Fareler ve mayınlar

Bugünlerde ne zaman içim sıkılsa, hemen Mozambik tecrübesini ve HERORAT denilen kahraman fareleri düşünüyorum. İnsanın da, hayvanın da olduğu her yerde, umut da var neticede...

Elem dolu günlerden geçiyoruz, acılarımız yükte de pahada da çok ağır ve nasıl iyi olacağız kestiremiyoruz. Dünya’nın en güzel gülüşüne sahip insanlar, yeryüzüne inen, dokunabildiğimiz ‘Meryem Ana’lar, barış rüyasına sâdık kalan ışıl ışıl insanlar paramparça edildi. Bu olaydan sonra, kocaman bir mayın tarlasında yürüyormuş gibi hisseder olduk.

“Acaba metroya mı, Marmaray’a mı bomba koyarlar?”, “Nişantaşı, Taksim’den daha mı güvenli?”, “City’s, Cevahir’den daha mı az hedef?” gibi sorular yeniden hayatımızın merkezine oturdu. Arkadaşlar, aile bireyleri, birbirlerine yemin ettiriyorlar metroya, tramvaya binilmemesi için. Analar, evlatlarından birini deniz otobüsüne, diğerini vapura bindirmeye başladı bile,  bari biri kurtulsun hesabı. 

Uzun zamandır, ‘barış bir ihtimaldi ve çok güzeldi’ hissiyatındaydım, 10 Ekim akşamı ise Zeki Demirkubuz’un yıllar önce attığı bir tweet geldi aklıma “Bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum” diye yazmıştı. Ama acı duyuyoruz işte ve o duyduğumuz acıda belki de umut var. Çünkü tam da bu kadar acı çekiyor ve umutsuzken barış ihtimalini gerçek kılmak için var gücümüzle çabalamak gerekiyor, ısrarla ve yılmadan. 

17 Eylül 2015’te, Mozambik halkı, topraklarının 90’lı yılların başında son bulan iç savaştan miras kalan 3 milyon mayından tamamen temizlenmiş olmasını kutladı. Bir ülke düşünün ki, kullanılabilir tarım alanlarının çoğu mayınla kaplı olsun, on binlerce insan mayın kurbanı olsun. Mayınsız bir Mozambik, o halk için hayaldi belki, ama gerçek oldu. 

Nasıl mı? Başta HALO Vakfı olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerinin ısrarlı çalışmaları sayesinde. Dahiyane bir yöntem ise mayın temizliğini hızlandırdı; koku yetileri oldukça gelişmiş dev fareler, özel olarak eğitilerek Mozambik’i mayınlardan kurtardı. Bu bir mucizeydi, bu mucizeyi de Belçika merkezli APOPO adlı vakıf gerçekleştirdi. “İnsan hayatını kurtarmak için fare yetiştiriyoruz” diye yola çıkan APOPO, Tanzanya’da dokuz ay boyunca yetiştirilip eğitilen fareler ve duyarlı bireylerin fare evlat edinmesi sayesinde (fare eğitiminin yıllık masrafı 6.000$) mayınsız bir Mozambik’in yaratılmasına büyük katkı sundu. 

Bundan 10 yıl önce, Mozambik halkı mayınsız bir coğrafya hayal edemez haldeydi; ama şimdi ölüm tarlası olan yerlerde bitkiler, meyveler, sebzeler yetişecek. Evet kocaman bir mayın tarlasındaymış gibi hissediyoruz, ama neticede ilelebet böyle olmayacak. Bugünlerde ne zaman içim sıkılsa, hemen Mozambik tecrübesini ve HERORAT denilen kahraman fareleri düşünüyorum. İnsanın da, hayvanın da olduğu her yerde, umut da var neticede...    

Not: Farelere hiçbir zarar gelmiyor, burunları yere yakın olduğu için mayını hissedebiliyorlar ve hafif oldukları için de mayın patlamıyor.  

Kategoriler

Yaşam

Etiketler

Derkenar


Yazar Hakkında