Gelin canlar Sünni olalım

AK Parti saflarından son günlerde Alevilerin tepkisini çeken açıklamalara bir yenisi eklendi. Kütahya milletvekili İdris Bal, kaleme aldığı ‘Türkiye’de Alevi Sorunu Nedir? Nasıl Çözülür?’ başlıklı raporda, Aleviler hakkında bugüne dek sürekli tekrarlanan önyargıları yenilerken, bir hayli ilginç önerilerde bulundu. Bal’ın böyle bir çalışma yapmasını Başbakan Erdoğan istemiş.

Bal’ın Alevi sorununun çözümü için yaptığı öneriler arasında, zorunlu din derslerinin artırılması, Alevi-Sünni evliliklerinin teşvik edilmesi, Alevi dedelerinin Diyanet tarafından atanması var. Raporda ayrıca, çözüm için, sadece “Aleviliği İslam içinde gören kesimlerin muhatap alınması” gerektiği belirtiliyor. Bal, Agos’a yaptığı açıklamada, “Kimse kendi kafasına göre din ihdas edemez, bu dinde reform olur” dedi.

Cemevinin ibadethane olarak kabul edilemeyeceğini, Müslümanların tek ibadethanesinin cami olduğunu söyleyen Bal, Alevilere adeta ‘Gelin canlar Sünni olalım’ dedi: “Ülke güvenliği ve dış siyaset bağlamında birileri Aleviliğin ayrı bir din haline gelmesini istiyorlar. Cemevinin ibadethane olarak kabul edilmesi sıkıntı yaratır. Birileri sıkıntı yaratmak istediğinde Alevi-Sünni ayrımını kullanıyor.”

Raporda, Maraş, Çorum ve Sivas katliamlarını Sabetayistlerin organize ettiği iddiası da özellikle dikkat çekiyor. Ancak Bal bu iddiayı sahiplenmeyip, topu danışmanlarına attı: “Raporu hazırlarken danışmanlarım da katkıda bulunmuşlardı. Kendilerine bunun ispata ihtiyaç olduğu için rapora koymanın doğru olmayacağını söyledim. Fakat ihmal etmişler ve rapora koymuşlar. İddianın arkasında değilim.”

 

AGOS Başyazı:       Aleviler için adalet
 


AKP’li milletvekilinin gözüyle Alevilik

EMRE ERTANİ
emreertani@agos.com.tr

AK Parti Kütahya Milletvekili İdris Bal, 6 Ağustos Pazartesi günü Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyerek ‘Türkiye’de Alevi Sorunu Nedir? Nasıl Çözülür?’ başlıklı raporunu açıkladı. Alevi sorununun çözümü için, zorunlu din derslerinin saatlerinin ve Alevi-Sünni evliliklerinin artırılması, Alevi dedelerinin Diyanet tarafından atanması gibi önerilerin bulunduğu raporda, sorunun çözümü için de Aleviliği İslam içinde gören kesimlerin muhatap alınması gerektiği belirtiliyor. Rapordaki iddialardan biri de, Maraş, Çorum ve Sivas olaylarının Sebatayistler tarafından yapıldığı. 

Rapora ilişkin sorularımızı yanıtlayan Bal, Aleviler üzerine çalışmasını bizzat Başbakan Erdoğan’ın istediğini söyledi. Alevilerin de Müslüman olduğunu ve İslam’ın ibadethanesinin cami olduğu söyleyen Bal, “Kimse kendi kafasına göre din ihdas edemez, aksi takdirde bu dinde reform olur. Ülke güvenliği ve dış siyaset bağlamında, birileri Türkiye’nin içinde sıkıntılar ve kaos çıkarmak için Aleviliğin ayrı bir din haline gelmesini istiyorlar. Cemevinin ibadethane olarak kabul edilmesi sıkıntı yaratır” dedi.

•          Aleviler üzerine bir rapor hazırlamaya nasıl karar verdiniz?

Milletvekili olmadan önce de bu konularda çalışmalarım vardı. Başbakanımız milletvekillerinin ülkenin sorunları ile ilgili uzmanlaşmasını istemişti, böyle bir çalışma yapmamı benden özellikle istedi. Geçmişteki birikimlerimi kullandım ve sorunun özü, talepler konusunda bilgi sahibi olduğum için böyle bir rapor hazırladım. Partimizin Alevi açılımı sürecinde bazı Alevi gruplarla görüşmeler yaptım. Alevi camiası çok geniş, ‘ateist-Alevilik’ diye bir şey olmaz ama böyle bir şey bile var. Hem Alevi hem de ateist olduğunu iddia eden kişiler olduğu gibi, Sünni kesimle aynı çizgiye gelen, geniş bir yelpaze de var Aleviler içinde.

•          Cemevi ibadethane olarak kabul edilirse bunun Türkiye’ye zarar vereceğini belirtiyorsunuz. Ne tür bir zarar verebilir?

İnsanlar Müslüman, Hıristiyan, Musevi, ateist vs. olabilir ama hiç kimsenin İslam’ı veya başka bir dini kafasına göre kesip biçme lüksü yoktur. Bu bir inanç sistemidir, farklı yorumlar olabilir ama kimsenin hem ateistim hem de Müslüman’ım deme lüksü yoktur. Bunlar çocuk oyuncağı değildir, kendi içinde temel değişmez prensipleri olan ve yüce yaratıcı tarafından belirtilmiş inanç sistemleridir. Her dinin kendi ibadethanesi vardır, İslam’ın ibadethanesi de camidir. Cami sadece Sünnilerin değil, Alevilerin de ibadethanesidir. “Cami Sünnilerindir” kanaati yaygın olduğu için başkalarında da “Biz de şurada ibadet ederiz” fikri ortaya çıkmış. Böyle düşünen, dışlayıcı olan Sünniler çok vardır fakat cami tüm Müslümanların ibadethanesidir. Demokrasinin gereği olarak, örneğin, cami Şiilerin yoğun olduğu bir yerde ise, ona göre ibadet edilmeli ve ona göre imam gönderilmelidir. Vatandaşın inancına uygun ibadet yaptıracak din adamı gönderilmeli. İnsanlar başka mekânları da konferans, zikir, sohbet için kullanabilir. Geçmişte çok olmuştur, mevle-vihaneler, tekkeler… Cemevi de zaten bir Alevi tekkesidir. Cemevinin faaliyetine izin verilmesin demiyorum, tam tersine bu tür sosyal mekânlar özgür, yasal olsun diyorum. Alevilerin kendi aralarında da görüş birliği yoktur, kast etmeye çalıştığım budur.

Ülke güvenliği ve dış siyaset bağlamında birileri Türkiye’nin içinde sıkıntılar, kaos çıkarmak için Aleviliğin ayrı bir din haline gelmesini istiyorlar. Cemevinin ibadethane olarak kabul edilmesi sıkıntı yaratır. Birileri sıkıntı yaratmak istediğinde Alevi-Sünni ayrımını kullanıyor. Kaos çıkarmak isteyen güçler Çorum, Sivas, Malatya’da bunu kullanmıştır, bundan sonra da kullanabilirler. Sağlımız için hasta olmadan önce önlem alıyorsak, güvenlik anlamında da önceleyici tedbirler almamız gerekir. Madem böyle sıkıntılar var, aklıselim insanların makul talepleri karşılama anlamında çalışması gerekir.

•          Makul talepler nelerdir?

Cami Alevi vatandaşların yoğun olduğu yerde ise, oraya Alevi dedesi gönderilmelidir. Tabii bunun da bir standardı olmalı, netice itibariyle imam-hatip okullarında, ilahiyat fakültelerinde bunun eğitimini alması gerekir. Biri “Ben geldim, imamım” diyemez ki. Bu bağlamda belirli bir dini eğitime sahip, diploması olan, insanlar olması gerekir, bu da tabii meselenin diğer tarafıdır. Din derslerinde Alevi yorumu da müfreteda konulmuştur, bu da çok makuldur. Diyanet’te İslam’a Alevi yorumuyla bakan insanların yer alması da düşünülmelidir. Allah’ı bir, peygamberi bir, kitabı bir olan bir dinden bahsediyoruz, farklı yorumların olmasını normal karşılıyorum.

•          Alevilik ilahiyat fakültelerinde okultulmalı mı diyorsunuz?

Kesinlikle. Cumhuriyet’in ilk zamanlarında dinin öğretilmesi konusunda çok büyük sıkıntılar vardı. Fakat tabiat boşluk kabul etmiyor. Din bilen insanlardan öğretilmediği takdirde bugün geldiğimiz noktaya geliniyor; hem ateistim hem de Alevi’yim noktasına…

•          İlahiyat fakültelerinde Alevilik nasıl okutulacak?

Nasıl din dersi öğretmeni veya imam yetiştiriliyorsa, imam-hatip ve ilahiyat fakültelerinde bölümleme olabilir, seçmeli olabilir. Mesela orada okuyup da ek olarak şu şu dersleri almayan kişi Alevilerin yoğun olduğu yerde imamlık, müftülük yapamaz diye kural koyarsınız. Amaç geçmişten günümüze İslam’ın Alevi yorumunu da şifahi olarak değil de, kitabi olarak bilen, bu konudaki âlimlerin görüşlerine vâkıf, ne söylediğini bilen din adamlarının yetiştirilmesidir.

•          Alevilik güvenilir kaynaklar tarafından öğretilmeli diyorsunuz raporda. Nedir bu kaynaklar?

Makasın ucundan geriye doğru giderseniz onun birleştiğini görürsünüz. Her Müslüman için İslam’ın olmazsa olmazları vardır. Yaratıcıya inanmayan Müslüman olmaz ki. Kur’an’a ve peygamberine inanmayan da Müslüman olmaz. İslam zaten kendi şartlarını koymuş.  Bunlara inanmak gerekiyor. Kur’an’dan ve hadis-i şeriflerden başlanabilir. E peki, Aleviliğin ne farkı var diye soracak olursak, şudur; ağacın gövdesinden baktığında tek olduğunu yukarı doğru çıktığında dalların birinin sağa birinin sola baktığını görürsünüz. Yani mesele kökte değil, yorumlamalarda.

•          Aleviler cemevinin ibadethane olduğunu söylüyorlar. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün “Alevilik dindir, ibadethanesi de cemevidir” dedi.

İnsanlar başka bir din uyduruyorlarsa, biz böyle inanıyoruz demesi demokrasilerde normaldir. Buradaki sıkıntı şudur, mezhepler insanların kafalarına göre oynayabilecekleri, kendi uydurdukları şeyleri onların üzerine yapıştırabilecekleri bir konu değildir. Bunların tarihsel kökenleri vardır. Alevilik geçen yıl çıkmadı ki. Geçmişte, Aleviliğin İslam’ın içinde olduğunu söyleyen çok fazla âlim vardır. Bu kadar âlimden farklı olarak “Alevilik İslam’ın dışındadır” demek sadece söyleyeni bağlar ve bunu kimse ciddiye almaz. Aleviliğin İslam’ın içinde olduğuna dair çok fazla eser mevcuttur. Alevilik İslam’ın dışındadır diyenlerin Alevilik sözünü kullanma hakkı yoktur.

‘SİVAS SEBATAYİST İŞİ’ İDDİASI DANIŞMANLARINMIŞ

•          Maraş, Çorum, Sivas, Malatya, Başbağlar, Gazi Mahallesi olaylarını Sebatayistlerin yaptığını neye dayanarak söylüyorsunuz?

Raporu hazırlarken danışmanlarım da katkıda bulunmuşlardı. Ben kendilerini bunun ispata ihtiyaç olduğu için rapora koymanın doğru olmayacağını söyledim. Fakat onlar ihmal etmişler ve rapora koymuşlar. Ben iddianın arkasında değilim. Bu konularda yazılan kitap ve makalelerden etkilenerek koymuşlar.

İdris Bal kimdir?

1968 yılında Kütahya’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde lisans derecesini aldı ve mezuniyeti takiben Polis Akademisi’nde Araştırma Görevlisi oldu. Doktorasını yaptıktan sonra Polis Akademisi’ne Yardımcı Doçent olarak atandı. 2001-2003 yılları arasında Polis Bilimleri Dergisi editör yardımcılığı yaptı.

BAL’IN RAPORUNDAN

Bir kısım marjinal sol ve ateist kesim kendi illegal faaliyetlerini meşrulaştırabilmek için Aleviliği kullanmakta, hatta terörist cenazelerini bile cemevinden kaldırmaktadırlar. Bunun ötesinde, yurtdışında yerleşmiş bazı radikal Alevi grupların Alevilere ait bağımsız bir devlet taleplerinin de olduğunu unutmamak gerekir.

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem

Etiketler

Cemevleri