İstanbul’da 40 kişilik bir cemaat

İstiklal Caddesi'ndeki Kelebek Korse'nin sahibi İlya Avramoğlu, aynı zamanda Türkiye’nin belki de en az nüfusa sahip azınlıklarından biri olan Karayim inanışınına mensup.

İstiklâl Caddesi’nin en eski dükkânlarından biri, Kelebek Korse. İlya Avramoğlu, büyük babasından kalan bu mesleği sürdürmek için elinden geleni yapıyor. Ancak, önünde ciddi bir engel var. Yürürlüğe yeni giren yasa, mal sahibinin, mülkünde 10 yıldan uzun süre kalan kiracıyı sebepsiz çıkarabileceğini kabul ediyordu. Bu yasayla birlikte, Kelebek Korse de yerinden olma tehlikesi yaşıyor. İlya Avramoğlu, kiracısı olduğu Santa Maria Katolik Kilisesi’yle davalık oldu. Avramoğlu’nun ismi, medyada bu konuyla anılır oldu, çeşitli kampanyalar başlatılarak destek olundu, Papa’ya mektuplar yazıldı; ancak, hâlen bir sonuca varılabilmiş değil. Avramoğlu’nun bir diğer özelliği de, Türkiye’nin belki de en az nüfusa sahip azınlıklarından biri olması. Yahudiliğin bir mezhebi olan Karayim inanışını benimseyen Avramoğlu’yla hem Kelebek Korse’yi, hem de Karayimlerin dününü ve bugününü konuştuk.

Karayimlerin 8. yüzyılda Bağdat’ta kurulduğunu belirten Avramoğlu, her zaman küçük bir cemaat olduklarını ve bu yüzden kimseye seslerini duyuramadıklarını söylüyor. Avramoğlu, Karayimlerin kuruluş hikâyesini şu sözlerle anlatıyor: “Karayimler, yalnızca yazılı kuralları kabul eden bir dinî topluluk. Bilinen Yahudilik’te bir yazılı, bir de sözlü kural var; Karayimler, bunlardan sadece yazılı olanı benimsiyor. Sözlü kurallar, hahamlar tarafından belirlenmiştir. Bağdat’ta Anan Ben David, hahamların yazdığı bu kuralları reddediyor; yalnızca yazılı kuralları benimseyen Karayim inanışını benimseyerek, kendine bir cemaat kuruyor. Karayimler, İbranicede “okuyanlar” anlamına gelir.”

Karayimliğin, bilinen Yahudilik’le arasındaki farka da değinen Avramoğlu, şöyle konuştu: “En belirgin farklılıklardan biri, bayram tarihleri. Bilinen Yahudilik’le bizim bayram tarihlerimiz arasında fark var. Bir diğer önemli ayrışma da, ibadet sırasında yaşanıyor. Musa Peygamber, Sina Dağı’na çıktığı zaman, Allah ona ‘Şu anda kutsal topraklardasın, üzerindeki şalı çıkar ve secde et’ dediği için, Karayimler, sinagoglara ayakkabılarını çıkartarak girer ve secde ederek dua ederler. Büyük bir kısmı aynıdır, ama bazı kurallarda değişiklikler vardır. Karayimlik, aslında Yahudiliğin bir kolu, Tevrat’ı bilinenden farklı yorumlayan bir mezheptir. Bana göre Yahudiliğin esasını biz uyguluyoruz, ancak küçük bir cemaat olduğumuz için bilinen Yahudiliğin kuralları doğru olarak kabul görüyor.”

40 binden az nüfusa sahip

Yahudilerin tarih boyunca çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalması gibi, Karayimlerin de sürekli parçalar hâlinde dağıldığını söyleyen Avramoğlu, İstanbul’daki geçmişlerininse 1.200 yıl öncesine dayandığını belirtiyor: “Karayimler, şu anda toplamda 30-40 kişilik bir nüfusa sahip. Ancak bu sayı, İstanbul’da 50’den fazla değil. Oysa İstanbul, bir dönem Karayimler için bir merkez hâline gelmişti. Karayimler, 10. yüzyıldan itibaren Bizans topraklarına, İstanbul’a yerleştiler. Yaklaşık 1.200 yıldır İstanbul’da yaşıyoruz. İstanbullu Karayimler, çok iyi Bizans Rumcası konuşurlar. Bunun yanı sıra Rusça, Türkçe, İspanyolca, Fransızca ve İbranice kelimeler de kullanırlardı. Farklı bir Rumca kullanırlardı. Anadilleri İbraniceydi, Rumcayı burada öğrendiler. Dünyadaki bütün Yahudiler gibi her yere dağıldıkları için İbraniceyi zaman içerisinde unuttular ve bulundukları ülkenin dillerini öğrenmeye başladılar. İstanbul Karayimler de Yunancayı öğrendiler.”

Türk ve İbrani Karayimler

Avramoğlu, Hazar Türklerinin de 10. yüzyılda Karayimliği seçtiğini söylüyor: “İstanbul’un yanı sıra, bir grup Karayim de önce Mısır’a, oradan da İsrail’e yerleşti. 10. yüzyılda Hazar Türkleri, bir yandan Hıristiyan olmaları için, diğer yandan da Müslüman olmaları için Bizans’ın ve Arapların baskısı altında kaldılar; fakat en sonunda Yahudiliği seçmek istediler. İstanbul’a bir heyet gönderdiler, buradan bir grup Karayim oraya giderek Karayimliği öğretti ve Hazar Türklerinin bir kısmı Yahudiliğin Karayim kolunu seçti. Şu anda kökeni Türk olup da Karayimliği seçmiş olanlar var. İki çeşit Karayim var, kökeni İbrani olan Karayimler, bir de kökeni Türk olan Karayimler.”

Kategoriler

Güncel Azınlıklar

Etiketler

Kelebek Korse


Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.