BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

1 Mayıs ve Gangnam Style

Ben demiştim size, bu şarkıda garip bir şey var diye. Garip bir psikolojik etki yaratıyor canlılar üzerinde. Hem de, modası geçse bile etkisi geçmiyor. Bir süre önce o şarkıyla ilgili olarak yazdığım yazının bir paragrafını aynen alıyorum buraya. Şöyle demişim: “Acaba diyorum, bir denesek... Mesela bir sokak arbedesinde, polis biber gazı ya da tazyikli su fışkırtmadan önce, birden gümbür gümbür Gangnam Style çalmaya başlasa, kavgacılar da birden her işi bırakıp, o eski televizyon dizisindeki Romanlar gibi dans etmeye başlarlar mı?”
Duydunuz mu Endonezya’da olanları? Tam düşündüğüm şey gerçekleşmiş valla. Ay, müneccim miyim neyim? Java adasında, 1 Mayıs kutlamaları sırasında, olaylara engel olmak için, kadın polisler ne yapmış, biliyor musunuz? Seksen kişi, birden göstericilerin karşısına dikilip, tam da düşündüğüm gibi, gümbür gümbür müzik eşliğinde Gangnam Style dansı yapmaya başlamışlar. Önce bir şaşkınlık olmuş tabii, sonra da büyük bir coşku yaşanmış. Ânında, göstericiler ve polis hep birlikte hop hop zıplamaya, hatta şarkı söylemeye başlamışlar. Ay ne güzel, ne güzel... E ne de olsa aklın yolu bir. Ama gel de özenme. Tıpkı bizimkiler.
Bazı haber kanalları buna uzun uzun yer verdiler. Bu arada o eski yazımı okumuş olanlar “İzliyor musun?” diye beni aradılar, doğal olarak ilgimi çekeceğini düşünmüşler. E çekti tabii... Görmediyseniz, merak ederseniz, girin internete bakın, çok eğlenceli, çok özendirici. Ve bu polisler, bu planı yaptıktan sonra, hep birlikte bu dansı yapabilmek için üç gün çalışmışlar. Ayrıca, başkent Cakarta’da, birçok şehirden gelen sendika temsilcileri, müzik olmadan da güzel güzel yürümüşler. Emniyet güçleri,onlara güler yüzle yardımcı olmuş. Aman Tanrım... Endonezya’dan örnek alacak hale geldik, bakar mısınız?
Ne oluyor bize yahu? Niye bu kadar hainleştik? Bundan önceki yıllarda insanları yerlere yatırıp, tekme sopa girişmeleri çok dillere dolandı diye, bu yıl sözde polisin halkı ‘darp’ etmesi yasaklandı. Ne oldu peki? Onun yerine mebzulen biber gazı inisiyatifi verildi. En küçük bir meselede bile, fışt, biber gazı. “Ama göstericiler bu kadar taşkınsa ne yapsın adamlar?” diyenleri duyar gibiyim. Öyle ya, demir bilye filan atmışlar, kaldırımları sökmüşler, sopalarla saldırmışlar. Eh, gösterinin orta yerinde bulunmadığım için, neyin neyi tetiklediğini bilemem tabii, ama o iğrenç gazın insanları ne hale getirdiğini bilirim.
1 Mayıs günü gözümü açar açmaz, onu soluyarak başladım güne. Gece bazı pencereleri aralık bıraktığımı bilen kardeşim erkenden aradı, “Kalk çabuk, pencerelerini kapa, biber gazı geliyor” diye uyardı. Arka odaya gidene kadar, olan olmuştu. Yalnız göstericileri durdurmakla kalmıyor ki bu meret, evlerin içine kadar giriyor. İnanın, iki gün boyunca yandı durdu, genzim, burnum, dudaklarım. Buna ne denir? Masum insanların zehir solumalarına izin verilmesine ne denir? Kaç kişi mağdur oldu yine pisi pisine.
Biliyor musunuz, bu gazı dünyada en çok Saddam kullanmış vaktinde, bir de biz kullanmaktayız. Hem de son derece gaddarca. Ve de o tüpleri evlere, hastanelere hatta ambulansın içine atacak kadar sorumsuzca. Duydunuz herhalde, o sevimsiz tüp, bir evin camını kırıp içeri girdi. Düşünebiliyor musunuz insanların halini? Sakin sakin evlerinde otururken, pencereden giren şey odanın ortasında tütmeye başlıyor aniden. Yaşlı mı var, hasta mı var, bebek mi var evde; dert değil. Öksüre aksıra kendini dışarı atan, orada da aynı zehri soluyor. Ölür insan yahu, ölür. Sözde hemen hemen hiç zarar gören olmamışmış. Öyle dedi ya “Fevkalade orantılı bir müdahaleydi” diye övünen İstanbul Valisi... Emniyet güçleri geri çekilmeye zorlanırken, 22 polis, buna karşılık üç de sıradan vatandaş yaralanmışmış.
İnanarak mı söylüyor acaba? Yoksa ondan gizli mi tutmuşlar halkın per perişan halini? İstanbul’un Avrupa yakasındaki hastaneler dolup dolup taştı valla. Buna karşılık, Kadıköy’deki şenlikli hal de imrenilecek gibiydi. Bu nasıl oldu, bilemedim. Oralarda yaşayanlar daha mı medeni yani? Anladım, o tarafta bir Taksim dayatması ve kısıtlaması yok. Eskişehir’de çekilen bir filme dekor olarak kurulan Taksim platosunda ne güzel, şenlikli bir kutlama yapılmış ya... Acaba bundan sonraki toplanmalar için uygun yerlere Taksim dekorları mı kurulsa; ne dersiniz? Yine de, eldeki, son kullanma tarihi 2012 olan gaz tüplerini ne yapıp edip bitirecektir bunlar. Haberiniz olsun.