İsrail "Yahudi veya Demokrat" formülünü seçti

İsrail, 18 Temmuz’da kabul ettiği ulus devlet yasasıyla, ülkede yalnızca Yahudilerin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu ilan etti. Ülkenin Arap azınlığı ise bu yasayı ırkçı buluyor. Yasaya Yahudi dünyasında kimi örgütler de tepki gösterdi. Ulus devlet yasasının İsrail’in Arap nüfusuna yaratacağı etkiyi, yasaya Yahudi diasporasının bakışını konuyu yakından takip eden blog yazarı Natasha Roth ile konuştuk.

Sağ kanat hükümetin desteklediği "ulus-devlet" yasası, aylarca süren siyasi tartışmanın ardından 120 üyeli parlamentoda 55'e karşı 62 oyla kabul edildi. İki de çekimser oy kullanıldı. Bazı Arap milletvekilleri oylamadan sonra bağırarak ve ellerindeki kağıtları yırtarak tepki gösterdiler. 

Israil Başbakanı Benjamin Netanyahu, oylamadan sonra İsrail parlamentosu Knesset'te yaptığı açıklamada, "Bu, Siyonizm'in geçmişinde ve Israil devletinin tarihinde bir dönüm noktasıdır" dedi. 

Yasayla "İsrail'in Yahudi halkının tarihi vatanı olduğu ve halkın İsrail topraklarında kendi kaderini tayin hakkının  kendisine ait olduğu" taahhüt ediliyor. Yasayla Arapçanın İbranice ile birlikte resmi dil olma statüsü kaldırılıyor ve İsrail kurumları içinde kullanılmaya devam etmesini sağlayacak bir "özel statüye" indiriliyor. İsrail'de 9 milyon nüfusun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan 1.8 milyon Arap bulunuyor. 

Muhalifler, yeni yasanın Arap azınlık içindeki yabancılaşma duygusunu derinleştireceğini söylediler. Arap milletvekili Ahmed Tibi, "Hayret ve hüzünle, demokrasinin ölümünü ilan ediyorum" dedi. Doktor Bassam Bisahaah da, "Bu, sağcı hükümetin radikal yasalar yapmak için geçirdiği ırkçı bir yasadır ve ırk ayırımı uygulayan bir devletin tohumlarını atmıştır" dedi.     

İsrail “Yahudi VEYA demokrat” formülünü seçti 

Yıllarca İsrail-Filistin’de yaşayıp bölgedeki çatışma üzerine çalışmalar yapan +972 Dergisi blog yazarı, aynı zamanda Virginia Üniversitesi doktora öğrencisi Natasha Roth İsrail’in yeni ulus devlet yasasını Agos’a değerlendirdi. 

İsrail Parlamentosu’nun onayladığı yasa ülkedeki Arap azınlığı nasıl etkileyecektir? Yahudi olmayanların gündelik hayatı değişecek mi? Natasha Roth

Israil’in ulus devlet yasası, devletin “Yahudi VE demokrat” olma numarasının resmi olarak sona ermesiydi. Bu geçis, İsrail hükümeti politikasını eleştirenlerin uzun zamandır kullandığı “Yahudi VEYA demokrat” formülünün daha doğru olduğunu ve İsrail devletinin ilkini demokrasiye tercih ettiğini kanıtlıyor. İsrail kontrolü altında yaşayan azınlıklar tek bir etnik ve dini gruba ait olarak kurulmuş bir devlette resmen ikinci sınıf vatandaş oluyorlar. 

İsrail’de yaşayan Filistinlilerin en büyük azınlık olduğunu ve Arapların “düşman” olarak kavramlaştırıldığını düşünürsek, bu yeni yasadan en çok etkilenecek grup onlar olacak. Arapça artık resmi dil statüsünden çıktı, 70 sene boyunca Filistinli vatandaşlara karşı ayrımcılık yapan bireysel yasalar ve kurumsal, sosyal uygulamalar şimdi artık ulus devlet yasası şemsiyesinin altında düzenlenmiş oldu. Bununla birlikte, diğer azınlıklar da etkilenecek, “Yahudi devleti” vatandaşının modelinin giderek daha dar bir biçimde tanımlandığı ülkede LGBTİ+ vatandaşlarına, Ortodoks olmayan Yahudilera karşı ayrımcı gelişmelere şahit olacağız.

Yeni yasaya Yahudi dünyasının tepkisi neydi? Yahudilerin eleştirileri yeni yasada değişikliklere yol açar mı?

İsrail’in ulus devlet yasasına Yahudi diasporasının tepkisi sert oldu. Özellikle merkezci ve sol eğilimli Yahudi örgütleri, ikidevletli bir çözümü savunan yaklaşımları için bir temel oluşturan “Yahudi ve demokratik” sloganını tamamen ortadan kaldıran bir yasanın aksini savunuyorlar.

Özünde, ulus devlet tasarısı “Yahudi ve demokratik” devlet fikrinin paradoksunu gözler önüne serdi ve bu yasanın kabul edilmesinin ardından birçok örgütün derin bir kimlik kriziyle karşı karşıya olduğuna inanıyorum. Bununla birlikte uluslararası haykırışın yasada herhangi değişikliğe yol açacağını düşünmüyorum. İsrail Hükümeti’nin diaspora Yahudilerini potansiyel maddi ve demografik destek kaynağı olarak görmesi ve  bunun dışında küçümsemesi,  dünyadaki Yahudi topluluklarının fikirlerinin devletle giderek alakasız hale gelmesini doğuruyor.




Yazar Hakkında