Getronaganlı öğrenciler 'Hay Gin'i canlandırdı

Getronagan Lisesi öğrencileri, 2017’de, okulun kuruluşunun 130. yıldönümünde ‘Hay Tbrots: Antsyalen Tebi Aysor’ [Ermeni Okulu: Geçmişten Bugüne] başlıklı bir gösteri sahnelemişti. Öğrenciler bu kez entelektüel kadınların ele alındığı ‘Hay Ginı: Mşagutayin yev Hasaragagan Gyanki Meç’ [Ermeni Kültürel ve Toplumsal Yaşamda Kadın] başlıklı yeni bir gösteri sahneledi. .

9., 10. ve 11. sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan ve sergi, dans, müzik ile sunumdan oluşan ‘Hay Ginı’, 3 Haziran Cumartesi günü, Şişli Kent Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluştu. Yedi bölümden oluşan gösteri, Boğos Yeğyazar tarafından hazırlanan ve öğrencilerin Ermeni mitolojisindeki kadın figürleri, sanatçıları, din görevlileri ile entelektüelleri canlandırdıkları sergiyle başladı. Daha sonra öğrenciler tarafından bir dans gösterisi sahnelendi.

Aynı bölümde sanatsever kadınlar işlendi. Aralarında Sirvart Karamanuk, Anayis Yaldızcıyan, Kristin Saleri gibi isimlerin yer aldığı kadınlar, öğrenciler tarafından canlandırıldı ve bu kişiler tarafından oluşturulan ‘Mşagutaser Ganants Hantsnakhump’un [Sanatsever Kadınlar Birliği] hikâyesi anlatıldı.

Öğrenciler, ‘Sanatsever Kadınlar Birliği’ canlandırmalarına gösteri boyunca devam ettiler; Kalfayan Yetimhanesi’nin kuruluşu, sanatçı kadınların tanıtımı, eğitimde kadınların rolü gibi bölümlerle sahneye çeşitlilik kattılar.

İkinci bölümde ruhani kadınlar işlendi ve burada Kalfayan Yetimhanesi’nin nasıl kurulduğu kısa bir tiyatro oyunuyla izleyiciye aktarıldı. Bu bölümde Srpuhi Kalfayan’ı canlandıran Lia Talin Sarıoğlu’nu, Kevork Kahana’ya hayat veren Kevork Balıkçı’yı, Garabed Vartabed’i oynayan Kamer Akdağ’ı ve Nerses Episkopos rolünde Nareg Tovmasyan’ı izledik. Kısa tiyatro oyununda, Srpuhi Kalfayan’ın diğer din adamlarıyla yaptığı sohbet ve bu sohbet esnasında Kalfayan Yetimhanesi’nin kuruluş hikâyesi anlatılıyordu.

Üçüncü bölümde ise eğitimde kadınların rolü ele alındı ve eğitmen kadınlar tanıtıldı. Daha sonra tekrar sanatsever kadınların canlandırıldığı oyuna geçildi ve orada Şuşanig Gurğinyan’ı canlandıran Nare Dink ile İrma Acemyan’a hayat veren Derev Cebeci, iki ismin yazdığı şiirleri seslendirdi.

Dördüncü bölümde sanatçı kadınlar, beşinci bölümde gazeteci, yayıncı ve yazar kadınlar, altıncı bölümde ise bilim ve akademide kadınlar izleyicilere tanıtıldı, kişiler hakkında bilgiler verildi.

Bu bölümler arasında, gösteriden sonra Sahakyan Korosu’nda yer aldığını öğrendiğim Sara Arakilyan’ın beni -ve eminim benim gibi birçoklarını- etkileyen, kendine has üslubuyla seslendirdiği Parseğ Ganaçyan’ın ‘Kun Yeğir Balas’ [Uyu Çocuğum] adlı ninniyi dinledik. Yine bu bölümler arasında, Boğaziçi Folklor Kulübü’nün sahnelerinden alıştığımız figürleri bu kez Desil Ermen’in olağanüstü solo dans performansıyla izledik. Gösterideki dansların hazırlanmasında öğrencileri çalıştıran Banu Açıkdeniz’in de ismini anmamız gerekiyor. Tiyatrolardaki sahneleme ise Serda Arslan ve Boğos Çalgıcıoğlu’na ait.

Etkinliğin son bölümünü siyasi ve toplumsal alanda kadınlar oluşturdu. Bu bölümde her ikisi de Getronagan mezunu olan ve şu an yurtdışında yaşayan Melissa Bilal ile Lerna Ekmekçioğlu da video aracılığıyla birer konuşma yaptılar.

‘Hay Gin’, sahnede gördüğümüz öğrencilerin, hep birlikte, geçmişten günümüze Ermeni kültüründe, sanatında, biliminde, eğitiminde ve daha birçok alanında önemli yer etmiş kadınların isimlerinin taşındığı dövizlerle sahneye çıkmaları ve bu isimleri seslendirmeleriyle sona erdi.

Yazının başında da referansını verdiğim ‘Hay Tbrots’a benzer bir etkinliği, yine Getronagan öğrencileri, öğretmenleri ve yöneticileri tarafından sahnede görmek elbette çok kıymetli. Bu gibi etkinlikleri salt estetik açıdan değerlendirmemek gerek; işin eşsiz olması nedeniyle önem ve kıymetini de ifade etmek lazım. Getronagan Lisesi öğrencileri, öğretmenleri ve yönetimi çok büyük bir boşluğu, bir gerekliliği karşılıyor. ‘Hay Tbrots’u izledikten sonra da, aradan geçen altı yılın ardından ‘Hay Gin’i izledikten sonra da hep aynı temenni yankılanıyordu etrafımda: “Keşke diğer okullar da benzer işler yapsa.”

Böyle etkinliklerin Ermeni okullarından günümüzde sadece Getronagan’ın yapabileceğine inanılsa da ben bunun aksini umuyorum, hepimizin de öyle ummamız gerektiğini düşünüyorum. Getronagan yıllar sonra tekrar bir kapı açtı, umarım diğer okullar da bu kapının yansıttığı ışığı görür ve öğrenciler eşliğinde toplum olarak yeniden bir umut besleyebiliriz geleceğimize dair. Çünkü etkinlikte ismi anılan çoğu kişi bugün hayatta değil ve biz onların yerini doldurmakta bir hayli güçlük çekiyoruz.

Etiketler

Getronagan Hay Gin


Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.