LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Sağlıklı gıda pazarları

Her ne kadar bu sene pek bir kış görmemiş olsak da, takvim yapraklarının söylediğime göre ilkbahara girmiş bulunuyoruz.

Bu sene hiç kışa giremedik sayılır; neredeyse bir aydır çiçeklenmiş meyve ağaçlarına rastlıyoruz. İklim dengesizliği bazen işimize geliyor. Kışın ortasında sokakta kafelerde oturmak falan keyifli gelebilir ama şehir hayatı dışında, tarlalarda, bağlarda pek iyiye yorulacak bir durum değil bu sıcaklık ve yağış olmaması durumu. Eğer bu aylarda sıcaklık sıfırın altına düşerse, çiçeklenen bu bitkilerden hemen hiç ürün alınamaz. Tüm bağları, meyve bahçelerini ve nihayetinde bizi etkileyen büyük bir felaket aslında, bu sıcaklık ve kuraklık. İstanbul Şubat ayında iki defa sıcaklık rekoru kırdı ve sadece birkaç aylık suyumuz kaldığı söyleniyor ama pek umursadığımız söylenemez. Her şey gibi bu konuyu da ya seçimlerden sonra ya da gerçekten susuzluğu yaşamaya başladığımızda konuşacağız herhalde...

Fazla karamsar olmadan, bahar geldi diye sevinmemizi sağlayan sebepler de yok değil Allahtan. Baharla beraber sofraların şenlik edeceği yiyeceklerinde zamanı geliyor.

Lüfer, palamut, yavaş yavaş kalkan görünmez olurken, bir-iki hafta içinde oğlak ve kuzu zamanı geliyor. Şimdi, tam oruç zamanı bunları anlatmayacağım; yoksa kuzu sarmakokoreçin tam zamanı...

Bu mevsimin taze lezzetlerini de unutmamak lazım. Ülkemizde kuzugöbeği denen en kıymetli mantarlardan ‘morel’inzamanı geliyor; kuşkonmaz içinde en doğru zaman bahar. Bunun gibi pek çok ürünü zamanında bulmak çok önemli ama önemli olan başka bir konu daha var: Mevsiminde çıkan taze ürünleri nereden bulacağız? Marketlerde, kalıptan çıkmış gibi, pırıl pırıl parlayan elmalar bana hep uyuyan güzelin ısırdığı elmayı hatırlatıyor. Marketlerden, etiketli, aynı boy ve görünümde endüstriyel gıdalardan biraz uzaklaşmak lazım. İstanbul’da bunu yapabileceğiniz en güzel yer, Bomonti Ekolojik Pazarı.

Buğday Hareketi’nin inisiyatifi ile kurulanve 2006 Haziranı’ndan beri, Şişli Belediyesi’nin tahsis ettiği alanda açılan %100 ekolojik pazarda, marketlerdeki kadar yakışıklı olmasa da, çok lezzetli ve sağlıklı gıdalara ulaşabiliyorsunuz. Bu ürünleri, aracı olmadan, üreticinin elinden almak da çok keyifli. Beylikdüzü, Bakırköy ve Kartal’da da aynı pazar kuruluyor. Lezzetli ve sağlıklı yemek yapmak isteyenler için tam bir cennet. Fiyatları tam pazar fiyatı olmasa da, el yakan cinsten değil. Cumartesi günleri kuruluyor. Hazır pazara gitmişken, girişteki tezgâhların birindeki gözlemecide bir yorgunluk molası verebilirsiniz. Ekolojik ürünlerden yapılan gözlemeler şahane; ben özellikle ısırganotlu olanını tavsiye ederim.

İstanbul’da yerel ürünleri bulabileceğiniz diğer bir pazarda, Kasımpaşa’da kurulan Kastamonu/İnebolu pazarı. Ürünleri direkt üreticisinden almak için iyi bir alternatif. Ekolojik/organik olma iddiası yoksa da yerel, yöresinde yetişmiş ürünleri bulmak için ideal bir yer. Bütün esnafı İnebolu/Kastamonu’dan gelen ve 30-35 tezgâhtan oluşan bu mütevazı pazarda, mevsiminde, çeşit çeşit mantarlar, peynirler, köy ekmeği, erişteve daha pek çok şey bulabiliyorsunuz. Pazar günleri kurulan bu pazarın en renkli zamanı, tabii ki yine bahar ayları.