeti ya da Suriye’nin şimdiki hükümeti de Rusların oyuncağı olmuşken hangimiz şaşırdık?

Suriye içerisinde sık sık ‘Teşekkürler Rusya’ sloganına rastlamak mümkün. Muhtemelen bu sloganın kullanımı yönetim tarafından halk üzerinde dış tehlikelerin bertaraf edilmesinde Rusya’nın yardımcı olduğu izlenimini uyandırmak için teşvik edildi. Dış tehlikenin Rusya mı ABD mi oluşu ne fark eder? Her iki durumda da biz Ortadoğulular kendi çıkarı için bizim insanî ve maddi kaynaklarımızdan yararlanacak başkalarının iradesine kurban ediliyoruz.

Ruslar Ortadoğu ve biz Ortadoğulular hakkında ne düşünüyor? Ya Amerikalılar, onlar neler düşünüyor acaba? Ruslar büyük bir olasılıkla her halükârda bölgede biri hüküm sürecekse, bu gücün kendileri olmasının daha hayırlı olacağını düşünüyor. Amerikalılar da eğer mutlaka bölgede biri hüküm sürecekse, bu gücün kendileri olmasının daha hayırlı olacağını düşünüyor. Biri evrensel ihtilalci adalet sunduğuna inanıyor, diğeri ise demokrasi sağladığına. Her ikisinin ortasındaysa biz Ortadoğulular kaybolup gidiyoruz. Biri kamu kuruluşlarını diğerine karşı kışkırtır, beriki ise bunları toptan yasa dışı ilan ederken ilk en çok da kamunun, halkın kendisi zarar görüyor. Para şuradan akar, buradan akar… ABD…Rusya…Ti raş raş…Ti raş raş