“Ermenistan’daki askeri üssün Rusya için önemi arttı”

Ermenistan’ın Rusya’yla ilişkileri gerçekte ne boyutta? Ermenistan merkezli Avrasya İşbirliği Vakfı Direktörü Gevorg Ter-Gabrielyan ile Rusya-Ermenistan ilişkilerini konuştuk.

Uluslararası siyasette giderek daha aktif olan Rusya, Avrasya ve Güney Kafkasya’dan sonra Ortadoğu’da da etki alanını genişletmeye başladı. Rusya’ya ait savaş uçaklarının Türkiye hava sahasını ihlal ederken Türkiye’nin 6 ve 7 Ekim günlerinde iki askeri helikopterle Ermenistan hava sahasını ihlal ettiği ortaya çıktı. Ermenistan basınında Türkiye’nin Rusya’ya mesaj vermek için bunu yaptığı görüşü hakim. Avrasya İşbirliği Vakfı Direktörü Gevorg Ter-Gabrielyan, Ermenistan’daki askeri üssün Rusya için artık daha önemli olduğu görüşünde. 

Rusya ile Ermenistan ilişkileri ne kadar yakın? Bu ilişkinin derinliğini aktarabilir misiniz?

İki ülke arasındaki ilişkilerin birkaç boyutu var. 1828’de Doğu Ermenistan, Pers İmparatorluğu’na dahildi. Bu bölge Rus İmparatorluğu tarafından fethedildi ve özgürleştirildi. Ermenistan’ın kimliği ve öz bilinci de bu dönemden itibaren gelişmeye başladı. Her ne kadar önce Çarlık, sonra da Sovyet yönetimiyle Ermenistan arasındaki ilişkiler zor olsa da Rusya tarafından kurtarılmış olma düşüncesi asla kaybolmadı. Bu ilişkilerin tarihsel boyutu… İlişkilerin bugünkü durumuysa stratejik ve askeri anlaşmalarla şekilleniyor. Bu ittifakın ilk adımı 1993’te atılıp birkaç defa da yenilendi. Bunun dışında, Ermenistan’daki birkaç stratejik sektör de Rusya sermayesinin elinde. Elbette ki ilişkilerin kültürel boyutu da var. Son iki yüzyıldır Doğu Ermenilerinin Avrupa değerleri ve küresel düşünce akımlarıyla bağlantısını Rus dili kuruyor. Ermenistan’da yaşayan her Ermeni bir şekilde Rusça konuşuyor. Pek çoğu Rusçayı bir kültür dili olarak görür ve hatta bazı düşünceleri Ermenice yerine Rusça aktarmak bazı Ermenistanlılar için daha kolaydır. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle birçok Ermenistanlı iş bulmak için Rusya’ya geçiyor. Avrupa veya Amerika’dansa Rusya’ya erişimleri çok daha kolay çünkü orada konuşulan dili biliyorlar ve herhangi bir vize de gerekmiyor. Gidenlerin bir kısmı orada çok başarılı işler kurdular. Pek çoğuysa Ermenistan’daki evleriyle Rusya’daki evleri arasında ortak bir yaşam kurdu. Bunların dışında, Ermenistan, Rusya’nın lideri ya da üyesi olduğu uluslararası kurumlara üye: Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Avrasya Ekonomik Birliği (AEB). İki ülke arasındaki ilişki elbette kusursuz ve eşit değil. Rusya’nın çoğunlukla Ermenistan’a kendi isteklerini dayattığını görüyoruz. Küçük ortağımı mutlu edeyim diye bir düşüncesi yok. Pek çok Ermeni, Rusya’nın yaptığı şeylerden hoşnutsuz ama Ermenistan’ın uzun seneler boyu Rusya’nın müttefiki, kimilerine göre uydusu, olarak kalacağından hiç şüphe yok. 

Ermenistan küçük bir ülke ama buna rağmen Rusya’nın bu ilişkiye büyük önem atfettiğini ve ipleri sıkı sıkıya tuttuğunu görüyoruz. Bunun nedeni nedir?

Sovyetler döneminde Ermenistan’ın Türkiye sınırı aynı zamanda sosyalist blokla NATO arasındaki sınırı da temsil ediyordu. Bu sınır hala kapalı olmakla birlikte, bugün de NATO’nun nüfuz alanıyla Rusya’nın kendi nüfuz alanı olarak gördüğü bölge arasındaki sınırı oluşturuyor. Bölgede, Gürcistan’ın Batı ve NATO değerlerine yakınlaştığı, Azerbaycan’ınsa daha ortada bir pozisyon almaya çalıştığı görülürken Ermenistan, Rusya’nın en sağlam müttefiki olmaya devam ediyor. Rusya’nın askeri üs kurabileceği Türkiye ve Ortadoğu’ya en yakın yerin de Ermenistan olduğu da unutulmamalı. Rusya her ne kadar yıllardır agresif bir dış politika yürütmemiş olsa da Ermenistan’daki askeri üssünü stratejik bir kale olarak korudu. Bugün Rusya Başkanı Vladimir Putin dış politikada çok daha aktif olmaya çalışırken, bu üssün önemi daha da arttı. Her şeyin ötesinde, Ermeniler, Rusya’daki diğer milletler arasında kendini Rusya’ya en çok adayanlardır. Rusları çok severken, uluslararası ilişkilerden bağımsız olarak kendilerini onlara yakın hissederler. Rusya’daki Ermenileri birçoğu ülkede önemli görevlerde bulunuyorlar. Oradaki Ermeni Diasporası’nın, Amerika’daki de dahil dünya genelindeki en büyük diaspora olduğunu söyleyebilirim. Ermenistan’ın nüfusundan çok daha kalabalık bir diasporadan bahsediyoruz.

"İki ülke arasındaki ilişki elbette kusursuz ve eşit değil. Rusya’nın çoğunlukla Ermenistan’a kendi isteklerini dayattığını görüyoruz. Küçük ortağımı mutlu edeyim diye bir düşüncesi yok."

Ermenistan’la sınırı olan İran ve Türkiye gibi başka büyük ülkeler var. Bu ülkelerle ilgili önemli gelişmeler oluyor. Örneğin, Amerika-İran yakınlaşması ya da Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşması, otoriterleşmesi ve içine girdiği siyasi kriz… Bu tür gelişmelerin Rusya-Ermenistan ilişkilerine etkisi oluyor mu?

Stratejik olarak Rusya-Ermenistan ilişkileri değişmeyecektir. Ama eğer Ermenistan’ın dış politikasına yön verenler akıllı olursa bu gelişmeleri ülkelerinin lehine kullanabilirler. Örneğin Rusya’nın, güvenli ve getirisi olan bazı alanlarda İran ile ilişkiler geliştirmesine aracılık edebilir. Bunlar Ermenistan’ın Rusya’dan önce ilk durak olabileceği iş sahaları olabilir. Çünkü Ermenistan coğrafi olarak İran’a daha yakın. Türkiye’yle ilgili önemli tek gelişme sınırın açılması olabilir ki, bunu engelleyen taraf Türkiye.

Gevorg Ter-Gabrielyan.

Ermenistan’ın bölgede Rusya’dan bağımsız idare edebileceğini düşünüyor musunuz?

Bu varsayımsal bir soru. Sonuçta Rusya var. Geçmişte, Karabağ Savaşı gibi Ermenistan’ın tamamen yalnız başına kaldığı dönemler oldu ve ülke bir şekilde hayatta kalmayı başardı. Ermenistan’ın varlığı Rusya’nın tanımladığı bir şey değil. Ermenistan, Rusya ile daha az önemli ya da stratejik olmayan bir ilişki içinde olabilirdi ama bölgesel bir süper güç ve tarihsel olarak Ermenistan’a karşı en dostane ülke olan Rusya, her türlü ortamda işbirliği yapmak için önemli bir aktör olurdu. Bugünkü durumun aksine, Ermenistan, Rusya’nın daha demokratik bir ülke olmasını isterdi. Böylece iki ülke, yaratıcılığı ve inovasyonu hedefleyen geleceğe yönelik daha stratejik projeler üretebilirlerdi. Rusya’nın demokratik bir ülke olmadığı gerçeği, bugün pek çok fikrin önünü kesip Ukrayna gibi bazı tarihi hatalara sebebiyet verebilirken, tüm Avrasya ve Güney Kafkasya bölgesinde olumlu gelişmeler yaşanmasını engelliyor 

Rusya’nın engellediği olumlu gelişmelerden biri de Ermenistan’ın Avrupa Birliği’yle varılacak Gümrük Birliği anlaşması olabilir mi? Ermenistan son anda bu anlaşmadan vazgeçerek Rusya’nın öncülüğündeki Avrasya Ekonomik Birliği’ne girdi.

Bu konuda, Ermenistan hükümetinin beceriksizliğinden kaynaklanan bir karışıklık oldu. Bu kararı Ermenistan’ın bir U dönüşle Avrupa’dan vazgeçerek Rusya’yı seçti şeklinde yorumlamak yanlış olur. Ermenistan hükümeti daha güçlü olabilseydi AB’ye bu durumu daha iyi açıklayabilirdi. Ne yazık ki Ermenistan önem olarak bir Ukrayna değil. Ermenistan’la ilgili bu durum ortaya çıktığında AB kesin bir dille Avrasya Gümrük Birliği ile Avrupa Gümrük Birliği’nin birlikte işleyemeyeceğini söyledi. Ama ardından Ukrayna krizi ortaya çıktığında ikisinin beraber olabileceğini söylemeye hazırdı. Şimdi Ermenistan’ın iki taraf arasında bir seçim yapma zorunluluğu olmadan, bir yandan AEB’ye üyeyken diğer yandan AB ile ilişkiler geliştirdiğini görüyoruz. Bir yandan da bu durum Ermenistan hükümetinin Putin’le düzgün bir tartışma ortamı sağlama kapasitesinin olmadığını gösteriyor. Putin, Ermenistan’ın AEB’ye katılması için öyle bir emir verdi ki Ermenistan’ı ya da hükümetini müzakere edecek kadar görmediğini anladık.

Peki, Türkiye ve Azerbaycan’ın Rusya-Ermenistan ilişkilerine etkisinden bahsedebilir misiniz?

Ermeniler, tarihsel olarak Kafkasya ve Ortadoğu’da kesintisiz bir şekilde varlığını sürdüren bir Hıristiyan toplumu olarak her zaman Rusya’nın yardımına ihtiyaç duydular. Bu açıdan tarih yabana atılamaz, özellikle de bugün, dini kimlikler tekrar bu kadar güçlenmişken. Ermeni Soykırımı’na ilaveten, Ermeniler, Pantürkizm veya Panturanizm gibi ideolojilerden korkagelmişlerdir. Haritaya bakınca Ermenistan’ın, Azerbaycan’la Türkiye’yi ayıran o küçük toprak parçasında bulunduğunu görürsünüz. Şayet Ermenistan orada olmasaydı, teorik olarak Türkiye ve Azerbaycan’ın Hazar Denizi’nin diğer yakasındaki Türki milletlerle birleşmesi çok daha kolay olurdu. Bugün bu düşünceler pek aktif değil ama bir yere kadar bölgedeki güvenlik politikalarında belirleyici oluyorlar. 

İki eksen – Rusya-Ermenistan ve Türkiye-Azerbaycan – arasındaki gerilimi düşürmenin yolu iyi niyetli adımlardır. Ancak Azerbaycan’ın Ermenistan’a yönelik bir iyi niyetinin olduğunu söyleyemeyiz. Türkiye gerilimi azaltmak için sınırın açılmasını sağlayabilir ve bu çok da işe yarayıp Güney Kafkasya’daki bütün güvenlik algısını sil baştan değiştirip Karabağ sorununun çözümüne de yardım edecektir. Ama Türkiye buna hala hazır değil, bu yüzden Rusya-Ermenistan hattı hala önemini koruyor.

Bugün dünyanın dikkati Suriye ve İslam Devleti’nde ve Kafkasya’da büyük olayların beklenmemesi gerekir. Ancak, keyfi ve bir o kadar garip kararlar veren üç liderle – Putin, Erdoğan ve Aliyev – uğraştığımızı düşünürsek, her an her şey olabilir. 

Rusya-Ermenistan ilişkilerine Ermeni Diasporası’nın yaklaşımı nasıl?

Amerika’daki Ermeni Diasporası geleneksel olarak Ermenistan-Rusya ittifakını destekler. Ama Diaspora da değişiyor. Eski Diaspora’daki yeni nesil ve Ermenistan’ı 40 yıl önce terk edip giden yeni Diaspora, Ermenistan ve Rusya’daki iç siyasetin açıklıklarını iyi biliyorlar. Bu stratejik ittifakı desteklerken, Ermenistan’ın, Batı’nın teknolojisini kullanarak gelişmesine destek veriyorlar. Ermenistan’daki yolsuzlukların da farkındalar. Ülkenin yönetim sistemine gözle görülür etki yapmanın yollarını arıyorlar. Bunlar yeni ve önemli gelişmeler. Bu süreç Ermenistan’a bir yandan Rusya’nın ekseninde kalma imkânı tanırken diğer yandan Batılılaşarak, oradaki gelişmelere açık kalma imkanı tanıyor. AB ve ABD’nin politikalarıyla da beraber, Ermenistan bu tamamlayıcı yaklaşımına devam edip hem Rusya’ya hem de Batı’ya açık olmaya devam edebilir. Ermenistan, Rusya ve Batı etkisinin kesişme noktası oldu ve bu durum iki taraf arasında da bir diyaloga imkan tanıyor.



Yazar Hakkında