Cemal Süreya, 23 yıl oldu “Üstü Kalsın” diyeli…

“9 Ocak günü Cemal Süreya “Üstü Kalsın” deyip aramızdan ayrılalı 23 yıl oluyor…” Bu yıl 7-13 Ocak tarihleri arasında ilk defa düzenlenecek olan Cemal Süreya Haftası dahilinde, Türkiye’nin dört bir yanından Cemal Süreya‘yı benimseyen, anmaya katılmak isteyen, fakat İstanbul’da olmadığından katılamayanlar için, Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği Gençlik Yönetimi bir program hazırlıyor.

Tuğçe Özkuş, Gençlik Yönetimi Genel Koordinatörü Hakan Sipahi ile Cemal Süreya’yı, şiirlerini, bu programı ve dernek faaliyetleri üzerine konuştu.

- Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği'nin kuruluşundan biraz bahseder misiniz?

Bildiğim kadarıyla 1998'lerden beri kurulmak istenen bu dernek için ilk girişim, 2003 yılında Mehmet Ali Işık, Zuhal Tekkanat ve İsmet Kemal Karadayı tarafından başlatıldı. Kurucu üyelikler düzenlendi, tüzük hazırlandı. Kurucu üyelerden bazı isimler, Cengiz Bektaş, Uğurtan Atakan, Egemen Berköz, Üstün Akmen, Yaşar Günaçgün. Dileğim, Cemal Süreya severlerin derneğe üye olması, bizimlerle beraber çalışmalar yapılmasıdır.

- Gençlik Yönetimi nasıl kuruldu? Ne gibi etkinlikler düzenleniyor?

Cemal Süreya'nın Hatay Restoran'da masasında oturduğu bir fotoğrafa hayıflanarak “Orada masanın bir yerinde olmak isterdim” dediğimde Mehmet Ali Işık, “Bundan sonraki karede varsın” demişti. Bir gün, yine bir araya geldiğimizde M.Ali Işık,  gençlerle ilgili bir organizasyon kurmaktan bahsetti. Dernek, kurulduğundan beri gençlerle etkileşim içindeydi ama şimdi bulunduğumuz durum kadar etkin değildi. Bir yıldır faaliyette olan Gençlik Yönetimi'ni Rıdvan Ardıç'la beraber kurduk. Türk şiirinin önemli bir şairinin sevenlerinin bir araya gelmesi, onu yazınları dışında da yaşatmak isteğimiz, elbette şiiri ve Cemal Süreya'yı seven herkesi mutlu etti. Etkinliklerimize gelince dolu dolu bir 2012 yılı geçirdik. 10 katılımcıyı geçmeyen etkinlikler yaparken, daha kalabalıklarını düzenler olduk. Etkinliklerimizden başlık olarak kısaca söz etmek gerekirse, anma toplantıları, okur toplantıları ve şiir işlikleri… Şiir işliklerimiz, eleştirmenimiz Mustafa Öneş'in, katılanların şiirlerini değerlendirmesiyle ve ağırladığımız konuklarla Hatay Restoran'da gerçekleşiyor. Mustafa Öneş'in değerlendirdiği eserler, yakın zamanda çıkaracağımız fanzinde ilk öncelikte olacak.

- “Cemal Süreya Haftası” ilk defa düzenleniyor. Bundan sonrası için ne gibi etkinlikler planlanıyor?

9 Ocak günü Cemal Süreya, “Üstü kalsın” deyip aramızdan ayrılalı 23 yıl oluyor. Bizler de 9 Ocak'ı içeren haftada, Türkiye'nin dört bir yanından Cemal Süreya'yı hayatında benimseyen, anmaya katılmak isteyen fakat İstanbul'da olmayıp katılamayanlar için bir program hazırlıyoruz. Gençlik Yönetimi olarak ilk defa düzenleyeceğimiz Cemal Süreya Haftası programını yakın zamanda sayfalarımızda duyuracağız. (csureyagenclikyonetimi@gmail.com / twitter.com/csureyadernegi / cemalsureya.com.tr adreslerinden etkinlikleri takip edebilirler) Programa dahil etme çalışmalarını sürdürdüğümüz bazı şehirler Ankara, Eskişehir, Muğla, İzmir. Denizli, Muş, Mersin.

 

- Anma etkinliği dahilinde bir de Cemal Süreya Şiir Ödülleri etkinliği var. Kaç dalda ödül veriliyor?

1991 yılından beri verilen ödül, 2004'den beri Cemal Süreya Kültür ve Sanat Derneği tarafından verilmektedir. Kitap dalında, dosya dalında ve seçici kurul özel ödülü olmak üzere üç dalda ödül verilir. Cemal Süreya Şiir Ödülü alan bazı isimler: Metin Altıok, Süreyya Berfe, Enis Batur, Enver Ercan, Altay Öktem, Haydar Ergülen…

- Geçtiğimiz yıl “Cemal Süreya'ya Mektuplar” adında bir çalışma yaptınız. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Gelen ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

9 Ocak günü Caddebostan Kültür Merkezi'nde anma programına katılamamıştım ve orada olamamanın üzüntüsüyle ne yapsam diye düşünüyordum. Bu çalışmaya o akşam başladık ve beklediğimiz ilginin üzerinde bir ilgiyle karşılaştık. Toplamda 279 mektup vardı. 279 mektuptan, 100 mektup seçtik ve editoryal kısımların üzerinde çalışıp baskıya gönderdik. Baskıdan elimizde çok az sayıda kaldı. Farklı şehirlerden birçok insana ulaştı. Tüyap ve Kadıköy Kitap Günleri'nde kitabımız ilgi gördü. Her 9 Ocak'ta yinelenecek bir çalışma olmasının ayrı bir güzelliği vardır. Cemal Süreya bizi görür!  (cemalemektuplar.tumblr.com)

- Sizce Cemal Süreya'yı farklı kılan, günümüzde de eserlerine bu kadar ilgi gösterilmesinin nedir?

Öyle birinden bahsediyoruz ki, onun için şiir, hayattır. Hayatın her şeyidir. “Şiir için hayat deneyimi gerek, düşünce, iletişim gerek, her şeye uzanmak gerek” derdi. Cemal Süreya'nın şiiri yaşadığımız hayata benzer; aşk ve ironi doludur. İşte bu yüzden Cemal Süreya'yı bir kez okumuş olanın bir daha unutacağını sanmıyorum. Elma şiirinde attığı “y” harfi yüreğimizin en başındadır. “Üç şiirim taze kalsın, ilerde de okunsun, yeter bana” diyen Cemal Süreya'nın şiiri her daim bizden gençtir.

-Aşk ve kadın tasvirlerinin Cemal Süreya şiirlerindeki güzel ve farklı varoluşunu nasıl açıklayabiliriz?

Cemal Süreya'yı ve kadını tasvirindeki güzelliği en iyi açıklayan dizeler, Ülkü Tamer'in şair için yazdığı bir şiirde değerini bulur. Ülkü Tamer, Cemal Süreya'nın ölümünden önce son konuşmasında, Süreya'ya şiirini nasıl bulduğunu sorar. Cevap ise “aynı beni anlatmışsın” olur ve ağlar:

 

“Tanrı bin birinci gece şairi yarattı

Bin ikinci gece Cemal'i,

Bin üçünce gece şiir okudu Tanrı,

Başa döndü sonra,

Kadını yeniden yarattı.”

 

Cemal Süreya şiirinde, aşk ve kadını güzel işlemesinin sırrı, şiirinde kadını her haliyle görebilme mümkünlüğüyle alakalıdır. “Beni öp sonra doğur beni” şiirinde bir anne, “Nehirler boyunca kadınlar gördüm” şiirinde hayatın içinde emeği ile duran bir kadın, “Üzerinden Sevişmek” şiirinde tutkulu bir sevgili... Bunlarla birlikte, evliliğin insan tabiatına aykırı olduğunu, aşkı öldürdüğünü, aşkın meşru olamayacağını söyler ve der ki: “Aşk, yasa dışıdır, gizlidir. Şiir de aşk gibi, meşru şiir yaşamaz. Mutluluğun şiiri olmaz. Mutluluğun aşkı da olmaz.”

- Sürgün ve göçebe imgelerini de şiirlerinde sıkça görmekteyiz. Kısa bir süre öncesinde de, Cemal Süreya ve ailesinin Dersim'den sürgün edilişinin belgeleri ortaya çıkmıştı. Sizce bunun şiirlerine etkisi nedir? Aidiyet duygusu Cemal Süreya için ne ifade ediyor?

“Ölüm” şiirinde, “Ölüm geliyor aklıma birden ölüm/bir ağacın gövdesine sarılıyorum.” diyerek anlatmak istediği ölümün, yaşadığı bu dünyadan sürülmek olduğudur. Cemal Süreya sürgün olmayı değil, göçebe olmayı ister. Maliye Müfettişliği işi gereği pek çok şehirde çalışır. Bu durum sürgün ve göçebe imgeleriyle pekiştiğinde, bir yere ait olamama duygusu ortaya çıkar.  Bu iki imge Cemal Süreya’nın şiirini İkinci Yeni içerisinde başka bir yere taşımıştır.

- Bazil Nikitin'in 'Kürtler' adlı eserinin bir kısmını çevirdiğinde sadece adının baş harflerini kullanarak yayınladığını, önceleri etnik kökeninden çok bahsetmese de, oğlunun adını “gururla” Memo koyduğunu ve 'Kürtler yalan söylemek zorunda, Arnavutlar doğru' dizelerini yazdığını düşünürsek, geçmişten bugüne baktığımızda Cemal Süreya için Türkiye'nin Kürt şairi diyebilir miyiz?

Babasının ölümünden sonra bir süre beraber yaşadığı amcası Memo’ya hayran olduğunu biliyorum. Yıllar sonra oğluna Memo adını vererek, amcasına olan vefa borcunu ödüyor. Papirüs'ü çıkarırken, Muzaffer Erdost'un Kürt sorununu ele alan bir yazısının yayınlanmasını istemez. Kürt sorununu çok insanın öleceği bir sorun olarak algılaması, duyduğu korkuyu anlatmaya yeter. “Kürtler yalan söylemek zorunda, Arnavutlar doğru” dizeleri de bir açıklama gibidir. Kürtler açısından, sürgünlüğü ve kimliklerini gizleme zorunluluğu, onların yalan söylemek zorunda kaldıklarını; Arnavutlar'ın ise göçebe kimliklerinin toplum tarafından kabul görmesi açısından şart olduğunu ifade eder. Belki de göçebe arzusu onun için kabul görme isteğidir.

-  Cemal Süreya'nın şiiri için “bir göçebenin yas içinde varolması” diyebilir miyiz?

Cemal Süreya şairi tanımlarken, şairin dili işlemesi, dilde yangınlar çıkarması ve şiire kişiliğinin damgasını vurması gerektiği söyler. Hemen şimdi bir Cemal Süreya şiiri okuyalım, kendimize sorduğumuzda Cemal Süreya için bir tanımlamamız olacaktır; göreceksiniz. 23 yıl oldu “Üstü Kalsın” diyeli, o gittikten sonra şiiri daha da sonsuzlaştı.

Kategoriler

Şapgir