Şam’da son tango

İsyancı Hür Suriye Ordusu başkent Şam’a ulaştı. Şam polis merkezini hedef alan intihar saldırısı, Savunma Bakanı Fahd Jassem al-Freij ve Savunma Bakan Vekili Asef Şevket da dâhil olmak üzere üst düzey güvenlik yetkililerinin ölümüne yol açtı. Beşar Esad, saldırıdan Türkiye’yi sorumlu tuttu. Suriyeli Ermenilerin Ermenistan!a göç etmeye başladıklarına dair haberler ise son günlerde gündemin tartışılan maddelerinden.

Suriye savaşında Şam dönemeci

VAN MIGIRDİÇYAN
van.meguerditchian@dailystar.com.lb

17 ay kadar önce, Suriye güvenlik güçleri ve istihbarat birimleri Şam’da reform çağrısı yapan iki düzineden fazla Suriyeliyi başarıyla susturmuşlardı. Fakat bu hafta, Suriye ordusundan geriye kalanlarla muhalif güçlerin askeri kanadı arasında yaşanan savaş, rejimin uzun süredir ayaklanmaların görülmediğini iddia ettiği Suriye başkentine ulaşmış durumda. Şam polis merkezini hedef alan intihar saldırısı, Savunma Bakanı Fahd Jassem al-Freij ve Savunma Bakan Vekili Asef Şevket da dâhil olmak üzere üst düzey güvenlik yetkililerinin ölümüne yol açtı.

İsyancı Hür Suriye Ordusu, Şam’da pek çok noktada varlığını artırmış durumda; rejim ise isyancıların başkentte yayılmalarını engellemek için bünyesine yeni askeri birlikler katıyor. Çatışmalar devam eder ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın kalesinin savunmasını tahrip etmeye devam ederse, rejim için çok az seçenek kalmış olacak.

Hür Suriye Ordusu bu duruma ‘Şam Savaşı’ diyor. Geçtiğimiz yıl pek çok askeri analist, Şam’ı, Suriye ayaklanmalarında akıntıyı rejim ve onun uluslararası alandaki savunucuları Rusya ve Çin aleyhine döndürebilecek çetin dönemeçlerden biri olarak değerlendiriyordu.

Rusya, Hür Suriye Ordusu’nun Şam’daki bu atağını, Moskova’yı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad aleyhine almış olduğu karara uymasını sağlamak adına Batılıların bir “şantajı” olarak değerlendiriyor.

Çarşamba günü ulusal savunma merkezlerine karşı saldırılar, Suriye’ye yüklü miktarlarda kimyasal silah sevkiyatının olduğuna dair, rejimin muhalifleri durdurmak için kimyasal silahları son çare olarak görebileceğine dair korkuları alevlendiren raporlar yayımlandıktan hemen birkaç gün sonra gerçekleşti.

Şam’daki savaş, şehrin yapısı ve orada yaşayan, birçoğu Esad’a sadık bir milyon Suriyelinin olması sebebiyle büyük etki yaratacaktır.

İsyancılar Şam’da kolaylıkla sivil halk arasına karışabilir ve devletin güvenlik güçlerinin otoritesine karşı gelerek, helikopterleri ve Suriye ordusuna mensup birimleri Şam’da Özgür Suriye Ordusu’na karşı savaşmaya kışkırtabilir. Bu türden bir savaş şimdiden yüzlerce Suriyeliyi yerinden etmeye başladı.

Suriye ordusu, Hür Suriye Ordusu’nun şehirdeki askeri varlığına karşı gelmek konusunda, pek çok hükümet binasının şehirde olması sebebiyle zorlanacak.

Şam ve Suriye’nin diğer bölgelerindeki son gelişmeler, Moskova ve Pekin üzerinde BM Güvenlik Konseyi’nde yeni bir barış planı için anlaşılması yönünde baskıya yol açacaktır. Böyle bir anlaşma ise Esad’a Şam’dan çıkması ve Suriye sahillerinde bir Alevi bölgesi kurması için yeterli zamanı verecektir.

Suriye güvenlik güçlerinin muhaliflere karşı gerçekten kimyasal silahlar kullanıp kullanmayacağı bilinmese de, Esad’ın Şam’ı terk edip Akdeniz kıyısındaki Rus birliklerine yakın bir bölgeye yerleşmesi, aylarca sürecek yeni bir savaşın işaretini verebilir. Bu durumda Suriye’ye silah sevkiyatı devam eder ve her iki tarafın da verdiği asker zayiat daha da artar.

Suriye’den göçün perde arkası

LİLİT GASPARYAN
lilitgasparyan@agos.com.tr

Suriye’de 16 aydır devam eden gerginlikler, Suriyeli Ermenileri de yakından ilgilendiriyor. Son günlerde uluslararası basında sık sık Ermenistan’a göç eden Suriyeli Ermenilerin sayısıyla ilgili haberler yayımlanıyor. Bazı haberlere göre, 2011’de  başlayan çatışmalardan bu yana 5200 kişi Suriye’den Ermenistan’a göç etti. Oysa resmi Ermenistan kaynakları, 2009’dan bu yana 5203 Suriyeli Ermeni’nin Ermenistan vatandaşlığı almak için başvurduğunu, ancak bunların ülkeye ‘göç etmediklerini’, göç haberlerinin doğru olmadığını söylüyor.

Halep’ten kopmadılar

Ermenistan Pasaport ve Vize Dairesi Başkan Yardımcısı Armen Hakobyan, Agos’a yaptığı açıklamada 2012 yılında çifte vatandaşlık için başvuranların sayısının 1554 olduğunu belirterek, “Suriye’den gelen başvurular sadece vatandaşlık almak için. Ermenistan’a sığınmak için bu yıl sadece 5 kişi başvurdu” dedi.

Ortadoğu Ermenilerini yakından takip eden azad-hye.net internet sitesinin yayın yönetmeni Suriyeli Ermeni Hraç Kalsahakyan da, Agos’a yaptığı açıklamada, Suriyeli Ermenilerin henüz Ermenistan’a kitlesel halde göç etmediklerini söyledi. Kalsahakyan, “Göçmenler, yaşadığı ülkeyle bütün bağlarını koparıp başka ülkeye taşınır. Fakat Ermenilerin durumu genellikle böyle değil. Yakından tanıdığım aileler var. Onlardan birinin bana aktardığı bilgilere göre bu yaz Ermenistan’a Suriye’den giden yaklaşık yüz aile var. Bunların çoğu yaz tatili için gittiler” dedi. Kalsahakyan’ın verdiği bilgiye göre, bu ailelerden bazıları Ermenistan Diaspora Bakanlığı’na dil kursları gibi bazı hizmetlerden yararlanmak için başvurdu. Bu ailelerin çoğu Halep’te oturuyor ve hiçbiri sığınmacı ya da göçmen olarak başvurmadı. 

Kalsahakyan, gazetecilerin doğruluğunu kontrol etmeden haber yapmaları nedeniyle bu tür söylentilerin uluslararası basında yer bulabildiğini söylüyor. Kalsahakyan’a göre, çifte vatandaşlık başvurularının çok olmasının en önemli nedeni, Suriye pasaportunun özellikle Avrupa ülkelerine vize alınmasını zorlaştırması. Bu da, Suriyeli Ermenilerin gelecekte göç etme ihtimalini ceplerinde tutmak istediklerini düşündürüyor.

Diaspora konuşmalı

Kalsahakyan, Suriyeli Ermenilerin sessizlik içinde olmalarının, bulundukları durumu kabullenmiş oldukları ya da hiçbir sorunları yokmuş gibi davrandıkları anlamına gelmediğini belirterek, “Suriyeli Ermenilere yardım eli uzatabilmek için, önce onların yaşadıkları ortamı doğru anlamak ve yaşadıkları sıkıntıları anlamak gerekir. Eğer onlar konuşamıyorsa Diaspora konuşmalı. Sonuçta Diasporada çok sayıda Suriyeli Ermeni var” dedi.