Yeni anayasaya dair beklentiler

TESEV ve KONDA “Yeni Anayasa Sürecini İzleme Çalışması” çerçevesinde Türkiye çapında hazırladığı geniş kapsamlı araştırmanın sonuçlarını yayımladı.

Çalışmanın sonuçlarına göre bir yandan anadilde yaşama hakkı, Türk kimliği vurgusu, yerel yönetimlerin anadilde hizmet vermesi gibi konular tartışmalı olma özelliğini korurken, diğer yandan toplumda yüzde 53 düzeyinde yeni anayasanın Kürt meselesini çözeceği yönünde beklentilerin oluştuğu ortaya çıkıyor.

Toplumdan yüzde 45 düzeyinde destek gören bir diğer önemli konu ise devletin Dersim, 6-7 Eylül, Sivas, Madımak ve Uludere gibi olaylarla yüzleşmesi ve onarıcı mekanizmaları harekete geçirmesi gerektiği.

Ankete katılanların yüzde 92’si “Devlet vatandaşlarını, onların tercihlerinden ötürü maruz kalabilecekleri ayrımcılığa ve saldırılara karşı korumakla yükümlüdür” ibaresine katılırken, yüzde 72’si ise vatandaşların ait oldukları grup, kültürel kimlik ya da cemaatleri yaşatma özgürlüklerinin tanınmasını istiyor.

“Çalışmada, görüşülen kişilerin ‘uluslararası ve evrensel normlar’ ve ‘Atatürkçülük’ten ne anladığı net bir şekilde ortaya çıkmıyor. Halkın genel kanısı, ‘ilerici’ bir anlayış olduğundan hareketle Atatürk milliyetçiliğinin, evrensel normlarla uyumlu bir ideoloji olduğu olabilir.”

“Ülkenin resmi ve eğitim dilinin yalnızca Türkçe olmasını isteyenler çoğunlukta olsa bile, seçilmiş yerel yönetimlerin yerelde konuşulan dillerde eğitim ve kamu hizmeti vermede yetki sahibi olmasına destek daha fazla.”

“‘Türklük’, Müslümanlık gibi garantili bir aidiyettir. Ya da en azından yüzyıla varan bir geçmişe dayanan ulus-devlet pratikleri sonucunda Türklük ‘doğallaşmıştır’.”

Anayasaya ilişkin genel tercihler

Kürtler Türklere kıyasla oldukça yüksek oranda insancıl toplum talebini öne çıkarıyor. Buna karşılık Türklerin güçlü devlet vurgusu Kürtlere kıyasla oldukça yüksek.

Sünnilere kıyasla Alevilerde de insancıl toplum talebi daha güçlü.

Gelir seviyesi yükseldikçe güçlü devlet, gelir seviyesi düştükçe insancıl toplum talebi diğerlerine kıyasla yükseldiği görülüyor.

Ankete katılanların verdiği cevaplar doğrultusunda toplumun görece geri kalmış, mağdur kesimleri ve kümelerinde insancıl toplum talebi diğerlerine göre oldukça yüksek seviyede olduğu sonucuna varılabilir.

Diğer yandan TESEV anayasa ile ilgili genel tercihlere ilişkin ankete katılanlara “Sizin kafanızdaki ideale uygun bir anayasa, sizce esas olarak hangi öncelikli iki sorunu çözer?” sorusunu yöneltiyor.

En yüksek oranda ifade edilen ilk iki sorun Kürt meselesi (yüzde 53,4) ve ekonomik talepler (yüzde 40,7). Oluşan tablonun detaylarına baktığımızda Kürtlerde yeni ve ideal anayasadan “eşitlik” ve özgürlük” talebinin Türklere kıyasla daha yüksek olduğu görülüyor.

Yeni anayasada Kürt meselesi için çözüm beklentisi kırlarda kentlere kıyasla, varoşlarda geleneksel evlerde oturanlara kıyasla, gelir dilimi düşük kümelerde yüksek gelir gruplarına kıyasla daha yüksek.

Anket sonucunda elde edilen cevaplardan yola çıkılınca öyle anlaşılıyor ki, adı ne konursa konsun ve çözümü konusundaki öneriler ne olursa olsun Kürt meselesi toplumun en acil olarak çözüm bekleyen meselesidir.

Devlet bazı kesimlerle nasıl barışsın?

TESEV anketine katılanlara yöneltilen bir diğer soru ise “Farklı nedenlerle Dersim, 6-7 Eylül, Sivas Madımak,  Uludere (Roboski) gibi olaylarda devletin gazabına uğramış kesimler için aşağıdaki hangi seçenekler doğrudur?” ve sunulan seçenekler ise “özür dilesin / tazminat ödesin / ikisini de yapsın / ikisini de yapmasın”.

Sonuç olarak Kürtlerin yüzde 73’ü devletin hem özür dilemesini hem tazminat ödemesini beklerken, Türklerin yüzde 41’i ikisinin de yapılmasını, yüzde 35’i ikisinin de yapılmamasını bekliyor.

Benzer farklılaşma Sünni ve Aleviler arasında da bariz biçimde gözleniyor. Alevilerin yüzde 75’i ikisinin de yapılmasını beklerken, Sünnilerin yüzde 44’ü ikisinin de yapılmasını, yüzde 32’si de ikisinin de yapılmamasını istiyor

Haklar ve Yurttaşlık

Yurttaşların haklarına ve devletin bu hakların korunmasındaki rolüne dair sorulan bazı sorular, kimlik ve ayrımcılık gibi konuları ele alıyor.

TESEV’in araştırmasında öne çıkan sorulardan ilki anayasada kimliğin nasıl tanımlanması gerektiğine ilişkin.

Görüşülen kişilerin yüzde 56’sı anayasada halen olduğu şekilde sadece Türk kimliğinin yer alması gerektiğini düşünüyor. Üçte birlik kesim de “tüm etnik kimliklere yer verilmeli” diyor.

Kürtlerin yüzde 72’si “tüm kimlikler yer almalı” görüşünde. Kürtlerde “hiç kimlik yer almasın” diyenler de Türkiye ortalamasından 4 puan daha fazla. Türkler arasında ise “sadece Türk kimliği yer alsın” diyenler yüzde 61 oranında ve “tüm kimlikler yer almalı” diyenler yüzde 30 ile ortalamadan 5 puan düşük.

Ayrımcılığa karşı koruma ve kimlik hakkı

Araştırma sonuçlarına göre toplumun tüm kesimlerinin devletin vatandaşlarını ayrımcılığa karşı korumakla yükümlü olduğu konusunda hemfikir olduğu söylenebilir. Görüşülen kişilerin yüzde 92’si “Devlet vatandaşlarını, onların tercihlerinden ötürü maruz kalabilecekleri ayrımcılığa ve saldırılara karşı korumakla yükümlüdür” ifadesini doğru buluyor.

“Vatandaşların ait oldukları grup, kültürel kimlik ya da cemaatler olarak yaşayabilme özgürlükleri tanınmalıdır” ifadesi ise yüzde 72 düzeyinde destekleniyor.

Raproun tamamı için tıklayınız

Kategoriler

Güncel Gündem

Etiketler

Anaysa Rapor