Aşıya erişemeyen göçmenlerin yaşam hakkı ihlal ediliyor

Türkiye’de de öncelikli grupların aşılanmasının ardından bir topluluk hariç tüm nüfus için aşı hakkı tanındı: Göçmenler. Kayıt dışı Türkiye’de bulunanların aşı hakkı olmasa da, bazı göçmenler aşı yaptırabildiler. Göçmenlerin aşı programlarına nasıl dahil edilebileceklerini, mülteci ve sığınmacılarla ilgili çalışmalar yapan Avukat Yekta Işık Nergiz’la konuştuk.

Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınını önlemek için tüm ülkelerde aşılamalar sürüyor. Öte yandan aşıya erişim hakkı bu dönemde büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de de öncelikli grupların aşılanmasının ardından bir topluluk hariç tüm nüfus için aşı hakkı tanındı: Göçmenler. Kayıt dışı Türkiye’de bulunanların aşı hakkı olmasa da, bazı göçmenler aşı yaptırabildiler. Covid-19 pandemisi için aşılama sırasında göçmenler nerede duruyor? Türkiye’de aşıya erişimleri var mı? Özellikle kayıt dışı ikamet eden, geçici kimlik numaraları olmayanların durumu meçhul. Bu belirsiz durumdan kaynaklı Türkiye sınırları içerisinde bulunan mülteci ve göçmenlerin yaşama hakkına erişemediği pandemi sürecinde çeşitli hak ihlalleri de yaşanıyor. Göçmenlerin aşı programlarına nasıl dahil edilebileceklerini, mülteci ve göçmenlerle ilgili çalışmalar yapan Avukat Yekta Işık Nergiz’la konuştuk.

Sıraları geldiği taktirde geçici kimlik numaraları veya çalışma izni olanların aşılanabileceği halde kayıt dışı göçmenlerin aşılanma sürecinin belirsizliği korumaya devam ettiğini söyleyen Nergiz, bu durumu şöyle anlatıyor: “Pandemi sürecinde mültecilerin ve göçmenlerin aşı programına nasıl dahil edilecekleri konusu oldukça uzun süre resmî bir cevap verilmeksizin sürüncemede kalan ve bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşların da kendi çabalarıyla bilgi arayışında olduğu bir konu oldu. Yapmış olduğumuz Sağlık Bakanlığı başvurusuna da verilen cevapla, aşılama çalışmalarında belirlenen risk gruplarına giren 99 ve 98 sayılı geçici kimlik numaralı yabancıların da sıraları geldiği takdirde e-nabız sistemini kullanarak randevu alabilecekleri ve risk grupları içerisinde bulunan meslek gruplarında ise SGK’ya kayıtlı olmaları halinde aşılanabilecekleri iletildi. Bu her ne kadar kayıtlı olan mülteci ve göçmenlerin aşılama programına dâhil edildiğini göstermesi açısından olumlu bir gelişmeyse de herhangi bir kimlik numarası olmayan, yani kayıtsız durumdaki göçmen ve mültecilerin aşılama programına dahil edilmemeleri ve yine çalışma izni olmayan yani SGK’lı olmayan mültecilerin de aşılanmalarının mümkün olmayacağı anlamını taşıyor. Bu kesimin aşılama programına dahil edilip edilmeyeceği veya edilecekse nasıl bir programlama yapılacağı konusu hâlâ belirsizliğini koruyor.”

‘Milliyet, kimlik veya statü ayrımı yapılmaksızın aşılama gerekli’

Türkiye sınırları içerisinde bulunan herkesin aşıya erişimini sağlamadığı için, devletin yetki alanında bulunmasına rağmen tüm bireylerin yaşama ve sağlık hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğine dikkat çeken Negiz, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu konuda henüz yapılan resmî bir açıklama da yok. Ancak tabii ki salgının kontrol altına alınabilmesi için hiçbir milliyet veya kimlik veya statü ayrımı yapılmaksızın herkesin aşılanması gerektiğini düşünüyoruz. Toplum düzeyinde aşıyla önlenebilir Covid-19 pandemisinin kontrolü için de yüksek aşılanma oranlarına ulaşılması gerektiği açıklanmaktayken ve aşılama bu kadar yaygınlaşmışken, ülkedeki kayıtsız mülteci ve göçmen nüfusunun aşıya erişemiyor olması oldukça endişe verici. Devletlerin yetki alanlarında bulunan tüm bireylerin yaşama hakkını ve sağlığını risklere karşı koruma (pozitif) yükümlülüğü vardır. Anayasal bir hak olan yaşama hakkı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı kapsamlarına mülteci ve göçmenlerin de girmesi gerektiği tartışmasızdır. Umuyoruz ki yakın bir süreçte bu hassas grup da aşılama programlarına dahil edilebilecek.”

Pandemi, göçmenlerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı

Avukat Nergiz, kayıt dışı göçmenlerin aşı olma zorlukları dışında işsizlik, sağlık hizmetlerine erişim ve birçok başka konuda zorluklar yaşadıklarına dikkat çekiyor: “Aşı olma hakları olmadığı pandemi döneminde kayıt dışı mülteciler için her şey çok daha zorlaştı. Seyahat yasakları olması sebebiyle kayıt olmak için şehir değişikliği yapmaları mümkün olmadı, kamu kurumlarına ve birçok kuruma girişte getirilen HES kodu zorunluluğu sebebiyle kurumlara girmeleri ve taleplerini iletmeleri zorlaştı. Yine dil bariyerleri sebebiyle evlere kapanma döneminde özellikle bilgiye erişimde sorunlar yaşandığını söyleyebiliriz. Artan işten çıkarmalar ve kayıtsız çalışmaları sebebiyle herhangi bir kısa çalışma veya ücretsiz izin desteğinden yararlanamayan mülteci ve göçmenler, maddi desteğe daha fazla ihtiyaç duyar hale geldi. Bu sürecin etkilerinin hâlâ devam ettiğini söyleyebiliriz. Özellikle pandemi başında temel gıda, fatura ve kira konusunda artan maddi destek arayışları bu durumun bir yansımasıydı. Sağlık hizmetlerine erişimde de sorunlar yaşandığı bir gerçek.”

‘Özel bir program hazırlanmalı’

İzmir’de faaliyet yürüten ve bölgedeki sığınmacılarla ilgili önemli çalışmalar yapan Halkların Köprüsü Derneği'nin eski genel başkanı Kolorektal Cerrah Prof. Cem Terzi de konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Halkların Köprüsü Derneği olarak İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne kayıt dışı göçmenlerin aşılanması için dilekçe yazdıklarını belirten Terzi, henüz bir cevap alamadıklarını ifade ediyor: “Sürecin başında kayıt dışı veya kayıtlı, fark etmeksizin göçmenler aşı olabiliyorlardı ancak kayıt dışı olanlar için bu durum ne yazık ki bir süredir geçerli değil. Dernek üyelerimizden biri, kayıt dışı çalışan bir Türkmen için aşı randevusu almaya çalışmış ancak başvurusu olumsuz sonuçlanmıştı. Burada insan ve toplum sağlığı söz konusu. Bir an evvel özel bir program hazırlanılarak kayıt dışı göçmenlerin de aşılanmaları gerekiyor.”

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları



Yazar Hakkında