İğneada’ya nükleerde ‘mutabakat zaptı’ muamması

İğneada’ya nükleer santral projesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın yaptığı açıklamayla yine gündemde. Trakya Platformu Hukuk Kurulu üyesi avukat Bülent Kaçar, Bakan Alaboyun’un diğer ülkelerle imzalandığını söylediği ‘mutabakat zaptı’nın dayanağını soruyor.

Geçici hükümetin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada, üçüncü nükleer santral için İğneada’yı işaret etti. Bölgeye üçüncü santrali kurmak niyetiyle, firmalarla görüşmelerin devam ettiğini açıklayan Alaboyun, ülkelerin ismini de zikretti: “Şu an ilk gelen, Çinliler ile Amerikalıların Westinghouse firması. Mutabakat zaptı imzalandı. Japonların da ilgisi var. Bu konuda teklif vereceklerle görüşüyoruz." 

Bakan Alaboyun’un açıklaması, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından kısa süre sonra tekzip edildi. Eroğlu, “Şu anda Sinop ve Akkuyu'da nükleer santral yapılıyor ve yapılacak. İğneada'yla ilgili bir çalışma ve başvuru yok. Bizden herhangi bir talep yok. Bu konuda bir çalışma, bize henüz intikal etmiş değil" diyerek İğneada’da nükleer tartışmasını şimdilik rafa kaldırsa da yapılan açıklamalar akıllarda soru işaretleri bırakıyor.

Kırklareli'nin Dekirköy ilçesine bağlı İğneada’nın nükleer santralle anılması yeni değil. 2012 yılından beri hükümet tarafından dillendirilen proje, çevre örgütleri ve bölge halkı tarafından her seferinde yoğun eleştirilerle karşılanmıştı.

“Bu anlaşmadan kimin haberi var?”

Trakya Platformu Hukuk Kurulu üyesi Avukat Bülent Kaçar, Bakan Alaboyun’un açıklamalarında bahsedilen ‘mutabakat zaptı’ ayrıntısını vurguluyor: “Bakan, iki ülke arasında imzalanmış bir belgeden bahsediyor. Bakan Eroğlu’nun sonradan yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bu anlaşmadan haberi yok. Bu açıklamalar, zaptın Bakanlar Kurulu’nda görüşülmediğini gösteriyor. İğneada, milli park olduğu için Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yetki ve sorumluluğunda. Onun da haberi yoksa, bu anlaşmadan kimin haberi var?”

“Nükleer bölge planını yok saymaktır”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2009’da askıya çıkardığı 1/100.000 ölçekli ‘Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’na, TMMOB ve Trakya Platformu avukatı Bülent Kaçar tarafından itiraz edilmiş, Danıştay 6. Dairesi 2014 yılında plan değişikliğinin yürütmesini durdurmuştu. Dava dosyasında yer alan üç bilirkişi raporunda da bölgenin tarımsal faaliyetler, doğa, turizm gibi ana fonksiyonlarını bozarak bir planlama yapılamayacağı vurgulanıyor. Kaçar, sadece nükleer santralin değil, bölgede yapılması muhtemel Kıyıköy ve İğneada termik santrallerinin de Danıştay tarafından verilen karara göre, yok hükmünde olduğunu belirtiyor: “Bilirkişi raporları ve Danıştay kararına göre Trakya ana bölge planı, tarımsal faaliyetin geliştirileceği bir fonksiyona sahip. Ana bölge planının fonksiyonunu bozup enerji üretim tesis kurmak mümkün değil. Buna göre, 1/100.000 ölçekli planda değişiklik yapmadan, ÇED planı oluşturmak, bölgeye çivi bile çakmak mümkün değil. Bakan’ın dediği gibi bir mutabakat zaptı imzalamak, 2014’te yürürlüğe giren bölge planını yok saymaktır.”

Türkiye’de tek 

Dünyanın sayılı longoz ormanı ekosistemlerinden birine sahip olan İğneada, hem kuş göç yollarının üzerinde bulunuyor, hem de tehlike altındaki 184 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. 2007’den beri milli park olan İğneada’nın sulak alanlarında da, bir kısmı ‘korunması gereken tür’ sınıfına giren 30 farklı balık türü yaşıyor. 

 


 

 

 

 

 

 

 

Kategoriler

Güncel Yaşam



Yazar Hakkında

1987 İstanbul doğumlu. Agos web sitesinin editörü; insan hakları, ifade özgürlüğü, çevre hareketleri, güncel politika ve yaşam haberleri yapıyor.