İnternete erişimi engellemek artık kolay değil

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) YouTube kararını, davayla ilgili bireysel başvuru yapan isimlerinden de biri olan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz ile konuştuk.

ELİF ATALAY
elifatalayposta@gmail.com

Anayasa Mahkemesi (AYM) YouTube kararı ile TİB’in tek başına site erişimi engellemesini hukuka aykırı bulurken temel haklar söz konusu olduğunda bireysel başvurular için tüketilmesi gereken diğer yolların mutlak olmadığının da altını çizdi.  Karar TİB tarafından erişimi tamamen engellenen siteler için emsal niteliğinde. Bu karar sonrası yaşanabilecek gelişmeleri, davayla ilgili bireysel başvuru yapan isimlerinden de biri olan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz ile konuştuk.

  • Anayasa Mahkemesi'nin YouTube.com kararı ile birlikte TİB'in bugüne kadar almış olduğu erişim engelleme kararları da geçerliliğini yitirmiş midir?

Anayasa Mahkemesi kararında 'TİB’e erişimin engellenmesine yönelik olarak verilen yetkinin kanuni dayanağının  kanunilik ilkesinin asgari şartı olan kanunun anlaşılır, açık ve net olması zorunluluğunu karşılamaması nedeniyle kapsam ve sınırlarının belirsiz olduğu görülmektedir.' deniyor. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi bu önemli tespitinden hareketle Anayasa’ya aykırılık kararı vermemiş olsa dahi ve farklı gerekçe yazan iki hakimin de görüşü çerçevesinde TİB'in bugüne kadar almış olduğu erişim engelleme kararlarının da geçerliliğini yitirmiş olduğu söylenebilir. Bugün itibarı ile Anayasa Mahkemesi kararı dayanak gösterilerek TİB'in erişim engelleme kararlarına itiraz edilebilir ve edilmelidir. İdari bir kurum olan TİB'in mahkemeleri bile aşan bir sınırsız yetki ile hareket etmesi ve önce Twitter'ı, sonrasında da YouTube'u topyekün erişime engellemesi Anayasaya aykırıdır. Benzer ihlallerin ortaya çıkmaması için 5651 sayılı Kanun'un TİB'e erişim engelleme yetkisi veren maddeleri Meclis tarafından kaldırılmalıdır.

  • Mahkeme'nin kararında oluşabilecek benzer davalar için içtihat niteliğindeki bölümler hangileri?

Anayasa Mahkemesi'nin gerek Twitter, gerek YouTube kararlarının tamamı ilke kararı niteliğindedir. Özellikle sosyal paylaşım sitelerine erişimin sınırları belirsiz bir yasaklama kararı ile engellenmesinin demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olan ifade özgürlüğüne ağır bir müdahale oluşturduğu tespiti çok önemlidir. Ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi TİB'e verilen erişim engellemesi yetkisinin kapsam ve sınırlarının belirsiz olduğu çok yerinde ve önemli bir tespittir.

  • Yüksek Yargı’nın YouTube kararının sizin açınızdan Twitter kararından farkı nedir?

YouTube kararı, bireysel başvurular sonrasında Anayasa Mahkemesi'nin genel kuruluna intikal eden ilk başvuru ve 14'e 2 karşı oyla verilmiş çok sağlam bir karar. Twitter kararından farkı, mahkemenin özellikle TİB ile ilgili önemli tespitleridir. Twitter kararında zaten TİB'in hukuka aykırı ve yetkisiz bir şekilde erişim engelleme kararı verdiği tespit edilmişti. YouTube kararında bir kademe daha ileri girerek mahkeme TİB'in yetkisinin kapsam ve sınırlarının belirsiz olduğuna karar verdi.

  • Anayasa Mahkemesi’nin, karar metninde internet ve sosyal medya tanımlamalarına geniş yer verdiği dikkat çekiyor. Kararın bu kısmını İçişleri Bakanlığı'nın İsveç menşeili bir yazılım firması ile internette zararlı gördüğü içerikleri engellemeye yönelik sistem hazırlıkları yaptığı bilgisi ışığında siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tabii ki internetin bu kadar baskı altında olduğu Türkiye'de Twitter ve YouTube kararlarına rağmen negatif gelişmeler olması pek de şaşırtıcı gelmiyor kulağa. Gerek yeni bir filtreleme hazırlığı, gerek DNS ve SSL sistemleri ile oynamalar, gerek Twitter'ın Anayasa Mahkemesi kararına rağmen fazlasıyla işbirlikçi tavrı ve Alo Twitter hattının kurulması, sansürün ve kontrol mekanizmalarının farklı seviyelerde devam edeceğinin göstergesidir.

  • Karar, bireysel başvuru yollarının tüketilmesi ile ilgili detaylı bir açıklamayı da içeriyor. Sizce bu açıklama daha önce bu konuda yaşanan tartışmaları önlemeye yönelik midir ve yeterli olmuş mudur?

Ben iki kararın da Kerem Altıparmak ile beraber tetikleyicilerindenim. Dolayısı ile mahkemenin almış olduğu kararın doğal olarak doğru olduğunu düşünüyorum. Twitter kararında TİB, yetkisi olmadığı bir durumda idari tedbir kararı uyguladı. Anayasa Mahkemesi'nden başka gidilecek bir yer yoktu. YouTube vakasında da yetkisini keyfi ve kapsamını açarak kullandığı açıkça karara bağlandı. Kaldı ki TİB'e karşı hukuki girişimler de sonuçsuz kaldı. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu konuda tartışılacak pek fazla bir şey de yoktur. Ayrıca mahkemenin daha önceki politik tartışmalardan pek de etkilenmediğini söylemek mümkün. Karşı oy gerekçesini yazan hakim bile Twitter kararının doğru olduğunu dile getirmiş.

Kategoriler

Güncel Basın