Kesablılar Beyrut yolcusu

Kesablıları ağırlayan Vakıflı Köyü’nde olağanüstü günler yaşanıyor. Vakıflı Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, “Savaşı, insanların yüzünden bire bir okuduk. Halen bombaların sesi köyümüze ulaşıyor. Misafirlerimizi ağırlamaya çalışıyoruz. Kesablılar her şeylerini kaybetti. Sadece evlerini, bahçelerini, akrabalarını değil, bütün hayatlarını kaybettiler. Burada onların yabancılık çekmemesi, kayıplarını hissetmemesi için çalışıyoruz” dedi.

EMRE ERTANİ
emreertani@ago.com.tr

Suriye-Türkiye sınırına yaklaşık üç kilometre mesafedeki Ermeni kasabası Kesab, 21 Mart’ta muhalifler tarafından ele geçirilmiş ve bir süre sonra 22 Kesablı Türkiye’ye, Anadolu’daki tek Ermeni köyü olan Vakıflı’ya getirilmişti. Kesab’la ilgili gelişmeler, Batı medyasında da geniş yer bulmaya devam ediyor. Vakıflı Köyü Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, Kesablıların son durumunu ve Vakıflı Köyü’nde yaşananları Agos’a anlattı.

Cem Çapar

Kesablı Loder Tırtıryan’ın 14 Mart Pazartesi günü Türkiye’ye getirilmesiyle Vakıflı Köyü’nde yerleştirilen Kesablıların sayısı 22’ye ulaştı. Tırtıryan’ın uzun süre muhaliflerden saklanmayı başardığını ve Türkiye’ye getirilmesinin bu yüzden zaman aldığını belirten Çapar, “1932 doğumlu Loder Tırtıryan’ın gelmesiyle Vakıflı’daki Kesablıların sayısı 22’ye ulaştı. Getirilen insanların hemen hemen tamamı 65 yaşın üstünde” dedi.

Nüfusunun yaklaşık yüzde 80’ini Ermenilerin oluşturduğu Kesab’dan Lazkiye’ye giden 2 bin kişi arasında 42 kasaba sakininin eksik olduğu biliniyordu. Bu 42 kişinin 22’si şu anda Vakıflıköy’de misafir ediliyor. Ancak kendilerinden hâlâ haber alınamayan 8 kişi daha var. Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin bu sekiz kişinin bulunması için Dışişleri Bakanlığı’ndan yardım istediği edinilen bilgiler arasında. Çapar, kayıplar hakkında kendilerine ulaşan bir bilgi olmadığını söyledi.

Samandağ Kaymakamlığı’nın köye sağlık ekibi gönderdiğini ve ilaç temin ettiğini ifade eden Çapar, yatak ve baza ihtiyacının da karşılandığını söyledi. Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu ile görüşüp psikiyatr talep ettiklerini anımsatan Çapar, bu taleplerinin de karşılandığını ve Belinda Maşalı’nın Kesablıları tek tek muayene ettiğini vurguladı.

Kesablıların çoğu Türkiye’den gitmek istiyor ama hem pasaportlarının kayıp olması, hem de maddi zorluklar nedeniyle bu mümkün olmuyor. Bu sorunun çözümü için Dışişleri Bakanlığı’nın devreye girdiğini kaydeden Çapar, “Şu an 17 kişi Lübnan’a gitmek istiyor. Dışişleri Bakanlığı seyahat belgesi hazırlıyor, Lübnan’dan da kabul için gerekli girişimlerde bulunuluyor. Türkiye Ermenileri Patrikhanesi ile Lübnan’daki Ermeni Ruhani Önderliği de çözüm için devrede” dedi.

‘Gurur duyuyorum’

Köyde olağanüstü günlerin yaşandığını vurgulayan Çapar, şöyle devam etti: “Savaşı, insanların yüzünden bire bir okuduk. Halen bombaların sesi köyümüze ulaşıyor. Misafirlerimizi ağırlamaya çalışıyoruz. Kesablılar her şeylerini kaybetti. Sadece evlerini, akrabalarını değil, bütün hayatlarını kaybettiler. Burada onların yabancılık çekmemesi, kayıplarını hissetmemesi için çalışıyoruz. Köyümün her ferdinden gurur duyduğumu belirtmek istiyorum. Genci, yaşlısı herkes elinden geleni yaptı. Vakıflılar yemeklerini hep Kesablılarla birlikte yedi.”

Çevre köylerden de yardım geldiğini aktaran Çapar, “Samandağlılar da yardım ettiler. Hem Alevi, hem de Türkmen köylerinden yardım geldi, yemekler gönderdiler. Hatta bunu sıraya girerek yapıyorlar. Yardım eden herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

‘Ruhsal durumları iyiye gidiyor’

Vakıflı Köyü’nde Kesablıları 12 Nisan Cuma günü muayene eden Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi görevlisi Psikiyatr Belinda Maşalı, izlenimlerini Agos’a anlattı. Vakıflı’daki tüm Kesablıları muayene ettiğini dile getiren Maşalı, şöyle konuştu: “Geldikleri ilk günlere göre olumlu yönde bir gelişme var. Ermeni köyünde bulunmaları ve kendi dillerini konuşuyor olmaları, Kesablıların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamış. İlk geldiği günlerdeki her sesten irkilmeler, uyuyamamalar düzelmiş. ‘Bizim halimiz ne olacak?’ sorusu şu an onları düşündürüyor ama Türkiye’den gidecek olmalarını bilmek onları olumlu yönde etkiliyor. Bir an önce Suriye ve Lübnan’daki akrabalarının yanına gitmek istiyorlar, çünkü ne yazık ki artık Türkiye’yle hiçbir bağları yok.” Maşalı, Samandağ Devlet Hastanesi’nin psikiyatri servisiyle görüştüğünü, özel bir durum olduğunda onların duruma müdahale edeceğini sözlerine ekledi.

Kategoriler

Güncel Gündem